Atama Bekleyen Öğretmenden Başbakanımıza Mektup

Atama Bekleyen Öğretmenden Başbakanımıza Mektup

Atama Bekleyen Öğretmenden Başbakanımıza Mektup

[email protected]'a gelen mail metnini sizlerle paylaşıyoruz:


Saygıdeğer Başbakanım Ben binlerce atama bekleyen öğretmenden sadece biriyim.8 sene önce manisa celal bayar üniversitesi türk dili ve edebiyatı bölümünü kazandığımda evimizde yaşanan mutluluk öyle büyüktü ki..ama o mutluluk artık yerini ölüm sessizliğine bıraktı.her geçen sene yaşadığım hayal kırıklığı ile ben mutsuz olurken ailem de benimle birlikte mutsuz oldu hem de ellerinden hiçbir şey gelmediğini görüp bilip kahrolarak...oysa her şey o kadar güzel başlamıştı ki… istediğim ve ömrüm boyunca mutlulukla yapmayı düşündüğüm edebiyat öğretmenliği bölümünü kazanınca ailenin tek çocuğu olduğumdan ailem de benimle üniversiteyi kazandığım şehre yani manisaya yerleşti. çok ama çok mutluydum. ideallerim vardı.bölümü dereceyle bitirecektim.KPSS yi kazanıp faal olarak mesleğime başlayacaktım bir yandan da üniversitede kalıp alan eğitimime devam edecektim.bölümü dereceyle bitirdim ama diğer hayallerimi gerçekleştirmem mümkün olmadı. Üniversiteyi bitirdikten sonra her sene KPSS ye hazırlandım.yaşadığım onca hayal kırıklığına rağmen kendi kendimi motive ettim.bir yandan da mesleğimi yapabilmek ve para kazanabilmek için dershanede çalıştım.ücretli öğretmenlik yaptım.para kazanmak zorundaydım çünkü aileme yük olmak istemiyordum.ama çalıştığım2 dershane de maddi sorunlar nedeniyle kapandı.işsiz kaldım hem de çok büyük maddi ve manevi zarara uğradım.özel sektörde geleceğimin garanti olmadığını anlayınca mesleğimi yapabileceğim ,öğrencilerime yakın olabileceğim tek yer:devlette ücretli öğretmenlik yapmaktı.hiçbir ülkede hiçbir meslekte ücretli uygulaması yokken sırf mesleğimi öğrencilerimi sevdiğimden ,onlara yakın olmak istediğimden 3 sene ücretli öğretmenlik yaptım karın tokluğuna.ve bir gün müdürün’’hoca hanım kadrolu öğretmen geldi.kusura bakmayın.sizi çıkarmak zorundayız’’demesiyle yıkıldım.eve gelene kadar kendimi zor tuttum.evde annemin gözleri önünde hüngür hüngür ağladım.zaten bir müddet sonra da annem şeker hastalığına yüksek tansiyona bağlı felç geçirdi.emeklerimin karşılığı bir gün ansızın kapının önüne koyulmak olmamalıydı.çünkü ben bu mesleği bir annenin çocuğuna duyduğu aşkla şevkle yapıyordum. Yaşadığım bu olaydan sonra ücretli öğretmenlik defteri bir daha açılmamak üzere kapandı gönlümde.şimdi küçük bir yerde yaşadığım için çok olmamakla birlikte ders veriyorum.okulda başarılı olamadığı için sınıfta kalma tehlikesiyle karşı karşıya olan ortalama yükseltme sınavına girmek zorunda kalan öğrencilerim de oldu üniversiteye hazırlanan öğrencilerim de.ortalama yükseltme sınavına girmek zorunda olan öğrencilerimin hepsi kendi ve ailelerinin bile tahmin edemediği kadar yüksek puanlarla sınıflarını geçtiler sayemde.hatta en son ders verdiğim öğrencim edebiyat ve dil anlatım derslerinden geçmediği taktirde sınıfta kalma korkusu ve paniği ile geldi bana.annesiyle ders seçimi için okula gittiğinde müdür yardımcısı öğrencime’’bütün yıl erkeklerin peşinden koştun.ne bekliyordun ki.sonuç ortada!!!!’’demiş annesinin yanında.ergenlik çağını yaşamakta olan bir çocuğa kurulacak cümleler mi bunlar hem de bir eğitimcinin ağzından!!bu cümleleri duyduktan sonra ‘’sakın üzülme,beraber halledeceğiz.