Eğitim-Sen'den Özel Öğretim Kurumları yönetmeliğine sert eleştiri
Eğitim-Sen Özel Öğretim Kurumları yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle ilgili sert eleştirilerde bulundu.
"Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle 500 bin öğrencinin yararlandığı ve 70 bine yakın kişiyi istihdam eden ‘Öğrenci Etüt Eğitim Merkezleri’ ibaresi kaldırılmış, yerine belediyeler bünyesinde açılacak olan ‘Sosyal Etkinlik Merkezleri’nin açılması düzenlenmiştir.
1'den 8'inci sınıfa kadar öğrencilerin gidebildiği sosyal, sportif ve sanatsal faaliyetlerin yapılabildiği kurumlar olan ‘Öğrenci Etüt Eğitim Merkezleri’nin zaman içerisinde dershanecilik ve sınava hazırlık gibi kurslara dönüşmeye başladığı gerekçesiyle kapatılmasına karar verilirken, kamu okullarının hızla dershaneye dönüşmesi gerçeği göz ardı edilmiştir.
Yönetmelik değişikliği ile ‘Öğrenci Etüt Eğitim Merkezleri’ bünyesinde gerçekleştirilen faaliyetlerin, bundan sonra belediyeler tarafından açılacak ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kurumlar haline gelecek olan "Sosyal Etkinlik Merkezleri" adı altında yapılacak olması, sorunu çözmek bir yana, her açıdan siyasallaşmış kurumlar olan belediyeleri, eğitim süreçlerine dahil ederek daha karmaşık hale getirmekte, eğitimde ticarileşme ve dinselleşme pratiklerini belediyeler üzerinden hayata geçirerek istismara açık bir boyuta taşımaktadır.
9 Şubat’ta çıkarılan 687 sayılı KHK ile 1 Temmuz itibariyle etüt merkezlerinin kapatılması, belediyeler bünyesinde ‘Sosyal Etkinlik Merkezi’ olarak yeniden düzenlenmiş ve işyeri açma ruhsatı sadece belediyelere verilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde yapılan değişiklerle daha önce öğrenci etüt merkezleri bünyesinde yürütülen faaliyetlerin belediyeler tarafından hangi usul ve esaslara göre yürütüleceğine ilişkin çeşitli değişiklikler yapılmıştır.
Belediyeler bünyesinde açılacak olan ‘Sosyal Etkinlik Merkezileri’, “İl Milli Eğitim Müdürlükleri ile belediyeler arasında yapılan ve bakanlıkça onaylanan ortak iş birliği protokolleri çerçevesinde, bakanlığın verdiği iş yeri açma ve çalışma ruhsatı ile belediyelerce açılan ve işletilen, ilköğretim veya ortaöğretim öğrencilerinin ödev ve projelerine ilişkin araştırmalar yaptığı, öğrencilerin ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerin yürütüldüğü özel öğretim kurumları” olarak tanımlanmaktadır.
Kamusal eğitimin iktidar ve MEB eliyle tasfiye edilmesi sürecinde ortaya çıkan dershane sistemi ve sonrasında açılan ‘Öğrenci Etüt Eğitim Merkezleri’ eğitimde yıllar içinde yaşanan ticarileşmenin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Özellikle 6 – 12 yaş grubundaki çocuklara özgüven aşılayan, sosyal paylaşımı öğreten, sanatsal, kültürel ve akademik başarıya hazırlayan etüt merkezlerini çoğunlukla orta ve düşük gelirli aileler tercih etmektedir. Siyasi iktidar bir taraftan, bu kurumları ‘dershaneye dönüştüğü’ eleştirisi üzerinden kapatırken, aynı hizmeti farklı bir ad altında yerel yönetimler bünyesine alarak sorunu çözmemekte, aksine daha da derinleştirmektedir.
Yönetmelik değişikliğinde “Sosyal etkinlik merkezlerinde öğrencilerden ücret alınmaması esastır. Ancak yıllık etkinlik giderlerine katkı sağlamak amacıyla aylık brüt asgari ücretin ¼ ünü geçmeyecek miktarda katkı ücreti alınabilir.” ifadesinin yer alması, eğitimde merkezi düzeyde yaşanan ticarileşme süreçlerinin, belediyeler üzerinden yaygınlaşarak süreceği izlenimini vermektedir. Bu durumda ekonomik durumu uygun olmayan ailelerin çocukları ihtiyaç duydukları sosyal faaliyetlerden yeterince yararlanamayacak ya da ekonomik gücü doğrultusunda yararlanabilecektir.
Özellikle çalışan ailelerin çocukları için en temel ihtiyaç olan bu hizmetlerin belediyeler tarafından nasıl karşılanacağı ise belirsizdir. Belediyelerin bu hizmetleri verecek olması, son yıllarda yerel yönetimlerin Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, çeşitli dini vakıf ve derneklerle işbirliği halinde yapılan ve büyük bölümü ‘dini içerikli’ olan etkinliklerin, ‘Sosyal Etkinlik Merkezleri’ üzerinden sürdürülmesini beraberinde getirecektir.
Siyasi iktidar ve MEB, herkesin eğitim hakkından eşit ve parasız yararlanması için düzenlemeler yapmak ve kamusal eğitimi güçlendirmek için somut adımlar atmak yerine, eğitimde ticarileşmeyi ve dinselleştirmeyi arttırması ve yaygınlaştırması kaçınılmaz olan adımlar atarak eğitimde yaşanan çöküşü hızlandırmaktadır."
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.