MEB Müsteşarı Yusuf Tekin'den Fetö ve Eğitime Dair Açıklamalar

MEB Müsteşarı Yusuf Tekin'den Fetö ve Eğitime Dair Açıklamalar

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin eğitimde yeni teknolojilerin kullanımından FETÖ ile mücadeleye kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu..

Müsteşar Yusuf Tekin, eğitimde her zaman yenilikçi olduklarının altını çizerek, fırsat eşitliğinin önemine dikkat çekti.

Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü;

Eğitimde teknoloji kullanımı hakkında ne düşünüyorsunuz?

"Eğitim dinamik bir süreç ve tüm çalışmaların devamlı olarak revize edilmesi lazım. Teknolojideki gelişmeler ise baş döndürücü hızda gelişiyor. Burada öğrencilere sunulan müfredatın güncel olması çok önemli hale geliyor. 10-20 yıl önce kullanılan teknolojiyi şimdi onların önüne sunarsanız çocuklar güler. Elinde akıllı telefon olan çocuğa fotoğraf makinesinden bahsetmek komedi unsuru olur. Müfredatı teknolojik gelişmeler ışığında sürekli güncelliyoruz. Teknolojinin sınıflarda kullanılması adına yapılan Fatih projesinden bahsetmeliyiz. Bu projeyle teknolojik imkanlar noktasında fırsat eşitliğinin sağlanması hedefleniyor. Son yıllarda atılan adımlar neticesinde tüm okullarımızda internet altyapısı bulunduğunu ve dersliklerde etkileşimli tahtaların kurulduğunu söyleyebiliriz. Teknoloji ile olan dersleri revize ettik yeni dersler koyduk.

"ÖĞRENCİLERİN TEKNOLOJİYİ VERİMLİ KULLANMALARINI HEDEFLİYORUZ"

Milli Eğitim Bakanlığı olarak tüm Türkiye'de Harezmi eğitim modelini uyguluyoruz. Öğrencilerimizin teknolojiyi pasif birer kullanıcı olarak değil aynı zamanda teknolojiyi günlük hayata adapte edebilen, buna katkı sağlayabilen bir kullanıcı olmalarını hedefliyoruz. Öğrencilerimiz 81 ilin tamamında robot ve yazılım üretiyorlar. Teknolojiye yön veren bir kuşak yetiştirmeye çaba sarf ediyoruz. Türkiye'deki teknolojik altyapıyı dünya milletleri ile yarışacak seviyeye getirmek için çalışarak küçük yaştan itibaren teknoloji ile iç içe olan bir nesil yetiştirmeyi hedefliyoruz.

Harezmi'yi tüm iller uyguladı ancak İstanbul'daki gibi tüm ülkeyi yönlendirecek seviyeye ulaşmadı. İstanbul'un yaptığı Harezmi tüm çalışmaları bir araya toplayacak bir çatı model halini aldı. Eğitim camiasının da benimsediği bir isim olunca Harezmi, eğitim modeli Türkiye'de önemli bir başarı elde etti. Türkiye'nin her tarafında bu çatı altında gönüllü eğitimler yürüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Seçim Beyannamesinde Eğitim camiasına yönelik mesajları nasıl karşılandı?

Sayın Cumhurbaşkanımızın öğretmenler ve eğitim sistemiyle ilgili paylaştığı mesajlar öğretmenler tarafından heyecanla karşılandı. Öğretmenlerimizin ek gösterge beklentisi karşılık buldu. Cumhurbaşkanımız bugüne kadar eğitimle ilgili verdiği tüm taahhütleri yerine getirdi. Cumhurbaşkanımızın eğitime yönelik verdiği taahhütleri iki başlık altında toplayabiliriz. İlki eğitim altyapısıydı. Bununla ilgili tüm problemler çözüldü. İkili eğitimi sonlandırıp tekli eğitimi dünya standartlarına getireceğiz. Derslik başına öğrenci ve öğretmen sayılarını azalttık ve azaltmaya devam edeceğiz. İkinci olarak ise yaklaşık 2 yıldır devam eden eğitimin içeriğiyle ilgili çalışmalar geliyor. Daha nitelikli ve kaliteli eğitim vermek adına çalışmalar var.

MEB'in FETÖ ile olan mücadelesi ne zaman başladı? FETÖ ile mücadele anlamında nasıl bir yol izlendi?

Ben aynı zamanda siyaset bilimciyim. Özellikle akademik eğitim dönemimizde demokrasiyi ve hukuk devletini gölgeleyen unsur olarak vesayet rejimlerini tanımlıyorduk. Vesayet uygulayan kurumları da bu başlığa dahil edebiliriz. Türkiye'de uzun yıllar askeri vesayet uygulandı. 28 Şubat sonrasında vesayet güçleri askeriye üzerinden vesayet uygulamadan vazgeçerek vesayeti daha iyi yöneteceklerine inandığı sivil yapılara yönelerek ihaleyi FETÖ'ye vermişler ben bunu siyaset bilimci olarak söylüyordum.

