'MEB Projesine FATİH'lerini Arıyorsa Başına Bilişim Öğretmenlerini Geçirmeli'

'MEB Projesine FATİH'lerini Arıyorsa Başına Bilişim Öğretmenlerini Geçirmeli'

Her proje, donanımlı Fatih edasıyla projeyi uygulayanlar sayesinde başarıya ancak ulaşabilir. FATİH projesi de 100 saatlik kurs alan farklı branştaki kişilerce değil alanında uzman 4 yıllık lisans mezunu Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerinin elinde ancak başarıya ulaşabilir.

 Milli Eğitim Bakanlığı FATİH projesi ile bilişimde büyük bir atılım peşinde. Ben de bu projenin gerçekçi adımlar atılarak uygulanması halinde ülkemize oldukça büyük mesafeler aldıracağı kanısında olanlardanım fakat projenin en önemli unsurlarına önem verilmediğine hatta gelişi güzel adımların atıldığına şahit olmaktayız. Bunlardan en önemlisi ise projeyi uygulayacak Bilişim Teknolojileri öğretmenlerinin projenin başında olmayışıdır. Dolayısı ile FATİH projesinin hala istenilen hedeflere ulaşamamasının sebebini uzaklarda aramamızın bir anlamı yok.

Avrupa’da özellikle bilişim alanında önde gelen ülkelere baktığımızda zorunlu olarak okutulan 5 dersten birinin Bilişim Teknolojileri dersinin olduğuna şahit oluyoruz. Gelişmiş ülkeler teknolojiyi kullanarak ülkelerindeki iş gücü verimliliğini her sene daha da ileri seviyeye çıkartıyorlar. Bunu da teknoloji ve bilişim eğitimine önem vererek sağlıyorlar. Daha en başından okullarının ilk kademesinden itibaren yazılım derslerini öğrencilere vermeye başlıyorlar. Öğrencilerin bilişim ve teknoloji okur-yazarı olmasını en temelden sağlıyorlar. Bu şekli ile de bu devletler üreten konumunda iken bizler ise onların ürettiğini tüketen konumunda kalıyoruz maalesef. Bu ibrenin bir an evvel  değişmesi gerekiyor.Bunun için bilişimin temeline önem vermeliyiz.Yani bilişimi okullarımızın tüm kademelerinde zorunlu hale getirerek  bilişimden ve teknolojiden anlayan, kod yazabilen girişimci bir neslin eğitim ve öğretim ile yetişmesini sağlamalıyız.Yani Türkiye’nin bilişim ve yazılıma, bunun temelini atacak uzmanlara ihtiyacı var.

FATİH projesi aslında ülkemizi bilişim ve teknoloji ile üreten ülke konumuna getirerek bahsettiğim ülkelerin arasına sokabilir. O yüzden her aşamasında bu projenin çok hassas yürütülmesi gerekiyor. En küçücük hata veya eksiklik bir doktorun ameliyatta yaptığı hata gibi Fatih projesine de o denli yıkım etkisi oluşturur. Şu anda projede görülen en büyük eksiklik ise Fatih Projesinin uygulandığı veya Bilişim sınıfı bulunan okullarda "Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmeni”  olarak görevlendirmenin 4 yıllık lisans mezunu Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerinin yerine 100-180 saat gibi çok kısa bir sürede kurs almış alanında uzman olmayan ve farklı branşlardaki mevcut öğretmenlerle yapılmasıdır.

Olayı biraz daha açacak olursak şu anda okullarımızda aşağı yukarı 33.000 Bilişim Teknolojileri Laboratuarı var ve sadece 15 bin Bilişim Teknolojileri Öğretmeni kadrolu olarak görev yapıyor. Sayısal veriler de gösteriyor ki FATİH Projesi için sınıf başına yaklaşık 18 bin Bilişim Teknolojileri Öğretmenine ihtiyaç var. Hal böyle olunca Fatih Projesinin tamamıyla uygulanmasında uygulanmanın ilk eli olan öğretmen basamağında ihtiyaç sıkıntısı beliriyor karşımızda. Fakat MEB bu açığı 100 ila 180 saatlik “Bilişim teknolojileri Formatör Öğretmenliği” hizmet içi kursunda başarılı olup kurs sertifikası olan öğretmenlerle karşılamaya çalışıyor. Bu durum bana bir zamanlar mektup ile öğretmen yapılmasını hatırlattı. Nasıl ki mektup ile öğretmen yapıldığında ülkemize bir verim sağlanamadıysa, FATİH projesi de 100 ila 180 saatlik kurs alan kursiyerlerin elinde bir verime ulaşamaz.

Türkiye’miz için bu kadar hayati bir öneme sahip projenin 100’er saatlik kurs alanların rehberliğine bırakılması çok vahim ve projede telafisi mümkün olmayan zararlara sebep olacaktır ki zaten projenin şu ana kadar yavaş ilerlemesinin nedenini buna bağlayabiliriz. Ülkemizde Bilişim Teknolojileri öğretmeni mi kalmadı da Milli Eğitim Bakanlığı kendi dersi ve uzmanlık alanı olmayan 100 saatlik  “Bilişim teknolojileri Formatör Öğretmenliği” hizmet içi kursunu bitirip sertifika alan öğretmenlere yöneliyor. Aksine Hali hazırda 13.500 bilişim teknolojileri öğretmeni okullarda görev almak üzere atanmak için bekliyorlar. İhtiyaç var ihtiyacı karşılayabilecek atama bekleyen öğretmen de var. Farklı 100’er saatlik hizmet içi kurslara yönelmenin de bir anlamı yok.

Ayrıca sözde FATİH projesi için görevlendirilmiş Sertifika alan Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenleri proje kapsamından ziyade okulların teknik servis işlemleri, öğretmenlerin bilişim danışmanı, idarenin evrak işlerini yürüten memurlar gibi yetkisi ve görevi olmayan bir şekilde çalıştırılmaktadırlar. FATİH projesini şansa bırakmamak gerekir, hedeflere ulaşmak için projeyi işin ehline bırakmak bir zorunluluktur. Zaten sadece kurs almış kişilerin 100 saatlik kurslar sonrasında bilişim alanında uzmanlaşmasını beklemek ve konuya hâkim olmasını beklemek tamamıyla hayalcilik olur. Milli Eğitim Bakanlığı FATİH projesiyle başarıya ulaşma hevesinde ise yapılan bu görevlendirme hatasından kesinlikle vazgeçmesi gerekir. Bilişim Teknolojileri öğretmenlerini projenin içine dahil etmelidir.

İşin özü, lafın kısası “Milli Eğitim Bakanlığı Projesine FATİH’lerini Arıyorsa Başına Bilişim Öğretmenlerini Geçirmelidir” diyorum.

Sedat DEGER

Anadolu Eğitim Sendikası

Hukuk ve Toplu Sözleşmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.