Öğretmen: Hiçbir zaman vatanımıza küsmedik

Öğretmen: Hiçbir zaman vatanımıza küsmedik

Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat 1997'de hapse giren ve hukuki mücadelesinin ardından görevine dönen öğretmen Çelik, o sürecin kendisinde bıraktığı izleri anlattı.

CİHAN DEMİRCİ

Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat 1997'de hapse giren ve hukuki mücadelesinin ardından cezaevinden çıkarak görevine dönen, Kırkpınar Ağası Alper Yazoğlu Ortaokulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni İsmail Çelik, "28 Şubat bizler için bir imtihandı. Hiçbir zaman vatanımıza küsmedik." dedi.

Çelik, 28 Şubat döneminde yaşadıkları ve o sürecin kendisinde bıraktığı izlere ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat'ta Türkiye'deki birçok insan gibi Edirne'de yaşayanların da sıkıntılar çektiğini söyledi.

O süreçte inanan ve muhafazakar kesim üzerinde yoğun baskı oluşturduğunu belirten Çelik, "Öğretmen olarak görev yaptığım dönemde bize de bir operasyon yapıldı. Evimizden dini kitaplar alındı. Bu kitaplar Milli Eğitim Bakanlığımıza ait tavsiyeli kitaplardı. Tabii o süreçte bunları sorgulamak ve söylemek mümkün değildi. Belli bir gözaltı süresinden sonra bizler DGM'de 15 yılla yargılandık. Hayali ve uydurma bir örgüt olan Tevhid Selam Örgütü'nün üyesi olarak lanse edildik." diye konuştu.

Bu süreçte yargılananlara yönelik toplumda suçlu psikolojisi oluştuğunu belirten Çelik, arkadaşları ve yakınlarının kendilerine selam veremez hale geldiğini ifade etti.

28 Şubat'ta açığa alındığını ve görevine dönmek için hukuki mücadelesinin 7 yıl sürdüğünü dile getiren Çelik, şunları anlattı:

"Dava sürecinde bize ceza verildi. Bu sürecin bizim için bir de cezaevi boyutu oldu. Yaklaşık 17 ay boyunca cezaevinde kaldım. Bu süreçten sonra mahkeme bizim haklılığımızı gördü ve ceza almadan görevime geri döndüm. Tabii yaşadıklarım aileme ve evime de yansımıştı. O dönemlerde ailem Edirne'den sabaha karşı 05.00'te yola çıkarak beni görmek için Kandıra F Tipi Cezaevine İzmit'e geliyordu. Çok büyük sıkıntılar çektik. O dönemde oğlum küçük tabii, eşim oğluma üzülmesin diye 'Baban orada bir araba fabrikasında işe girdi' diyor. 28 Şubat, psikolojik anlamda da herkesi çok yıprattı. Tabii biz şuna inandık. Bu noktada 28 Şubat bizler için bir imtihandı. Biz hiçbir zaman vatanımıza küsmedik. Hukuki anlamda bir gün haklı olduğumuzun ortaya çıkacağını biliyorduk. Bu noktada sonucu sabırla beklemeyi bildik."

"Kaderin üzerinde bir kader vardır"

Kendilerini 28 Şubat'tın seçilmiş kurbanlar olarak tanımlayan Çelik, Edirne'de de kendisi gibi farklı mesleklerden kişilerin delilsiz ve gerekçesiz ceza aldığını dile getirdi.

O dönemde, "Kaderin üzerinde bir kader vardır." diyerek sabrettiğini dile getiren Çelik, "28 Şubat insanların üzerinden buldozer gibi geçti. İnsanların psikolojik ve sosyal hayatları tarumar edildi, yok edildi. Aile facialarına sebep olundu. Çok şükür ben kendi adıma eşime çok teşekkür ediyorum. O anki sabrı ve sebatıyla her zaman yanımdaydı. Ailem hep yanımdaydı. Bunu açık net söyleyebilirim. Vatanıma, milletime, devletime küsmedim." dedi.

Çelik, 28 Şubat 1997'de alınan kararların Türkiye'de siyasi, idari, hukuki, ekonomik ve toplumsal alanlarda derin izler bıraktığını vurguladı.

Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.