"28 ŞUBAT SONRASI DERSHANE SAYILARININ ARTIŞI MANİDAR!"

28 Şubat'tan önce okul, dershane sayısı neydi daha sonrasında ne oldu. Bence bu konu çok önemli ve üzerinde durulması gerekiyor. 28 Şubat'ı koordine edenler FETÖ'yü kendilerine bir ortak olarak seçtiler. Ben siyaset bilimci olarak demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti açısından vesayetçi odaklar her zaman tehlikelidir dedim. Özellikle benim yıllardır bu yapıya karşı alerjim var. Ben üniversite öğrencisiyken Fetullahçı okul arkadaşlarıma siz Amerikan ajanısınız diyordum. 28 Şubat'ta bu vesayetçi yapı form değiştirince kendilerine eleman devşireceği yer olarak eğitimi seçti. Eğitim onlara meşru bir zemin sağladı ve Anadolu'daki her çocuğa ulaştılar. Seni üniversiteye hazırlayalım diyerek insanları kandırdılar. Özellikle Anadolu'dan aldıkları zeki çocukları sistemin içerisinde okutarak kendi vesayetçi emellerine alet ettiler. Demokratik devlet unsurları açısından bu vesayetin ortadan kalkması gerektiğini her zaman söylüyoruz. 2013 yılında biz buraya başladığımızda devletin var olan tüm vesayetçi güçlerle mücadele etmesi gerektiğini söyledik. Bu vesayet askeri vesayette olabilir farklı vesayette olabilir. FETÖ denilen yapı o zaman bizim için vesayetçi bir yapıydı. Biz bu yapının altyapısını bilerek yola çıktık.

"BİZİM FETÖ İLE MÜCADELEMİZ 5 YILLIK BİR SÜREÇ"

2013 yılından itibaren FETÖ'nün kontrolünde olan il müdürleri, ilçe müdürleri, dershanelerin tespitini yaparak çalışmalara başladık. Fırsat eşitliği başta olmak üzere tüm kazanımları yok eden organize bir yapıdan bahsediyoruz. Kendi seçtikleri öğrencileri haksızlıklarla başkalarının önüne geçiriyorlar. Bu çocukları yetiştirdikten sonra kendi emellerine göre kullanıyorlar. 2013 yılından itibaren hain darbe girişimine kadar bizim FETÖ ile ilgili çalışmalarımız sürdü. Ancak aldığımız tüm kararlar mahkemeden döndü. 3 yıllık süreç bizim FETÖ ile mücadelemiz açısından zor bir dönem oldu. Hangi okulların FETÖ'cü olduğu hangisinin kripto olduğunu biliyorduk. Olağanüstü hal ilan edildiğinde bizden rapor istendi. Bizde istenir istenmez götürdük. Çok önceden FETÖ ile iltisaklı olan dershane ,öğretmen ve personel sayıları elimizde hazırdı. Bizim FETÖ ile mücadelemiz 5 yıla dayanıyor. Bundan sonraki süreçte bizim tespit edemediğimiz yargı unsurlarının tespit ettiği isimler üzerinden ilerleyeceğiz. Tek arzumuz bu ülke bağımsızlığını kaybetmesin, bu tür yapılar bu ülkede bir daha türemesin. Bir yerde bir hastalık nüksettiği zaman hastalığı tedavi ederseniz bu geçici bir çözüm olur ancak hastalığa kalıcı tedbir alırsınız bir daha nüksetmemesini sağlarsınız. Biz kalıcı çözümler alıyoruz. Beyinlerini kiraya vermeden aklı ve vicdani hür nesil yetiştirmeye çalışıyoruz.

Eğitim camiasına yeni dönem için mesajınız nedir?

Eğitim-öğretim zorla yapılacak bir iş değil. Öğrencilerimizin eğitim-öğretime istekli olarak gelmeleri için çabalıyoruz. Ancak bunu yaparlarsa vatansever bir birey olarak yetişirler. Zorla bir sınava hazırlanıp o sınavı geçince her şeyin biteceğini düşünmesinler. Biz iyi insan yetiştirmeye çaba sarf ediyoruz. Bunun yolu da gönüllülükten geçiyor. Dünyada başından beri eğitim, millete hizmetin, sadakatin ve bağlılığın göstergesi olarak biliniyor. Biz de bunun için elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz." dedi.

www.ahaber.com.tr

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.