Öğretmen Atamaları ve Hüzünlü Bir Öğretmen Hikayesi!

Öğretmen Atamaları ve Hüzünlü Bir Öğretmen Hikayesi!

Aynı okulda, aynı sınıfta, aynı derse girip, farklı farklı statüde öğretmen olur mu? Olmaması gerekir. Peki atama beklerken 17 yıl ücretli öğretmenlik olur mu?..

MEB, öğretmen atama sistemine bir çeki düzen vermek zorunda.
Hem de acilen.
Tek tip öğretmenlik olmalı ve tüm statü farklılıkları ortadan kaldırılmalıdır.
İhtiyaç varsa, bunu başka yollardan karşılamamalı, kim hak ediyorsa ona kadro verilmelidir.
Eğitim fakülteleri de ihtiyaç kadar mezun vermeli, mesleğin onuru zedelenmemelidir.

YÖK Başkanı Saraç, “MEB’in sertifika konusundaki tavrına anlam veremiyor. Bakanlardan birisi geliyor kaldırın diyor, diğeri yeniden getirin diyor. Sonra bir başkası çıkıyor, yeniden kaldırılsın istiyor.
Artık bir karar versinler. Ayrıca, üniversitelere neden sertifika kursu açıyorsunuz yerine madem ki istemiyorlar, atama yapacaklar arasından sertifakalıları çıkarırlar, olur biter. Doğrusu ne ise o yapılmalı ve gençlere boş yere umut verilmemeli” diyor ama gel de anlat!..

Ve işte bu süreçte yaşananları çok çarpıcı anlatan bir öğretmen hikayesi:

SUZAN HOCA BU YIL DA KPSS SINAVINA GİRSİN Mİ ?

Suzan Hoca, Eğitim Fakültesi Beslenme Öğretmenliğinden mezun olalı 17 yıl olmuş. 
Kızım öğretmen oldu diye annesi çok sevinmiş. 
Mezun olduğu yıldan bu yıla kadar her dönem KPSS sınavına girmiş baraj üstü puan almış almasına da bazı yıllar bölümüne ya kontenjan verilmemiş ya da verildiğinde kontenjan 3 -5 kişiyi geçmemiş.
Tam 17 yıl ücretli öğretmenlik yapmış. (Yarım ödenen sigortası ile 2000 bin kusur pirimi ancak doldurabilmis. Emekli olma hayali bile yok. MEB 540 sigorta pirimi olana kadro verecegini ilan edince cok sevinmiş. Ancak sevinci kursağında kalmış. MEB branşında kadro açmamış) Suzan Hoca kendini sürekli yenilemiş. 
Yetmemiş sertifikalar almış yetmemiş ikinci üniversite Çocuk Gelişimi okumuş.
Belki o bölümden atanırım diye düşünmüş.
Bu arada evlenmiş iki çocuğu olmuş. Evliliği fazla sürmemiş. Eşi onu geçim sıkıntısı nedeniyle terketmiş. 
Kirası 500 milyon olan bir gecekonduda annesi ve iki çocuğu ile yasam mücadelesi veriyor.
Ücretli öğretmenlik yaparak hayatını kazanıyor. Yetmiyor elbet kazancı. Yazları ve kışları haftada 3 gün bulduğu ev temizliğine gidiyor.
Tek korkusu ev temizliğine giderken eski velilerinden birine rastlamak. Suzan hoca geçen ay küçük bir ameliyat geçirip üç gün çalıştığı okula rapor verdi.
Liseye giden çocuğuna 3 gün yetecek kadar bırakacak ev harçlığı bulamadı. Kaymakamlıktan yardım istedi.
Şimdi size iki sorum var:
Suzan Hoca bu yıl,
1.KPSS'ye girsin mi ?
2.17 yıllık bu vefakar cefakar çilekeş öğretmene devletimiz kadro versin mi ?
Karar sizin vicdanınız olsun ...”
Ve işin garibi öylesi binlerce, onbinlerce öğretmenimiz var.
Sorunlar halının altına süpürülerek değil, kararlılıkla, cesaretle çözülür.
Ve umarız, bu kanayan yaralara, artık geçici pansumanlar değil, kalıcı tedaviler uygulanır..

Abbas GÜÇLÜ / Milliyet

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.