MEB'İN YOL HARİTASI NE OLMALI?

MEB'İN YOL HARİTASI NE OLMALI?

Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında üst düzey atamalar ve yer değişiklikleri yapıldı . Bakan AVCI , sorunlu olarak gördüğü yerlere neşteri vurdu . Şimdi sıra icraate geldi...

 Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında üst düzey atamalar ve yer değişiklikleri yapıldı . Bakan AVCI , sorunlu olarak gördüğü yerlere neşteri vurdu . Şimdi sıra icraate geldi ... Milli Eğitim Bakanlığında üst düzey atama ve yer değişiklikleri yapıldı . Bakan Bey ve ekibi sorunlu gördüğü birimlerde değişime gitti . Talim Terbiye Kurulu hariç sorunlu birimlerde değişim yapıldı . Talim Terbiye Kurulu başkanlığı için ise İstanbul İl Müdürü Muhammer Yıldız ismi basına yansıdı ancak değişim yapılmadı . Milli Eğitim Bakanlığında TTKB'da yapılacak değişimle üst düzey atamaların tamamlanması bekleniyor.

Milli Eğitim Bakanlığında değişim ve dönüşüm Ömer DİNÇER dönemiyle başlamıştı . DİNÇER döneminde birçok reform yapılmış ve akabinde bir değişimle Nabi AVCI Bey Bakanlık koltuğuna oturmuştu . Milli Eğitim Bakanlığının belkide en çok tartışılan Bakanı olmasına rağmen Seçmeli Kuran-ı Kerim , Siyeri Nebi gibi dersleri cesurca getirmesi bile Sayın DİNÇER'i hayırla yad etmemize yeter.... 

NABİ AVCI VE YUSUF TEKİN DÖNEMİ. Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI ve Yusuf TEKİN döneminin ilk safhası şeytan taşlamakla geçti . Bakan Bey ve Müsteşar Bey 17-25 Aralık paralel terör örgütünün darbe sürecinin içerisinde kendilerini Milli Eğitimde buldular . 2 yıldır paralel şeytanları taşlamaktan , tavaf etmeye çok zaman kalmadı . Ancak Sayın Bakan ve Müsteşar Bey'in samimi bir şekilde paralel yapıya karşı mücadelesi ve dershane sürecinde takdir topladı ... 

ŞİMDİ TAVAF ZAMANI . Milli Eğitim Bakanı ve Müsteşar Bey samimi olarak 2 yıldır paralel şeytanlarla mücadele etmiştir . Ayrıca Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Bey'inde hakkını teslim edelim . Bu süreçte en büyük riski alan bürokrattı ve dimdik durdu . Taşrada 1 Kasım sürecine kadar risk almadan , etliye sütlü'ye karışmadan görev yapan il ve ilçe yöneticilerininde ismi Bakanlıkta kayıtlıdır umarız .... Milli Eğitim Bakanlığının Yol Haritası Ne Olmalıdır ? 

1- Öğrencilere öğretmen ve kitaplarla ulaşabiliyorsunuz . Öğretmen yetiştirme genel müdürlüğünün acil olarak yol haritasını çıkartarak öğretmenleri hizmet içi eğitimle dönüştürmesi ve çağın donanımına kavuşturması gerekiyor . Bu sadece öğretmen yetiştirme genel müdürlüğünün çözeceği sorunda değil . Yök ile işbirliği yaparak Üniversitelerin öğretmen yetiştiren bölümleri yeniden düzenlenmelidir . Üniversiteler iyi öğretmen yetiştirmiyor . Ayrıca Üniversitelerde görev yapan hocaların büyük çoğunluğu siyaset yapmaktan öğretmen yetiştirmeye zaman bulamıyor . İleride bu konuyu detaylı yazacağız . Sonuç olarak öğretmen yetiştirme genel müdürlüğü 10 yıldır atıl durumda iş gören bir genel müdürlüğün ötesine geçemedi . 

