Memur-Sen'den 'Kılık-Kıyafet Yönetmeliği' Çağrısı

Memur-Sen'den 'Kılık-Kıyafet Yönetmeliği' Çağrısı

Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Eğitim Bir-Sen Çorum 1 Nolu Şubesince bir düğün salonunda düzenlenen "Sendikal Mücadelede Büyük Türkiye için Zirveden Yeni Ufuklara" konferansına konuşmacı olarak katıldı.

 - Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kamudaki kılık-kıyafet yönetmeliğiyle ilgili "Üniversitedeki öğretim elemanımız serbest kıyafetle gittiğinde kamusal alan ihlal olmuyor, milletvekili meclise sakallı gittiğinde kamusal alan ihlal olmuyor peki ben okula sakallı gittiğimde kamusal alan nasıl ihlal oluyor? Onun için bu antidemokratik yönetmeliği değiştirmenin zamanı gelmiştir." dedi.

Memur-Sen Konfederasyonu'nun bünyesindeki 11 hizmet koluyla Türkiye'nin en büyük emek hareketi, en büyük konfederasyonu, en büyük sendikalarını oluşturan yapı olduğunu ifade eden Yalçın, "Biz Türkiye'deki mevcut sendikacılığın reddi olarak kurulduk. Bizim farkımız buradan kaynaklı. Çünkü Türkiye'deki emek hareketi görünümlü, adı sivil ama beyni üniformalı bazı yapıların, bu ülkede zor zamanda nasıl tavır aldıklarını, nasıl duruş ortaya koyduklarını çok iyi gördük ve onun acısını hep birlikte çektik." dedi. Pakistan'ın milli şairi Muhammed İkbal'ın "aynı inancı paylaşanlar aynı eylemde buluşmadığı müddetçe kurtuluş gelmeyecektir" dediğini dile getiren Yalçın, şunları kaydetti:

"Bizim bu ülkede yaşadığımız temel travmanın altındaki ana tespit budur. Bu ülkede örgütlü olan, toplasanız yüzde 5'i geçmeyecek olan mahşeri cümbüşçüler bu ülkenin rotasını belirlemiş, kaderini çizmiş, direksiyonu tutmuş, bütün milletin ensesinde boza pişirmiştir. Bunun altında yatan temel neden şu, benim cemaatim, benim cemiyetim, benim vakfım, benim derneğim, benim platformum, benim, benim, benim... Biz olamamak, yan yana gelememek, ortak müştereklerde buluşamamak. Onun için Memur-Sen 'türkümüz dünyayı kardeş bilendir, gökleri insanın ortak tarlası' diyerek kimsenin başı açık mı kapalı mı, dini nedir, hangi cemiyettendir, cemaattendir, vakıftandır, bu kısımlarına hiç bakmazsızın, onları yan yana durduran, kol kola girdiren, bereketi ve heybeti oluşturan, ülkenin yolunu açan, önünü açan teşkilattır." Salondaki sendika üyelerine teşekkür eden Yalçın, "Demokrasi bu ülkede korku tünelinden çıkma emaresi göstermişse, ham demokrasi tam demokrasi olma yoluna yürüyorsa, darbe dönemleri kapanıyorsa, burada en büyük ter size aittir." dedi. - "Bırakın kaportayı insanların yaptığına bakın" Yalçın, kamudaki kılık-kıyafet yönetmeliğini de eleştirerek, hükümete çağrıda bulundu. Kamu çalışanları için 15 Mayıs'ta yayınlanacak yaz dönemi kıyafet uygulamasının son genelge olmasını temenni eden Yalçın, "Kenan Evren'in 82 model yönetmeliği"nin değiştirilerek, batı ülkelerindeki kamu çalışanları gibi ne giyeceklerine karar verebilecek insan sınıfına yükselmek istediklerini söyledi. Kamu çalışanları için uygulanan kılık-kıyafet yönetmeliğinin anti-demokratik olduğunu savunan Yalçın, şunları kaydetti: "Üniversitedeki öğretim elemanımız serbest kıyafetle gittiğinde kamusal alan ihlal olmuyor, milletvekili meclise sakallı gittiğinde kamusal alan ihlal olmuyor peki ben okula sakallı gittiğimde kamusal alan nasıl ihlal oluyor?

Onun için bu antidemokratik yönetmeliği değiştirmenin zamanı gelmiştir. Bunda hikmet falan aramayın, bunun alıcısı yok. İtibarı olmayan bir yönetmelikle bize itibar falan katamazsınız. Hırvatların icat ettiği kravatı boynumuza taktığımızda 'bizi değerli hissettirdi' diye düşünebilirsiniz ama bizim yakamızı bir araya getirmek istiyorsanız bizim ücretlerimize dokunun. Dolayısıyla yakamızı bir araya getirmenin yolu kravatı sıkıştırmaktan geçmemeli. Bu kravatta bir keramet falan yok. Devletin dili olabilir, üst bürokrasi için geçerli olabilir, diploması için bunda bir hikmet aranabilir ama 40 derecelik sıcakta, sınıfta, klimasız ortamda öğretmeni bu işkenceyle test etmeyin. Bırakın kaportayı insanların yaptığına bakın, ürettiğine bakın. Bu ülkeye ne üretiyor?" Yalçın, kılık-kıyafet yönetmeliğinin sıkıntısını üniversitelerde yaşadıklarını vurgulayarak, "Bu yaklaşımdır ki üniversitelerde kızlara ikna odaları kurdurdu. İkna odalarında imha süreçlerine tabi tuttular, onların kişilikleriyle oynadılar, psikolojilerini hırpaladılar, travmalara soktular. Onun için bu özürlü yaklaşım biran önce bitmeli, 15 Mayıs yaz kıyafeti genelgesi son genelge olmalıdır." diye konuştu.

Yalçın, konuşmasının ardından Eğitim Bir-Sen Çorum 1 Nolu Şubesi'ne yeni üye olan 19 kişinin başvuru formunu imzalayarak, yeni üyelere sendika rozeti taktı. Yalçın, bir üyeye de kendi yakasından çıkardığı rozeti taktı. 

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.