İsmail KOCUK, İptal Edilen Şube Müdürlerini Başbakan DAVUTOĞLU'na İletti

İsmail KOCUK, İptal Edilen Şube Müdürlerini Başbakan DAVUTOĞLU'na İletti

Sayın Başbakanım; ”Mahkeme kararlarının yerine getirilmesinin geciktirilmemesi” ilkesi ihlal edilmektedir.

 16.04.2014 tarihinde sadece sözlü / mülakat puanı esas alınarak yapılan 1709 şube müdürü ataması Daha henüz tercihler yapılmadan 40 gün önce 06.03.2014 tarihinde Danıştay 5.dairesi Başbakanlığın, Danıştay 2.daireside Milli Eğitim Bakanlığının Görevde yükselme yönetmeliklerinin, Sadece sözlü(Mülakat) sınavı sonuçlarına göre atama yapması maddesinin yürütmesini durdurmuştur. 

Danıştay sözlü sınavın yazılı sınavı tamamlayıcısı olduğunu belirterek yazılı sınav sonuçlarının da değerlendirmeye alınması gerektiğine hükmetmiştir. Kararı uygulamayan MEB hakkında Yüzlerce davalar açılmış ve verilen mahkeme  kararlarında  1709 Şube Müdürlüğü atamaları için;” sadece sözlü sınavla atama yapılamayacağı, objektif olan yazılı sınavının değerlendirme dışı bırakılamayıp belirleyici olması gerektiğine ve Atamaların iptal edilerek Aritmetik Ortalamayla atamaların yenilenmesi gerektiğine karar vermiştir”

Ancak bakanlık yetkilileri atama dayanağı iptal edilen yönetmelikle yapılan ve hiç yapılmamış yok hükmünde olan 1709 atamayı iptal etmemiş ve yargı kararlarına karşı anlamsız bir şekilde direnç göstermiştir.

Son noktayı Danıştay 2.dairesi 15.10.2015 karar tarihli Esas:2015/3097 Karar 2015/8038 kararında Ankara 7.İdare Mahkemesinin temyize götürülen kararındaki “Sadece Sözlü Sınav puanlarına göre oluşturulan başarı listesi esas alınarak 1709 adet şube müdürü kadrosuna yapılan atama işlemlerinin TÜMÜNÜN İPTALİNE ilişkin kısmın AYNEN ONANMASINA. 15.10.2015 tarihinde OYBİRLİĞİ ile KESİN OLARAK karar vermiştir.

En yüksek İdare Mahkemesi olan Danıştay Sadece Sözlü Puanı ile yapılan 1709 Şube Müdürü Atamasının İptali kararını ONAMIŞTIR. Ancak 2 yıldır Mahkeme kararlarının uygulanmaması nedeniyle

”Mahkeme kararlarının yerine getirilmesinin geciktirilememesi” ilkesi ihlal edilmektedir.

Anayasanın 138. maddesinde düzenlenen “mahkeme kararlarının yerine getirilmesinin geciktirilememesi” ilkesinin ihlal edildiği açıktır. Anayasanın 138. maddesinin 4. fıkrasında “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez” hükmü düzenlenmiştir. Kesin bir mahkeme kararının zamanında icra edilmesi hususu AİHS’nin 6. maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmektedir.

Anayasa kuralları, buyurucu ve bağlayıcı temel hukuk kurallarıdır, mahkeme kararlarının geciktirilmeden yerine getirilme zorunluluğu bulunmaktadır “İnsan hak ve özgürlüklerini, sosyal adaleti, toplumun huzur ve refahını gerçekleştirmeyi ve güvence altına almayı amaçlamış demokratik bir hukuk devletinde, açıklanan Anayasa ve yasa kurallarına rağmen bir mahkeme kararının yerine getirilmemesi düşünülemez. Yargı kararlarının uygulanmaması en başta hak arama özgürlüğünü anlamsız hale getireceği gibi Anayasanın ve hukukun bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de ters düşmektedir”

Eğer mahkeme Kararları  uygulanmazsa yargılamanın da bir anlamı yoktur. Yargı kararlarının uygulanması 'mahkemeye erişim hakkı' kapsamındadır. Yargılama sonucunda mahkemenin bir karar vermiş olması yeterli değildir; ayrıca bu kararın etkili bir şekilde uygulanması da gerekir. Hukuk sisteminde,  mahkeme kararlarını, taraflardan birinin aleyhine sonuç doğuracak şekilde, uygulanamaz hale getiren düzenlemeler bulunması veya mahkeme kararlarının icrasının herhangi bir şekilde engellenmesi hallerinde, 'mahkemeye erişim hakkı' da anlamını yitirecektir.

