“ölü,
bir yönetmelik çalışmasına geçildi. Henüz taslağı yeni yayınlanabilen ve şimdilerde kamuoyunda
tartışılan yönetmeliğin yayınlanması da zaman alacağa benziyor. Benim şahsi görüşüm
yönetmelik taslağı konusunda yapılan yorumlarda genellikle kişilerin kendi konumlarına göre görüş
belirttikleridir. Asıl konuşulması gerekenler hep unutuluyor. Bu konuda en büyük sıkıntı derse
girme olayı ve yöneticiliğin ikinci görev olarak tanımlanmasıdır. Meclise sunulan torba kanunda da
bu iki konu gündeme alınmamıştır. Bakanlık büyük resmi görmeli yöneticileri rahatlatmalıdır.
Öğrencilerin tatile girmesiyle birlikte okul dönüşümlerine bağlı atamalar yapıldı. Bu
atamalara göre norm fazlası olabilecek öğretmenlerin olduğu bir gerçek. Bu öğretmenler isteğe
bağlı atamalarda yer değişikliği talep edecek. Haziranın sonuna geldiğimiz bu günlerde il içi, il
dışı, alan değişikliği atamaları bu yıl oldukça gecikti. Bunlara yönetici atama, özür atamaları ve ilk
atamaları da eklediğimiz de önümüzde çok dar bir zaman var. Birde bütün bu atamaların yanında
taşra yönetici rotasyonunun ağustos ayında yapılacağı açıklandı. Atama döneminin bilinmesine
rağmen gerekli çalışmaların gecikmesini nasıl anlamak gerekiyor? Yoksa bakanlıkta işler kişilerin
inisiyatifine bağlı olarak mı yapılıyor. Müsteşar değişikliği yapan bakanlığın işleri neden
zamanında yapılmıyor? İşlerin yoluna girmesi için yeni gelen kişi bekleniyor. Bu durumda at
sahibine göre kişner sözü aklımıza geliyor. Kültürümüzde lider merkezcilik var. Ancak lidere göre
değişen uygulamalar yerine, ülkü ve ideal birlikteliği de mevcut.Bizim bakanlığımız bu
gerçeklerden oldukça uzaklaşmış durumda.
Öğretmenler 1 temmuzda yaz tatiline çıkıyor. Çoğunun atamaların ne zaman yapılacağı ve
durumlarının ne olacağı konusunda kafası karışık. Muhtemel il içi ve il dışı atamalar temmuzda
yapılacak. Öğretim yılı başında alan değişikliği yapan ve yeni alanında verimli olmayanlar için geri
dönüş hakkı tanınacağı açıklandı. Fakat kontenjan ve zaman konusunda bir açıklama yok. Tüm
bu belirsizlikler eğitimcileri germekte hatta tatilinin tadını kaçırmaktadır. Öğretim yılı boyunca başta
okul dönüşümleri olmak üzere bir çok konuda tedirgin olan öğretmenlerin tatile çıkacakları bu
günlerde de belirsizliklerin yaşanması zamanı yönetmede aciz kalan ve kişilere göre değişen
uygulamaların bakanlığımızın yakasını bırakmamasından kaynaklanıyor. En önemli kaynağın
insan kaynağı olduğu gerçeğinden hareketle; hem insanı en güzel biçimde yetiştirme misyonunu
üstlenmiş hem de bunu öğretmenleri ile yapacak bir bakanlığın hata yapma lüksü yoktur.
Son bir eleştiri de ilkokul ve ortaokullardaki ders saatlerinin öğrencilerin gelişimlerine uygun
olmadığı sürelerin fazla olduğu gerçeğidir. Sonuç öğrenci içinde öğretmen içinde verimli olmaz.
ilkokullarda 25 saat, ortaokullarda 30 saat haftalık ders saati yeterlidir. Bunların dışında
isteyenlere ders dışı sosyal çalışmalar yaptırılabilir.