SOSYAL BİLİMLER LİSELERİNE GEREKEN ÖNEM VERİLMELİDİR.

SOSYAL BİLİMLER LİSELERİNE GEREKEN ÖNEM VERİLMELİDİR.

SOSYAL BİLİMLER LİSELERİNE GEREKEN ÖNEM VERİLMELİDİR.

 Sosyal bilimlerin çalışma alanları değişken ve akışkandır. Bu sebeple bu bilimlerde sabit bir herhangi değer var etmek güçtür. Toplum hayatının akışıyla meydana gelen gruplar öyle bir değişkenlik arz eder ki bunları sabitleştirmek mümkün değildir. Devamlı gelişen ve değişen bir bünyeye sahiptir. Bu nedenle toplumsal hayatımıza denk düşecek politikalar belirlenirken hangi ciddi sosyo-kültürel araştırmaları bağlı olarak hareket edildiği önemli bir sorun olarak hem siyasetim hem de sivil toplumun önünde durmaktadır. Bu sorunun çözüme kavuşturulamaması yıllardır ciddi bir sosyal bilimler disiplini oluşturamadığımız gerçeğiyle bir kez daha bizi yüz yüze getirmektedir. Sosyal bilimler disiplini oluşturamamamızın birçok sebebi vardır. En önemli olanların başında ülkemizdeki sosyal bilimlerin, özgün teorik bir temelden yoksun olmasıdır. Bu yoksunluğu ortadan kaldırarak sağlam bir temel oluşturmamıza zemin hazırlayacak tarihi tecrübelerimizi içinde barındıran eserlerimizin ciddi bir tahlile yapılmadıkça bu eksikliğin telafisi mümkün değildir. İkinci önemli sebep insani zenginliği ihtiva edecek metodolojinin kurulamamasıdır. Sosyal bilimlerde metodoloji ele alınan insani özellikleri ihtiva etmelidir; insanı ruhuyla, ahlakıyla inancıyla bir bütün halinde ele almalıdır. Bu önemli sorunlar aşılamadığından dolayı sosyal bilimler toplumumuzda önemli açılımlar sağlayamamış ve yaygınlık kazanamamıştır. Neticede değerlerimize ve ahlakımıza ciddi herhangi bir önemli katkı da sunamamıştır.   

Bu eksikliğin giderilmesi bu alanda çalışma yapacak nitelikli insan gücünün yetiştirilmesiyle mümkündür. Bu kapsamda Sosyal Bilimler Liseleri 2003 yılında, Edebiyat ve Sosyal Bilimler alanlarında ihtiyaç duyulan üstün nitelikli bilim adamlarının yetiştirilmesine kaynaklık etmesi amacıyla kurulmuştur. Şu an toplam sayısı 31'e ulaşmıştır. Türkiye’nin yerel değerlere sahip zihniyetinin oluşması için Sosyal Bilimler Liseleri’ne ihtiyacı vardır.

Ülkemizdeki öğrencilerin büyük çoğunluğu gelecekte sosyal bilimci olmayı pek düşünmezler. Tercihleri edebiyat, sosyoloji ya da felsefe yerine fen bilimleridir. Bu durum, ülke yönetimi ve yapay yönlendirme gibi farklı nedenlere bağlanabilir. Başarılı öğrencilerin belli alanları amaç edinmeleri ve ekonomik beklentilerin ön planda tutulması sosyal bilimler alanlarına ilgiyi perdelemiştir. Oysa Fen Bilimleri mezunu öğrencilerin hepsinin de Tıp ya da Mühendislik okumadığı apaçık ortadadır.

            Sosyal bilimler liselerinin açılması ülkemiz açısından oldukça olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmelidir. Geleceğini akıllıca kurgulayan devletler her alana gerektiği değeri vermekte, teknolojisini sürekli yenilemenin yanı sıra kültür, sanat, tarih ve edebiyata da çok büyük yatırımlar yapmaktadırlar. Okuyan, çok zengin kelime dağarcığı ile düşünebilen, sosyal alanlarda köklü çözümlemelerde bulunabilen bireylerin yetiştiği ülkelerin bulunduğu dünyada Türkiye’nin sosyal bilimler alanında iyi bir yerde olduğunu söylemek güç. Sosyal bilimlere ihtiyaç, bilimin neden-sonuç kalıbından çıkamayan mantığa sahip kişiler yetiştiren bir eğitim sisteminin olduğu Türkiye’de sıkça dillendirilen bir meseledir. Olaylara farklı açılardan da bakabilen, soyut düşünebilen, fen ve sosyal bilimlerin buluşmasındaki zenginlikten faydalanabilen gençlerin yetişmesi ertelenemeyecek bir konu olarak ele alınmalıdır.

