İdeolojik Nepot-İZM’den-Biyolojik Nepot-İZM’e

İdeolojik Nepot-İZM’den-Biyolojik Nepot-İZM’e

Ülkemiz insanı, sonu ‘–izm’ ile biten kavramlardan ya da sözcüklerden çok çekti. Teorik olarak değil elbette, hayat içerisinde ve pratik olarak...

Aslında,  ‘ –izm’  eki Türkçe bir ek değildir, dilimizde ek kıtlığı (!) varmış gibi birtakım yabancı eklerle birlikte bu ek de,  tıpkı ‘Arena’ sözcüğünde olduğu  gibi dilimizdeki doldurulamamış  bir boşluktan faydalanarak dilimize sızmıştır, sonra bu eki adeta benimsercesine dilimizde tutmuşuz. Ve daha da ileri giderek bu ekin, sondan eklemeli bir dil olan Türkçe’mizdeki kullandığımız kelimelerin sonunda adeta kazığı dikmesine aracı olmuşuz.

Bu eki, bazı kelimelerin gıdıklayıcı ve  okşayıcı ideolojk anlamlara haiz olup  bizlere haz vermesi için vesile kılmışız. Yani adeta bir misyon biçmiş ve türettiğimiz ideolojilerin kavramsal karşılığı için biçilmiş kaftan olarak dilimizde adet bir alet gibi kullanagelmişiz. Öyle bir alet ki, zihin dünyamızın dışarıya karşı önyargılar oluşturan tek kelimelik tarifi gibi... O kelime ki, kavramsal haritanın en tepe noktasında konumlanıp konuşlanmış sanki...

Belki de,  dilimizdeki hem sözcük hem de ek düzeyindeki  bu tip yabancılaşma, Karamanoğlu Mehmet Bey’in kemiklerini sızlatmış olabilir. Yalnız, şu var ki,  Tanzimat’tan bu yana süregelen batıcılığın çivisini çıkarmışız. Batıcılığı nereden ve nasıl tutacağımızı bir türlü anlayamamış ve kavrayamamışız.

Eee, Recaizade Mahmut EKREM’in ‘Araba Sevdası’ isimli eserindeki Bihruz Bey karakteri gibi batıcılığı anlayarak uygulamaya çalışırsak, kaçınılmaz son her zaman böyle olacaktır. Yani bir tür yabancılaşarak yozlaşma.

Her neyse, ne diyorduk?

Sonu ‘-izm’ eki ile biten sözcüklerle  ya da kavramlarla başımızın dertte olduğunu söylüyorduk.

‘-izm’ ekinin dert olan yanı sözcüğe kattığı anlamı elbette.

Öyle bir ideolojik anlam katıyor ki, inanınız, toplumu, milleti adına ne derseniz diyiniz ortadan ikiye yarıyor. 

Onun için bu ‘-izm’ ekine ideolojik asa diyorum.

Toplumun ya da milletin kafasına vurduğunuz an,  bütünleşmiş toplumdan da,  milletten de eser kalmıyor. O zaman,  bu ‘–izm’i esamesi okunamaz hale getirerek belini kırmak gerekli. Nasıl mı? Şöyle ki;

Şimdilerde, yine sonu ‘-izm’ ile biten bir sözcüğün toplumu ve milleti rahatsız eden, adeta topluma ve millete ‘bu kadar da olmaz, yuh artık!’ dedirten  yüzü ile karşı karşıyayız. Özellikle şu günlerde,  ‘–izm’in esamesini okumayı bırakın, dilimizde pelesenk valla.

İşte dilimize pelesenk olan bu sözcük, NEPOT-İZM...

Yazılarımızda sıkça kullandığımız bir sözcük aslında.

Özellikle devlet içindeki istisnai ve diğer kadrolara atamalarda, görevlendirmelerde, mülakatlı seçmelerde sıkça karşılaştığımız, bundan ötürü milletçe ve toplumca  rahatsız olduğumuz, hatta çileden çıktığımız, toplumu ve milleti ortadan ikiye ayıran bir ideolojik asa gibi bu sözcük.

Her ne kadar,  söcük, kökeniyle ve  ekiyle bize çok  yabancı olsa da,  anlam itibariyle bizlerin çok ama çok rahatsız olduğu, adeta hislerimize tercüman olan bir anlamsal mahiyete sahip olduğunu kabul etmeliyiz. Bizleri çileden çıkaran, rahatsız eden, hatta bizlere hiç ama hiç haz aldırmayan, bizlerin devlete olan güvenini silip süpürmeye çalışan birtakım kayırmacı atamalar/seçmeler/görevlendirmeler/tutumlar/yaklaşımlar karşısında bu sözcük duygu ve düşüncelerimize tercüman olması nedeni ile cuk oturuyor diyebilirim.

Buradan nereye mi geleceğim?

Sanki bu soruyu sorar gibisiniz bana. Öyle hissediyorum. O zaman söyleyeyim.

