MEB'İN YOL HARİTASI NE OLMALI?
Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında üst düzey atamalar ve yer değişiklikleri yapıldı . Bakan AVCI , sorunlu olarak gördüğü yerlere neşteri vurdu . Şimdi sıra icraate geldi...
Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında üst düzey atamalar ve yer değişiklikleri yapıldı . Bakan AVCI , sorunlu olarak gördüğü yerlere neşteri vurdu . Şimdi sıra icraate geldi ... Milli Eğitim Bakanlığında üst düzey atama ve yer değişiklikleri yapıldı . Bakan Bey ve ekibi sorunlu gördüğü birimlerde değişime gitti . Talim Terbiye Kurulu hariç sorunlu birimlerde değişim yapıldı . Talim Terbiye Kurulu başkanlığı için ise İstanbul İl Müdürü Muhammer Yıldız ismi basına yansıdı ancak değişim yapılmadı . Milli Eğitim Bakanlığında TTKB'da yapılacak değişimle üst düzey atamaların tamamlanması bekleniyor.
3- Mesleki Eğitim Genel Müdürlüğü , meslek liselerini Anadolu Lisesi kazanamayan kalbur altı öğrencilerin eğitim gördüğü okul olmaktan çıkarmalıdır . Küçük ve orta ölçekli üretim tesislerine elaman yetiştirecek, öğrencilik ve uygulamanın eş zamanlı olarak yapılacağı bir sistem kurulmalıdır . Meslek Lisesi Elektirik mezunu öğrencilerin büyük çoğunlu elektrik prizi değişmesini bilmiyor. Kuram ve uygulamanın birleştirilerek yeni bir teori ortaya koymak gerekiyor . Almanya'nın 2. Dünya savaşından sonra Sanayi ve teknolojide Dünya devi olmasının altında yatan sebep Mesleki Eğitimdir . Mesleki Eğitim bölümleri masaya yatırılmalı ve çağın şartlarına göre düzenlenmelidir . Bu konuyuda detaylı olarak ileride ele alacağız . Sonuç olarak Mesleki eğitim en sorunlu bölümlerden birisi ve acil müdahale şart ....
4- Temel Eğitim ve Orta Öğretim Genel Müdürlüğünde program geliştirme çalışması acil olarak yapılmalıdır . İlkokul 1-4 sınıf müfradatı çok yoğun ve çocuklar akademik bilgi içerisinde boğuluyor. El yazısı ya üst kademelerle ilişkilendirilerek standarda kavuşturulmalıdır , yada kaldırılmalıdır . Zaten çocuklar 5. Sınıfta kendileri el yazısını bırakıyor. Öğrenciler İlk dört yıl davranış eğitimi ve temel değerlerimiz üzerinden eğitime alınmalıdır . Japonya eğitim sistemi incelenebilir. Ortaokullarımızda ise öğrencilerimizin temel hedefi Teog sınavıdır . Burada sanat ve spora olan ilgi artırılmalıdır . Müzik , Resim , Beden eğitimi gibi dersler angarya olarak görülmekten çıkartılmalıdır . Temel Eğitimin en büyük sorunlarından biriside çocuklarımıza dil öğretememektir. Çocuklarımıza yabancı dil öğretmekten öte konuşturmalıyız . Gramer bilgisi ve sınav sistemine göre dil öğretiyoruz . Dil konusunda süreklilik oluşturmalı ve küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza yabancı dil konuşturacak sistemi kurmalıyız . Ortaöğretimde 8 saat ders yükü çok fazla . Heleki ikili eğitim yapan okullarımız 8 saat ders yüküyle felç oluyor . Lise müfredatı hala militarist söylemlerin bulunduğu, dini değerlerimizi yobazlık olarak gösteren okuma parçaları ile doludur. Temel Eğitim ve Ortaöğretime neşter vurmak gerekiyor. Bu konuyuda ileride detaylı olarak ele alacağız . Sonuç olarak iki eğitim dairesinde de sıkıntı var .
5- İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün önümüzdeki 10 yılın öğretmen atama ve yer değiştirme planlamasını yapması gerekiyor. Büyükşehir ve batı illeri başta olmak üzere 30 binden fazla norm kadro fazlası öğretmen varken , Sivas ilinin doğusunda öğretmen bulunamıyor . Özür grubu atamaları kurala bağlanmalıdır . Doğu ve Güneydoğu'da öğretmenlerimizin kalma süresi birçok yerde 1,5-2 yıldır . Terör bölgeleri başta olmak üzere bu bölgelerimiz için yeniden sözleşmeli öğretmenlik gündeme gelmelidir . Bu bölgelere tecrübeli öğretmen göndermek ve buralarda çalışan öğretmenlere ekstra ücret vererek özendirilmelidir. Bu bölgelerin il müdürleri , ilçe müdürleri ve okul müdürleri özel seçilmelidir . Kafa olarak yerli ve milli olan yöneticiler seçilmelidir. Öğretmen rotasyonu yeniden gündeme alınmalıdır . Emekliliği gelen öğretmenler , 3600 ek gösterge ile emekliliğe özendirilmelidir. Öğretmenlerinde , hakim ve savcılar gibi Kaymakamlar , Emniyet personeli gibi diğer Bakanlıklarlada görüşülerek hizmet bölgeleri belirlenmeli ve her öğretmen her bölgede çalışacak bir sistem ortaya konulmalıdır . Personel yönetimi siyasi kaygılara kurban edilmemelidir .
6- Din öğretimi genel müdürlüğü , imam hatipler konusunu yeniden ele almalıdır . Bugün şükürler olsun 1 milyon üzerinde imam hatip öğrencimiz ve 750 binden fazla öğrencimiz ise seçmeli olarak Kuranı Kerim , Siyeri Nebi ve Temel Dini Bilgiler derslerini seçmiştir . Bu sayı bizi sevindirmekte ve gelecek adına ümitlendirmektedir . 28 Şubat sürecinde 60-70 binlere düşen sayılar bugün için milyonu geçmiştir . Ancak İmam Hatip okullarımız nitelik olarak ne durumdadır ? Bunun yüksek sesle konuşulması gerekiyor . Ülkemizde Din Alimi yetiştirecek İmam Hatip okulları Var mı ? İmam Hatip okullarımızda namaz kılma oranı nedir ? Hafızlık eğitimi alan öğrenci sayısı ne kadar ? Odtü , Boğaziçi , Bilkent gibi gözde üniversitelere bu okullardan ne kadar öğrenci gönderiyoruz ? Bu soruların cevapları aranmalıdır . Niceliğin yanına niteliği koyamazsak havanda su döveriz .
7- Fatih Projesi ve Teknolojik Eğitim konusu en ciddi konudur . Bugün Rusya'nın füzelerini tartıştığımız bir ortamda , sınıfları teknoloji ile donatıp , her öğrencinin eline tablet verecek bütçeye sahibiz şükürler olsun . Ancak artık yazılım ve kodlama dersini acil olarak gündeme almalı ve bu tabletlerin içine yerleştirmeliyiz . Bu konuda gerekirse dışarda öğretmen ve bilgiyi satın almalıyız . Savaş teknolojisi ve bugün tartışılan füzelerin hepsi yazılımdan ibarettir . Yoksa füze başlığı ve gövdesini Ankara ilinde Balalı hurdacılar bile yapar . Bu konuda ayrı bir değerlendirme konusunu olarak kenarda beklesin... Sonuç olarak Milli Eğitim Bakanlığının artık öğrencilerimizi , öğretmenlerimizi ve toplumu dçnüştürecek adımlar atması gerekiyor . Bu konuda sendikalar ve sivil toplum örgütlerininde taşın altına elini koyması ve Bakanlığa destek olması gerekir . Sendikaların atama üzerinden günlük kayıkçı kavgaları vermesi ülkeye zarar veriyor . Eğitim konusunda üreten ve Bakanlığa paydaş olacak çalışmaların yapılması gerekir.
Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI ve Müsteşar Yusuf TEKİN Bey bu ülke için bir şanstır . Bakan Bey , Milli Eğitim tarihinin bilgi birikimi , nezaket , hoşgörü ,iletişim , insan odaklı çalışma anlayışı ve daha birçok özelliğiyle gelmiş geçmiş en iyi Bakanıdır. Müsteşar Bey ise , çok çalışan ve üreten, milletin değerlerini taşıyan , bu değerlerle barışık , vizyonu olan , fikirlere değer veren , genç , dinamik bir bürokrattır. Bu ikili Milli Eğitim Bakanlığı ve ülkemiz için bir şanstır. Yeni dönemde inşallah milletin hayır duasını alacak , toplumu dönüştürecek çalışmalara imza atılır .
Yavuz YILDIZ/KAMUDANHABER
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.