Soru çözen, sorun çözemeyen; ezberleyen fakat yorumlayamayan; ödev yapıp ödevini anlatamayan öğrencilerle dolu okulları düşünen, yorumlayan, araştıran genç beyinlerle hareketlendirmenin zamanı çoktan geçmiştir. Türkiye’deki Sosyal Bilimler Liselerinin isimlerine baktığınızda ve bu isimlerin düşünce dünyamızı aydınlatmış isimler olduğunu göreceksiniz. Nurettin Topçu, Cemil Meriç, Erol Güngör, Mümtaz Turhan, Cengiz Aytmatov, Mehmet Kaplan ve niceleri… Türk kültürüne, Türk düşüncesine, Türk edebiyatına eserleriyle ve çalışmalarıyla hizmet etmiş, yön vermiş bu şahsiyetler yeni nesiller ile buluşarak onlara yeni ufuklar kazandıracaktır. Öğrencilerimiz onlardan aldıklarını kök kabul edip nice gövdeler inşa edeceklerdir. Ancak bu okullarımıza öğretmen ve idareci seçiminde bu yönde bir düşünce mevcut değildir. Öğrencilerimize bu ideali verme, onları sosyal bilimler alanında akademik çalışmalara yönlendirme konusunda eksiklikler vardır.

        Okullarımızın amaçları arasında, “Edebiyat ve Sosyal Bilimler alanlarında ihtiyaç duyulan üstün nitelikli bilim adamlarının yetiştirilmesine kaynaklık eder, öğrencileri edebiyat ve sosyal bilimler alanlarında araştırmaya yöneltecek ve gelişmelere ilgilerini uyandıracak ortam ve şartları hazırlar.” denilmektedir. Lise türlerinin oldukça fazla olduğu Türkiye’de sosyal bilimler liseleri ayrı ve önemli bir konuma doğru ilerlemektedir. Bir roman, hikâye okumadan, bir şiir ezberlemeden lise diploması alan öğrenci sayısının hiç de az olmadığı bu ülkede, test çözebilmenin merkeze alındığı sistemde sosyal bilimler lisesi öğrencileri de aynı doğrultuda ilerlemektedir. Bakanlığın bu okullara ilgisizliği de söz konusudur. Mesela özellikle bu okulların kütüphanelerinin desteklenmesi hususunda hiçbir girişim olmamıştır.

            İçinde bulunduğu toplumun tarihsel derinliğini fark eden, çok köklü bir edebiyatının olduğunu anlayan, sosyolojik açılımlar bekleyen bir ülkede yaşadığını bilen sosyal bilimcilerin yetişmesi geleceğimiz için son derece önemlidir. Temelsiz, çağın ve dünyanın gerisinde kalmış sığ yaklaşım ve düşüncelerle, basit hedeflerle öğrencilerin zihinleri dağıtmamalıdır. Onların potansiyelini açığa çıkararak, düşünce anlamında yeteneklerini ortaya koyabilmelerini sağlayarak “kökü geçmişte, gövdesi günümüzde, dalları ise muasır medeniyetlerin çok üzerinde” olan sosyal bilimcilerin yetişmeleri için imkânlar seferber edilmelidir.

            İşte bu amaçlar doğrultusunda EKSEN EĞİTİM-SEN olarak “sosyal zekâya sahip, liderlik vasıfları taşıyan, rahatlıkla sözlü iletişim kurabilen gençlerimiz içinde yaşadıkları toplumun yapısına vakıf bireyler olarak yetiştirilmelidir” diyoruz. Sosyal Bilimler Liselerinin geleceğimizi inşa etmekte önemli işlevleri vardır. Milli Eğitim Bakanlığı Sosyal Bilimler Liselerinin bu işlevini yerine getirecek çalışmaları yapmasına en üst seviyede olanak hazırlarken yüksek öğrenim kurumlarının da buna paralel çalışmalar içine girmesi gerekmektedir.

EKSEN EĞİTİMCİ KAMU ÇALIŞANLARI SENDİKASI GENEL MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.