Sayın Başbakanım; Eğitim camiasının binlerce üyesi ve sınavı kazanan 5900 şube müdürü adayı bu iptali beklerken bakanlık yetkililerinin Yargı tarafından iptal edilmiş atamaları koruma içgüdüsü, Yüce Meclisimize tam 3 kez hukuksuz yasa çıkartma girişimleri atanan ve atanamayan binlerce Şube müdürü ve adayının ve ailelerinin yüreklerini yargı kararlarına rağmen yaralamaktadır. Bu hukuksuzluğu, kişiye özgü kanun çıkarma girişimlerini, mahkeme kararlarını yok sayma ,uygulama ma tavırlarını bıraktırıp, şube müdürlerinin artık çığlığa dönen feryadını duyarak Devlet büyüğümüz ve Başbakanımız olarak adaleti tesis edeceğinizden hiç kuşkumuz yoktur.

Bu malum konu 2 yıldır yüz binlerce eğitim camiasının takibindedir. Bu konu Özelde 5900 Şube Müdürü adayını, Genelde ise Milli Eğitim camiasının ve tüm Türk Milletinin içini kanatmakta ve derinden yaralamaktadır.

Çözüm nedir? Çözüm Yazılı sınavı geçen 5900 şube müdürü adayı; Bakanlığımızdan 1709 atamayı Türk Milleti adına karar veren bağımsız mahkemelerin kararları doğrultusunda iptal etmelerini ve 1709 atamaya ek olarak rotasyon sürecinde emekli olan,1709 atamaya açılmayan ve halen görevlendirme olarak çalışılan yaklaşık 1000 civarında şube müdürü kadrosuyla birlikte 1709 atamayı 2709 veya daha fazla olarak tercihe açmalarını ve en kısa zamanda yeniden tercihler alınarak atamaların yenilenmesidir.

 Bu şube müdürlüğü kaosunun bu hale gelmesinin sorumlusu bizler değil bu işi kökten yargı kararları doğrultusunda çözmeyen her geçen gün çözümsüzlüğe iten MEB  yetkililerinin sorumluluğudur.

 “Türkiye Cumhuriyeti Bir Hukuk Devletidir. Hiç Kimse Hukuktan Üstün Değildir.” "Bir kişinin bile hakkını yersek bu makamlar bize haram olsun" diyen, Siz Sayın Başbakanımızdan Kangrene dönüşmüş 1709 şube müdürü atamasında yargı kararının uygulanmasını, sadece sözlü puanı ile yapılan atamaların iptal edilerek yazılı ve sözlünün aritmetik ortalaması ile atamaların yenilenmesini  özelde 40.000 kişi genelde milyonlarca eğitim camiası ve 77 Milyon vatandaşımız adına istirham ediyoruz.

En basit hukuk kaidelerinin bile keyfi olarak ayaklar altına alınması mazur görülemez. Kamu idaresinin bir ciddiyeti vardır. Asgari düzeyde bile olsa kendisini kayıt altına aldığı usul ve esasları vardır. Adalet, hakkaniyet her işin olduğu gibi idarenin de temelidir. Bu sebeple adalet, hakkaniyet; birkaç kişinin keyfine terk edilmemelidir

Milli Eğitim Bakanlığına personeliyle inatlaşmak değil, gönülleri almak ortak akılda buluşmak yaraşır. Bu hukuksuz ve Adaletsiz durumu Yaratana ve 77 Milyon insanımızın vicdanlarına havale ediyor  Siz sayın Başbakanımızdan Yeni Türkiye de Üstünlerin Hukukunun değil Hukukun üstün olmasını  Bu çözümsüzlüğü ve anlamsız inatlaşmayı 5900 şube müdürü adayına ve görevde kalan 900 civarında şube müdürüne ,eşlerine, çocuklarına ve ailelerine reva gören MEB yetkililerinin mahkeme kararlarını uygulamalarını istiyoruz.

Saygılarımızla.

Atama Mağduru Şube Müdürleri Platformu.

İsmail KOCUK, İptal Edilen Şube Müdürlerini Başbakan DAVUTOĞLU'na İletti

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.