öyle bir not alacaksın ki birçok insana tokat gibi gelecek’’dedim.tam bir hafta çalıştık.sınava girdi.sınavdan sonra aradı ve’’hocam 77 almışım.allah sizden razı olsun.sınıfımı geçtim.allah sizi de en güzel yerlere getirsin inşallah.evde değil sınıfta öğrencilerinizin yanında olmayı hak ediyorsunuz’’ dedi.bundan güzel bir duygu olabilir mi?bunları duyduğumda dünyalar benim oluyor ama ben sadece para karşılığında ders alabilecek çocuklara yardımcı olmak istemiyorum.istiyorum ki mesleği yapabileyim ve tüm çocuklara kendi branşımda yardımcı olabileyim.lütfen buna izin verin!! artık bayramlar bile evimizde hakkettiği değeri görmüyor maalesef.çünkü mutsuzum mutsuzuz.biliyorsunuz türk gelenek ve göreneklerinde bayramlar ailelerin eşin dostun bir araya gelmesine vesiledir.ama ben ailemin bir araya gelmesini istemiyorum.çünkü aile eş dost bir araya geldiğinde hal-hatır sorulduktan sonra ister istemez konu atanmaya geliyor.her sene insanlara aynı cevabı vermekten ,''atanamadım''demekten utanıyorum.kendimi eksik değersiz yetersiz görmeye başladım psikolojik olarak.bir gün ''atandım''demenin mutluluğunu yaşayacağım o günlerin hayaliyle yaşıyorum desem inanır mısınız?inşallah gerçek olacak ben inanıyorum umutluyum. Şimdi 2 senedir benim gibi aynı kaderi paylaşan arkadaşlarımla sosyal medyada şubat ayında öğretmen ataması yapılması için adeta savaş veriyoruz.öğretmenlik puanlarımız 1 sene geçerli olduğundan ,125 bin öğretmen açığı bulunduğunun resmi ağızlarca dile getirildiğinden ,0,1-0,2 puanlarla sınırda kalıp mutsuz olduğumuzdan,öğrencilerimizden uzak kaldığımızdan en önemlisi de ailelerimizin gözünde kızlarının oğullarının atanma sevincini gururunu görmek istediğimizden var gücümüzle çabalıyoruz. İnanın sabah gözümü açtığım andan gece yatana kadar internet başında yapabileceğim ne varsa yapmaya çalışıyorum.ilgililere mail gönderiyorum,twit atiyorum,telefon açıyorum sesimizi 1 kez olsun duyurmak için.umuyorum ki öğretmenlerin bu mağduriyetleri sizin merhametle allah aşıkıyla yoğrulmuş kalbinize dokunacaktır.emin olun bu sadece benim hikayem değil binlerce atama bekleyen öğretmenin hikayesi, gözyaşı……ben belki kendi hikayemi anlattım ama emin olun ki binlerce aynı kaderi paylaştığım arkadaşımın hikayesi benimkine aşağı yukarı benziyor. Biz bu ülkenin evlatları olarak ülkemize insanımıza borcumuzu ödemek istiyoruz.sadaka değil öğretmen olma hakkımızı talep ediyoruz.dikleşmiyoruz,dik duruyoruz.gururumuzla onurumuzla 4 senelik emeğimizin karşılığını almak istiyoruz.ne demiş NAZIM HİKMET:’’sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa’'.bizler her sene ülkemizin değişen ve gelişen sınav sistemine ayak uydurmaya çalışırken hayallerimizin,umutlarımızın kor ateşlerde yandığını gördük görmeye de devam ediyoruz .ama bir gün atanmak öğrencilerimize kavuşmak hayalini de verdiğimiz mücadeleden güç alarak tek yürek tek bilek olarak hala canlı tutuyoruz. saygıdeğer başbakanım biz ataması yapılmayan öğretmenler olarak sizden 2014 şubat ayında öğretmen ataması yapılmasını talep ediyoruz.her daim sesimizi size duyurmak için çabalıyoruz.inşallah bu mektup elinize geçerse ki ben geçeceğine inanıyorum lütfen bizi ve ailelerimizi boynu bükük bırakmayın.bunca hayal kırıklığından bunca karanlık geceden sonra günümüze doğacak güneşin sebebi olun.adaletinize,merhametinize sonsuz güveniyoruz.saygılarımla

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.