PERFORMANSA GÖRE YÜKSELME

PERFORMANSA GÖRE YÜKSELME

Bugünlerde konuşulan bir konu var. Memurlar performanslarına göre değerlendirileceklermiş, maaş alacaklarmış, yükseleceklermiş… Peki bunu kim ölçecekmiş? Tabii ki de amirler. Peki bu amirler ne kadar güvenilir? Ne kadar asil? Ne kadar adaletlidirler?

Yıllar önce babam Almanya’da çalışırken duymuştum. Orada saat başına ücret alınıyordu ve herkes performansına göre kazanıyordu. Böylece çalışma ve başarı yani performans teşvik ediliyordu. Şimdi bu sistem veya benzeri bizde de uygulanacakmış.

Bizde Uygulanma İhtimali Var mı?
Peki bizde uygulanma ihtimali nedir? Bence çok zor. Çünkü Avrupa ile aramızda dağlar kadar fark var.

Hatırlayalım… Bir ülkede hükümet kurulurken bakan yapılmak istenen adam itiraz eder ve der ki; ben bakan olacak adam değilim. Çünkü geçmişte sigortasız işçi çalıştırdım.


Başka biri çıkar ve der ki; “aile üyelerimden bazılarına bakan olduğumdan dolayı falan konuda iltimas geçilmiş, istifa ediyorum”.


Bir cumhurbaşkanı çıkıp tatilimi bir arkadaşın desteğiyle bedavaya getirdim ve bu da medya aracılığıyla kamu oyuna yansıdı. Ben bu Devleti artık temsil edemem deyip istifasını sunuyor.


Bizden örnekler;

Bakanın biri babasının bir yerdeki konaklama giderlerine ait faturalarının bakanlığına bağlı kurumlardan birine ödettirildiği konusu basına yansıdığında genel başkanı bu bakanına derhal sahip çıkarak “böyle şeyler hepimizin başına gelebilir” diyebilmektedir.

Bir başkası; bankadan aldığı krediyi geri ödemeyen ve bunun affı için düzenleme yapıldığı basına yansıdığında genel başkanı çıkarak “C… bizim dava arkadaşımızdır. Kimseye harcatmayız” diyebilmektedir.


Ya da olumsuz ihale haberlerinde ya da diğer tatsız durumlarda adı geçen olduğunda o kişinin görevden alındığını ya da istifa ettiğini hatırlayanımız yok galiba. Ömrü hayatımda sadece bir bakanın bir bayanla birlikte olduğu sırada terör saldırısı yapıldığı için görevinden istifa ettiğini ve bir bakanın da adı yolsuzluğa karıştığı iddiasıyla kendi başbakanının teklifiyle görevden alındığını hatırlıyorum. Sadece bu kadar.


Bir vali, ilinin eğitimdeki yeri Türkiye genelinde sondan ikinci olmasına rağmen verdiği takdirname sayısı bakımından Türkiye’de iller arasında baştan ikinci duruma gelirken bunu basından başka kimse sorgulamamıştı. Oysa bunun hesabı TBMM’de sorulmalıydı. Başarının ödüllendirilmesini kim sulandırıyorsa hesabını vermeliydi.


Bir bakanlık, kendisinden hukuksuz iş yapması istenilen personelini bu hukuksuz işi yapmadığı için mağdur edebiliyor.


Personel arasında bir anket yapılsa kurumunda en başarısız çıkacak kişiye bir de bakıyorsunuz başarı belgesi verilebiliyor.


21 Mayıs’ta göreve başlayan birine bir bakıyorsunuz henüz göreve başlamadan 17 Mayıs’ta kaymakam tarafından başarı belgesi hazırlanmış bekliyor. Hatta aynı kişiye iki ay içerisinde üç başarı belgesi bile verilebiliniyor.


Disiplin cezalarında durum farklı değil. Aynı eylemde birlikte bulunan kişilerden (a) grubuna yandaş olanı soruşturma dahi geçirmezken; bu gruba ve yanlışlarına yandaş olmayan kişi ceza alabiliyor.


Adaletli Olmak Kaydıyla Performanstan Yanayız
Ben performansa dayalı maaş sistemini elbette destekliyorum. Fakat adaletten taviz verilmemesi şartıyla… Çünkü öyle kişiler vardır ki hiçbir işini adam gibi yapmadığı, çalıştığı kuruma zarar vermekten başka işe yaramadığı halde başarılı bulunabiliniyor.

Performanstan Önce Güven Verilmeli
Yürütme kurumlarımız personeline adalet konusunda güven vermeli. Fakat bugüne kadar görülen uygulamalarda bu güven verilmedi. Özellikle Milli Eğitim Kurumlarında bir anket yapılmalı. Personelin amirine ne kadar güvendiği sorgulanmalı. Örneğin bir memur amirinin haksız uygulamaları nedeniyle ikram ettiği her hangi bir şeyi kabul etmiyorsa, kul hakkını gözetmediğini düşünüyorsa, böyle kurumlarda performans değerlendirmeleri ne kadar sağlıklı olabilir. Adaletli olmayan her uygulamanın ise ilgili kuruma faydadan çok zarar vereceğini bilmek gerekir.

MEB Kurumlarında, Çalışanların Amirlerine Ne kadar Güvendiğini Araştırmış mıdır?

Amirleri tarafından memurlara verilen başarı belgelerinin ne kadarının isabetli olduğu tartışmalıdır. Verilmeyenlerin de niçin verilmediği tartışmalıdır.

Bence bütün bu çalışmalardan önce güven meselesi halledilmeli. Başta MEB olmak üzere tüm bakanlıklar, çalışanlarına adalet konusunda güven vermeli. Görevde yükselmede güven vermeli. Atama ve yer değiştirmelerde güven vermeli. Performans ölçücülerinin bu işi hukuki yapabilecekleri konusunda güven vermeli.


Ali COŞKUNER
Eğitim Yöneticisi

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.