SEMİNER DÖNEMİ BAŞLIYOR (Neler Yapılmalı?)

SEMİNER DÖNEMİ BAŞLIYOR (Neler Yapılmalı?)

Sitemiz yazarı Zafer Özer Kaleminden SEMİNER DÖNEMİ BAŞLIYOR (Neler Yapılmalı?) adlı makalesi sizlerle...

 Eğitim öğretim yılının başlangıcı olan mesleki çalışmalar(seminer), eğitimle ilgili tartışmaların yoğun olduğu dönemlerdir. Bu dönemde, eğitime dair yüksek volümlü eleştiriler, tartışmalar ve serzenişler her zaman yapılagelmiştir. Mevzuat gereğince seminer döneminde öğretmenlerin okullarda olması gerekmektedir. Geçen yıl olduğu gibi bu yılda öğretmenlere istedikleri ilde seminer çalışması yapabilmelerine imkân tanındı. (Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünün 24/08/2016 tarih ve 9048650 sayılı yazısı)

          Sene başı mesleki çalışma döneminin eğitim-öğretim açısından hayati bir önem sahip olduğunun bilinmesine rağmen, bu dönemin etkin bir şekilde yürütülemediği her zaman dillendirilmektedir. Özellikle öğretmenlerimiz bu dönemi eziyet olarak algılamaktadır. Bu olumsuzluğun elbette pek çok nedeni var. Bu algı, aslında hem usul, hem de içerikte mühim hataların yapıldığının en basit göstergesidir.  Asıl sorun,   seminer sürecinde okul müdürü ve öğretmenlerin ne yapmaları sorusuna bir cevabın verilememesinden kaynaklanmaktadır.  Şimdiye kadar yapılanların dışında farklı bir şeyler bulmak gerekir ki, seminer dönemi öğretmenler açısından kabul gören, faydalı bir dönem olarak yürütülebilsin.  
           Sene sonlarında yapılan seminerler (birçok şey denense de) faydalı olabilecek bir zaman dilimini kapsamadığı için yapılmaması sistem açısından bir kayba neden olmaz. Ama sene başı seminer dönemi çok iyi bir planlamayla eğitim-öğretim açısından hedeflerin tutturulması noktasında kritik bir dönem ve fırsat olarak görülmelidir. Dokuz ay sonunda eğitim adına ulaşmak istediğinin bir hedefimiz varsa, sene başı hazırlık dönemini hakikaten ıskalamamamız gerekir. Başarımız bu döneme bağlıdır aslında.
          Yönetmelik hükmüne bakıldığında, eğitim işinin atölyesinde olan yönetici ve öğretmenlerin kendilerinde olan yeterliği artırmaları yanında,  “öğrencinin ve çevrenin ihtiyaçlarına göre plan ve programları hazırlamak ve uygulamak” hükmü özellikle belirtilmiştir. Yani, yönetici ve öğretmenlerin bir yıl boyunca neleri, nasıl yapacaklarını planlayabilmeleri için güzel bir fırsattır seminer dönemi. Ancak  yapılanlara bakıldığında merkeziyetçi karar yapımız sürekli her işe müdahil olması nedeniyle sürekli bir karmaşa yaşanmaktadır. Oysa yönetmelik hükmü; “Mesleki çalışma programı okul müdürlüğünce hazırlanarak…” demek suretiyle yapılacak işi okul müdürlerine bırakmıştır.
          Burada kritik sorun; okul müdürlerinin seminer dönemini etkin yönetebilecek yeterlik düzeyinde ve bu işi yapmak için yeterli zamanlarının(rutin işlerden arta kalan) olup olmaması hususudur. Bu kritik sorunların olmadığı varsayılarak, seminer döneminde yapılabilecek bazı hususları gündeme getirmeyi faydalı gördüm.  
           Öncelikle planlamanın ne anlama geldiğinin farkında olarak, sene başındaki yedi günlük sürenin etkin kullanılması için gerekli duyarlılığı göstermek gerek. Bilindiği gibi plan,  önceden belirlenen eğitim hedeflerine ulaşmak için öğretim konusu içinde yer alan etkinliklerden hangilerinin seçileceği, bunların öğrencilere niçin ve nasıl yaptırılacağı, ne gibi yardımcı ve tamamlayıcı kaynak ve araçların kullanılacağı, elde edilen başarının nasıl değerlendirileceğinin önceden tasarlanmasıdır. Bu aşamada, eğitim-öğretim konusuna giren her türlü unsur dikkate alınarak hedeflenen kazanımların elde edilebilmesi için eldeki imkanlar, var olan alt yapı, mevcut personel ve diğer unsurlar hesaba katılarak rasyonel bir planlama yapılması gerekir. Neyi nasıl yapacağımızı önceden düşünüp tasarlamadığımız takdirde, kötü sürprizlerle karşılaşmak mukadder olmasının yanında, nereden nereye geldiğimizi de hiçbir zaman bilemeyiz. 
          Plan aslında zamanı yönetme çabasıdır. Bu yönetme işini iyi yapamadığımız takdirde, zamana dahil olan tüm unsurlar bizi yönetir. Yapılması gerekenleri ana hatlarıyla sıralarsak;