Buradan şuraya geleceğim, devlet içindeki atamalarda, görevlendirmelerde, seçmelerde,  hatta ve hatta daha da özele indirgersek gündemi meşgul eden bir rektörün, eşini rektörü olduğu üniversitedeki bir enstitüye sekreter olarak ataması gibi olaylarda,  NEPOT-İZM’i görüyor, duyuyor ve hissediyoruz. Bu durum karşısında da,  üç maymun olamıyoruz ve millet adına düşüncelerimizi-duygularımızı yazıya döküyoruz.  

Sadede gelirsek,  ifade etmeliyim ki, NEPOT-İZM’in esamesini okumak ya da hissetmek, görmek, duymak, hülasa NEPOT-İZM’in  kokusunu almayı  istemiyorsak, öyle bir seçme/atama/görevlendirme mekanizması kuralım ki, ne  ideolojik  ...-izm’in ne de biyolojik nepot-izm’in kokusunu alalım. İşte o zaman, ideolojik ya da biyolojik NEPOT-İZM’e kimse cüret edemez, bu tür NEPOT-İZM’in de asla ama asla ayak seslerini duymayız ve mide bulandıran  o ‘pis’ kokusunu hiçbir zaman almayız.

Biyolojik nepotizm, ne yazık ki, rektör ile eşi özelinde  ete kemiğe bürünmüş biçimde somut halini  göstermiştir. Bu durum, ister istemez şu soruyu sorduruyor, yoksa belini büktüğümüz ideolojik nepotizm,  biyolojik nepotizm’e mi evrildi? Devletin yeniden yapılandırılması sürecinde milli güvenliğe bir tehdit mi acaba?

‘...-İZM’LERDEN KURTARILAN BİR DEVLET, BÜTÜNLEŞEN MİLLETİN AYNASI OLUR. İŞTE O ZAMAN, DEVLET MİLLETTİR. O DEVLET,  HER ADIMINDA MİLLETE SORUMLULUK DUYGUSUNA SAHİP OLUR. VE  O DEVLET,  HER DAİM MİLLET ADINA İŞ/İŞLEM YÜRÜTÜR. YANİ MİLLETİNE ÇALIŞAN, MİLLETİNİN YARARINI GÖZETEN BİR DEVLET OLUR. BU NEDENLE HAYKIRIYORUZ, DUYUN SESİMİZİ:

MİLLETİN EVLATLARINA HAKSIZLIK ETMEYİNİZ EFENDİLER!

MİLLETİN EVLATLARINI  İTHAL  ‘–İZM’LERLE  BÖLMEYİNİZ EFENDİLER!

MİLLETİN ÇOCUKLARINI,   ‘–İZM’LERLE  ‘AYRICALIKLILAR-AYRICALIKSIZLAR’  OLARAK ORTADAN İKİYE AYIRMAYIN EFENDİLER!

MİLLETİN ÇOCUKLARINI,  ‘–İZM’LERLE  DEVLETE YABANCILAŞTIRMAYIN VE DEVLETTEN UZAKLAŞTIRMAYIN EFENDİLER!

MİLLETİN ÇOCUKLARININ GÜVENİNİ,  ‘-İZM’LERLE  DEVLETE KARŞI SARSMAYIN EFENDİLER!

MİLLETİN ÇOCUKLARININ ÇIKARINI VE YARARINI,  EŞİT-ADİL BİR SİSTEM İÇİNDE GÖZETEBİLİRSİNİZ EFENDİLER!

YAPMAYIN, ETMEYİN, BU SESE KULAK VERİN EFENDİLER!

REKTÖRÜN, EŞİNİ ATAMASI ÜZERİNE KONUŞAN  MİLLİ EĞİTİM BAKANIMIZ SAYIN  İSMET YILMAZ GİBİ  "Doğru olmadığını söylüyorum. Liyakatli olmuş olabilir, hak etmiş olabilir ancak bir de genel kural var ki bir hak eden, bir liyakatli olan o mu vardır?" DİYEREK (Sayın Bakanımızı bu tutumundan ve yaklaşımından dolayı ayakta alkışlıyor ve önünde saygıyla eğiliyorum)  ses verin BİZLERE efendiler!

Biyolojik NEPOT-İZM vesayeti ile devletin kadrolarının dibini dahi sıyırarak milletin çocuklarının hakkını yiyenlere,  millet adına bir ‘DUR!’ diyin ve hadlerini bildirin efendiler!

Ayyuka çıkmış  NEPOT-İZM’in kokusu artık midelerimizi bulandırıyor efendiler!

Milletin çocuklarının hakkına-hukukuna sahip çıkın efendiler!

İdeolojik Nepot-İZM’den-Biyolojik Nepot-İZM’e

Not: İdeolojik NEPOT-İZM’in biyolojik NEPOT-İZM’e evrildiğini gördüğümüz şu günlerde, yukarıdaki fotoğraf  biyolojik NEPOT-İZM’in sembolleşen resmidir artık... Ve biyolojik NEPOT-İZM’in en somut halidir... 

Saygılar...

Yusuf SEVİNGEN

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.