Milli Eğitimde Skandal Eksik Olmayacaktır!

Milli Eğitimde Skandal Eksik Olmayacaktır!

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu`nun `Din Dersleri Varlığını Sürdürdükçe Milli Eğitimde Skandal Eksik Olmayacaktır!` başlıklı açıklama metnidir.

 Milli Eğitim Bakanlığı`nın SBS yerine getirdiği Yeni Ortaöğretime Geçiş Sistemi skandallara rağmen yürütülmeye çalışılıyor. Geçen yıl yapılan SBS`de sonuçların yanlış hesaplandığı skandalının geçtiğimiz günlerde anlaşılmasının ardından, bu yılki sistemde de gayrimüslim öğrencilerin muaf oldukları Din dersi sınavından "sıfır" almışçasına sonuçların hesaplanması, yeni bir skandalı gündemimize taşımıştır. 

Bilindiği üzere MEB, tıpkı 4+4+4 dayatmasında olduğu gibi, ortaöğretime geçiş sisteminde zorunlu din dersini merkezi yazılılar arasına almıştır. Öğrencilerin dini inancı, mezhebi ya da dünya görüşüne bakmaksızın böylesine dayatmacı bir yaklaşımın hayata geçirilmesi başlı başına bir skandaldır. Dolayısıyla sınav sonuçlarında gayrimüslimlerin yok sayılması, seçmeli/zorunlu din dersleriyle farklı inanç gruplarını yok sayan politikaların sonucu olarak görülmelidir.
Yaşanan skandal, bu konudaki uyarılarımızda ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha göstermiştir. Hatırlanacağı üzere, MEB`in duyarsızlığı sonucunda çok sayıda gayrimüslim öğrencinin zor durumda kalacağını belirtmiş ve öğrencilerin Din dersi sınavına girmemeleri sonucunda puanlarının eksik hesaplanacağı ve bu yanlış uygulama nedeniyle çok sayıda öğrencinin mağdur olacağı uyarısını yapmıştık. Ancak tüm uyarılarımıza rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı somut bir adım atmamıştır. Bu nedenledir ki öğrencilerin yaşadığı mağduriyetin tek sorumlusu Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı`dır. 
Eğitim Sen olarak, zorunlu din dersinin nasıl ayrıştırıcı bir işlev gördüğünün anlaşılması ve var olan ayrımcılığın boyutlarının görülmesi açısından bu skandalın önemli bir rol gördüğünü belirtmek isteriz. Eğitim gibi tüm toplumu ilgilendiren bir konuda bir değişiklik yapılırken, eşit yurttaşlık ilkesini zedelemeyecek bir sistem oluşturmak gerektiği açıktır. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ne eğitimde yaşanan ve giderek derinleşen eşitsizlikleri gözetmiş ne de öğrenci ve velilerin yaşadığı kaygıları giderici adımlar atmıştır. 
Belirtmek isteriz ki, Türkiye`de eğitim sistemini sınav odaklı olmaktan kurtarmak yerine, sınav sayısını arttırarak çocuklarımıza uygulanan işkenceyi derinleştiren bir uygulamayı kabul etmek mümkün değildir. Eğitimin hiçbir kademesinde öğrencilere ve dolayısıyla ailelerine dayatmada bulunulmamalı, eğitim sisteminin öncelikli sorunu olan "sınav merkezli eğitim" anlayışı derhal terk edilmelidir. Bu sorun çözüldüğünde hem kademeler arası geçiş sorunları kendiliğinden çözülecek hem de bugünlerde yoğun bir tartışma konusu olan özel dershaneler sorununun kendiliğinden ortadan kalkacağı bilinmelidir.  
Eğitim Sen olarak, öncelikle seçmeli/zorunlu din derslerinin kaldırılmasını ve sınav odaklı eğitim sistemine son verilmesini istiyoruz. Hiç kimsenin çocuklarımızın emeği ve geleceği ile oynamasına izin vermeyeceğiz!


EĞİTİM-SEN

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.