      1-Okul yöneticileri kendi yönetsel planlarını bu dönemde hazırlamalı. Bir yıl boyunca zaman dilimlerinin özelliği de dikkate alınarak her haftayı kapsayacak şekilde okulun ve çevre şartlarının özelliğine uygun olarak yapacakları ile ilgili bir plan hazırlamalı. Bu aşamada okul yöneticileri, yapılacak çalışmalarla ilgili olarak müşterekliği esas almaları gerekir. Hatta, işin içine velileri de katarak “okulumuzda ne tür çalışmalar bekliyorsunuz, bizden istedikleriniz ya da önerileriniz nelerdir” gibi kapsamlı bir anket düzenlenebilir. Kısaca  hazırlık ve planlama aşamasında velilerinde görüşü alınarak daha etkin bir yönetsel planlama hazırlanabilir. Hatta bu çalışmalar için ayrı bir komisyona yetki verilmesi daha bir anlamlı olacaktır. SWOT analizi ekseninde bir yöntemle daha akılcı ve (çok detaya girmeden) uygulanabilir modeller üretilip uygulanabilir. 
         2-Seminer döneminin de iyi bir planlamaya ihtiyacı var. Bireysel çalışmalar dışında öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu alanlarda (ki ihtiyaç belirleme, yılsonunda yapılması gereken bir çalışmadır) okulları bünyesinde belirli alanlarda uzmanlaşan öğretmen ve yöneticilerce özellikle, öğretim programları, yeni programların içeriğine uygun strateji- yöntem ve teknikler, yeni programın özelliğine uygun ölçme ve değerlendirme yöntemleri, yeni öğrenme teorileri ve pratik uygulamalar, sınıf yönetimi, iletişim teknikleri, problem çözme yöntemleri, iletişim becerileri vs. konularda seminer yapılabilir. Bu paylaşımlar rutin bir PowerPoint okumasından ziyade, daha çok pratik çalışmalar, yaşanmış ve uygulanmış örnek uygulamalar olması, yapılan çalışmaların kalitesini arttıracaktır. Bu konularla ilgili,
        a)Mesleki çalışma konuları belirlenirken özellikle öğretmenlerin talepleri de esas alınmalı.
        b) Dünyada eğitimle ilgili örnek uygulamalar gösterilip müzakere yapılmalı,
      c)Görev yaptığımız okul türü ve öğrencilerin gelişim durumları, beklentileri, sosyo-ekonomik ve kültürel çevre ile ilgili çalışmalar yapılmalı,
      d)Okulda göreve yeni başlayan personelin kurum kültürünü tanıtma ve ortantasyonu için farklı etkinlikler düzenlenmeli,
       e)Eğitimle ilgili dünyada kabul görmüş ve eğitimcilerce tavsiye edilen filimler birlikte izlenilmeli ve müzakere edilmeli.
    f)Bir yıl boyunca müşterek yapılacak çalışmaların planlaması ile ilgili yine bir komisyon görevlendirilmeli. Bu çalışmalar içinde özellikle “zorunlu çok kitap okuma” çalışmalarından ziyade, “kitabın sevdirilmesine” dair projeler üzerinde durulmalı. Kitap meselesi, okulun genel derdi hale gelmeli.  Öğretmenler kendi aralarında, kendilerinin seçtikleri kitapları bir plan dâhilinde okumalı.
       g)Eğitim ve düşünce içerikli süreli yayınların seçimi yapılmalı ve takip edilmesine özen gösterilmeli.
      3-Bireysel olarak tüm öğretmenler kendi branşları ile ilgili müfredatı iyice gözden geçirmeli. Dersler ve sınıflar itibariyle hangi düzeyde ne hedeflenmiş, hangi kazanımlar belirlenmiş ve bunlarla ilgili hazırlanan kılavuz kitaplarda hangi etkinliklerin olduğu altı çizilerek incelenmeli. Özellikle kılavuz kitaplardaki metinler ve etkinlik örnekleri ile ilgili düşünceler bir kenara not edilmeli. Bariz bir çelişki varsa rapor halinde bildirilmeli. Bu tutum,  bakanlıkça da olumlu tepkiye neden olur. Yukarıdaki önerilerin icrası için yerleşik bir okul kültürüne ihtiyaç vardır.
            Bir öğretmen öncelikle müfredata ve bu müfredatın tüm unsurlarına(ilkeler, hedefler, kazanımlar, kaynaklar, kılavuz kitaplar…) eleştirebilecek düzeyde hakim olması gerekir. Öğretmen gerekirse yaratıcığını kullanarak kazanımlara uygun etkinlik örnekleri hazırlayabilmeli. Asıl olan kılavuz kitaba bağlılık değil; programa uygun materyal ve etkinliklerin öğretmence hazırlanabilmesidir.
          Mesleki çalışma dönemleri genellikle bir eziyet şeklinde kendini göstermiştir. Gerçekten eğitim adına güzel şeyler yapmak istiyorsak kaygılı zihinlerle, doğru şeyleri doğru usullerle yapmamız gerekecek. İstendiği takdirde eğitim adına önemli ve faydalı çalışmalar rahatlıkla gerçekleştirilebilir. Sosyal duyarlılığı gelişmiş, aynı zamanda “birey” olabilen daha sağlıklı nesillerin yetişebildiği eğitim ortamlarına kavuşmak temennisiyle…Selam ve muhabbetle 
 
Zafer Özer, Eğitimci
kamudanhaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.