2 - Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı tamamen sorunlu... Müfredat ve ders saatlerinin düzenlenmesi yeniden yapılmalıdır . Aslında 652 sayılı kanunla eğitim daireleri kendi programlarını ve ders saatlerini belirleyebilirken , bu konuda topu Talim Terbiye'ye atarak işin kolayı a kaçtı . Ders kitaplarını inceleyen ve onay veren birim olan TTKB geçtiğimiz süreçte başarılı olamamıştır . Lise 12. Sınıf kitaplarında Atatürkçülük parağrafını okumanız yada İlkokul 1. Sınıf kitabında Osmanlıyı düşman ilan eden şiire bakmanız yeterlidir. Talim Terbiye Kuruluna memleket derdi olan milli ve yerli atamalar acil olarak yapılmalıdır .


3- Mesleki Eğitim Genel Müdürlüğü , meslek liselerini Anadolu Lisesi kazanamayan kalbur altı öğrencilerin eğitim gördüğü okul olmaktan çıkarmalıdır . Küçük ve orta ölçekli üretim tesislerine elaman yetiştirecek, öğrencilik ve uygulamanın eş zamanlı olarak yapılacağı bir sistem kurulmalıdır . Meslek Lisesi Elektirik mezunu öğrencilerin büyük çoğunlu elektrik prizi değişmesini bilmiyor. Kuram ve uygulamanın birleştirilerek yeni bir teori ortaya koymak gerekiyor . Almanya'nın 2. Dünya savaşından sonra Sanayi ve teknolojide Dünya devi olmasının altında yatan sebep Mesleki Eğitimdir . Mesleki Eğitim bölümleri masaya yatırılmalı ve çağın şartlarına göre düzenlenmelidir . Bu konuyuda detaylı olarak ileride ele alacağız . Sonuç olarak Mesleki eğitim en sorunlu bölümlerden birisi ve acil müdahale şart ....


4- Temel Eğitim ve Orta Öğretim Genel Müdürlüğünde program geliştirme çalışması acil olarak yapılmalıdır . İlkokul 1-4 sınıf müfradatı çok yoğun ve çocuklar akademik bilgi içerisinde boğuluyor. El yazısı ya üst kademelerle ilişkilendirilerek standarda kavuşturulmalıdır , yada kaldırılmalıdır . Zaten çocuklar 5. Sınıfta kendileri el yazısını bırakıyor. Öğrenciler İlk dört yıl davranış eğitimi ve temel değerlerimiz üzerinden eğitime alınmalıdır . Japonya eğitim sistemi incelenebilir. Ortaokullarımızda ise öğrencilerimizin temel hedefi Teog sınavıdır . Burada sanat ve spora olan ilgi artırılmalıdır . Müzik , Resim , Beden eğitimi gibi dersler angarya olarak görülmekten çıkartılmalıdır . Temel Eğitimin en büyük sorunlarından biriside çocuklarımıza dil öğretememektir. Çocuklarımıza yabancı dil öğretmekten öte konuşturmalıyız . Gramer bilgisi ve sınav sistemine göre dil öğretiyoruz . Dil konusunda süreklilik oluşturmalı ve küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza yabancı dil konuşturacak sistemi kurmalıyız . Ortaöğretimde 8 saat ders yükü çok fazla . Heleki ikili eğitim yapan okullarımız 8 saat ders yüküyle felç oluyor . Lise müfredatı hala militarist söylemlerin bulunduğu, dini değerlerimizi yobazlık olarak gösteren okuma parçaları ile doludur. Temel Eğitim ve Ortaöğretime neşter vurmak gerekiyor. Bu konuyuda ileride detaylı olarak ele alacağız . Sonuç olarak iki eğitim dairesinde de sıkıntı var .


5- İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün önümüzdeki 10 yılın öğretmen atama ve yer değiştirme planlamasını yapması gerekiyor. Büyükşehir ve batı illeri başta olmak üzere 30 binden fazla norm kadro fazlası öğretmen varken , Sivas ilinin doğusunda öğretmen bulunamıyor . Özür grubu atamaları kurala bağlanmalıdır . Doğu ve Güneydoğu'da öğretmenlerimizin kalma süresi birçok yerde 1,5-2 yıldır . Terör bölgeleri başta olmak üzere bu bölgelerimiz için yeniden sözleşmeli öğretmenlik gündeme gelmelidir . Bu bölgelere tecrübeli öğretmen göndermek ve buralarda çalışan öğretmenlere ekstra ücret vererek özendirilmelidir. Bu bölgelerin il müdürleri , ilçe müdürleri ve okul müdürleri özel seçilmelidir . Kafa olarak yerli ve milli olan yöneticiler seçilmelidir. Öğretmen rotasyonu yeniden gündeme alınmalıdır . Emekliliği gelen öğretmenler , 3600 ek gösterge ile emekliliğe özendirilmelidir. Öğretmenlerinde , hakim ve savcılar gibi Kaymakamlar , Emniyet personeli gibi diğer Bakanlıklarlada görüşülerek hizmet bölgeleri belirlenmeli ve her öğretmen her bölgede çalışacak bir sistem ortaya konulmalıdır . Personel yönetimi siyasi kaygılara kurban edilmemelidir .


6- Din öğretimi genel müdürlüğü , imam hatipler konusunu yeniden ele almalıdır . Bugün şükürler olsun 1 milyon üzerinde imam hatip öğrencimiz ve 750 binden fazla öğrencimiz ise seçmeli olarak Kuranı Kerim , Siyeri Nebi ve Temel Dini Bilgiler derslerini seçmiştir . Bu sayı bizi sevindirmekte ve gelecek adına ümitlendirmektedir . 28 Şubat sürecinde 60-70 binlere düşen sayılar bugün için milyonu geçmiştir . Ancak İmam Hatip okullarımız nitelik olarak ne durumdadır ? Bunun yüksek sesle konuşulması gerekiyor . Ülkemizde Din Alimi yetiştirecek İmam Hatip okulları Var mı ? İmam Hatip okullarımızda namaz kılma oranı nedir ? Hafızlık eğitimi alan öğrenci sayısı ne kadar ? Odtü , Boğaziçi , Bilkent gibi gözde üniversitelere bu okullardan ne kadar öğrenci gönderiyoruz ? Bu soruların cevapları aranmalıdır . Niceliğin yanına niteliği koyamazsak havanda su döveriz .

7- Fatih Projesi ve Teknolojik Eğitim konusu en ciddi konudur . Bugün Rusya'nın füzelerini tartıştığımız bir ortamda , sınıfları teknoloji ile donatıp , her öğrencinin eline tablet verecek bütçeye sahibiz şükürler olsun . Ancak artık yazılım ve kodlama dersini acil olarak gündeme almalı ve bu tabletlerin içine yerleştirmeliyiz . Bu konuda gerekirse dışarda öğretmen ve bilgiyi satın almalıyız . Savaş teknolojisi ve bugün tartışılan füzelerin hepsi yazılımdan ibarettir . Yoksa füze başlığı ve gövdesini Ankara ilinde Balalı hurdacılar bile yapar . Bu konuda ayrı bir değerlendirme konusunu olarak kenarda beklesin... Sonuç olarak Milli Eğitim Bakanlığının artık öğrencilerimizi , öğretmenlerimizi ve toplumu dçnüştürecek adımlar atması gerekiyor . Bu konuda sendikalar ve sivil toplum örgütlerininde taşın altına elini koyması ve Bakanlığa destek olması gerekir . Sendikaların atama üzerinden günlük kayıkçı kavgaları vermesi ülkeye zarar veriyor . Eğitim konusunda üreten ve Bakanlığa paydaş olacak çalışmaların yapılması gerekir.

 Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI ve Müsteşar Yusuf TEKİN Bey bu ülke için bir şanstır . Bakan Bey , Milli Eğitim tarihinin bilgi birikimi , nezaket , hoşgörü ,iletişim , insan odaklı çalışma anlayışı ve daha birçok özelliğiyle gelmiş geçmiş en iyi Bakanıdır. Müsteşar Bey ise , çok çalışan ve üreten, milletin değerlerini taşıyan , bu değerlerle barışık , vizyonu olan , fikirlere değer veren , genç , dinamik bir bürokrattır. Bu ikili Milli Eğitim Bakanlığı ve ülkemiz için bir şanstır. Yeni dönemde inşallah milletin hayır duasını alacak , toplumu dönüştürecek çalışmalara imza atılır .

Yavuz YILDIZ/KAMUDANHABER


HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.