Öğretmenlik Mesleğini Bitirme Stratejisine Hayır!

Öğretmenlik Mesleğini Bitirme Stratejisine Hayır!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yurttaş yetiştirmek gibi asli bir görevi olan öğretmenler yıllar içinde meslek itibarı başta olmak üzere kadrolu çalışma güvencelerine kadar pek çok kayba uğradı. Öğrencilerimizin akademik başarısızlığından kendine pay çıkarmak yerine her şeyi öğretmene fatura etme kolaycılığını seçen Milli Eğitim Bakanlığı marifetiyle; uzun süredir müjde değil tehdit gibi dillendirilenÖğretmen Strateji Belgesi nihayet yayınlandı.

9 Haziran 2017 Tarih ve30091 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Öğretmen Strateji Belgesi (2017-2023) oldukça tartışmalı hükümler içermektedir.

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/06/20170609-13.htm

Yüksek Planlama Kurulunun 31/05/2017 Tarihli, 2017/15 Sayılı Kararı olarak yayınlanan belgenin dayanağı; 10. Kalkınma Planının Milli Eğitimle ilişkili hükümleri olarak belirtilmiştir.

Belgenin geneline ilişkin olarak bir değerlendirme yapan Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Cansel GÜVEN; bu belgenin öğretim yılını kapattığımız bugün öğretmenlere kötü bir karne hediyesi olduğunu söylemiştir.

Eğitim niteliğindeki erozyonun, akademik başarısızlığın günah keçisi sayılan öğretmenlerin, bilimsellikten uzak sistem denemelerinin kurbanı olduğunu belirten GÜVEN, “2023 hedefine bu strateji” ile gidilmez demiştir.

“Bir kısmı öğretmen nosyonuna sahip olmayan 50 bini aşkın ücretli öğretmen, 20 bin civarı sözleşmeli öğretmen, siyasetin ve sarı sendikanın kıskacına alınmış yüz binlerce kadrolu öğretmen BAŞARILI OLAMASIN diye ne gerekiyorsa yapıldı” diyen Cansel GÜVEN; bu belge için görüşüne başvurulduğu iddia edilen STK lar ve bilim çevrelerini de tanımadıklarını söylemiştir.

Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Sayın Cansel GÜVEN,Öğretmen Strateji Belgesi üzerinde yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti:

10.Kalkınma Planımızın 2023 hedefi taşeron işçisi öğretmen, diplomalı ama cahil nesiller değilse bu strateji başarısızlıkla sonuçlanacaktır. 15 Temmuz Darbe girişimin ardından toz duman içinde geçirdiğimiz 2016/2017 Öğretim Yılıson gününde yayınlanan bu belge; tatil rehavetine kapılabilecek sendikaların aksine bizi irkiltmiş, kaygıya sürüklemiştir.

Belge içeriğini incelediğimizde:

1. Sunuş bölümünde anılan;“hiçbir reform girişimin başarıya ulaşmadığı ve sınıf ortamına yansımadığı” gibi bizim de katıldığımız tespitlere rağmen, çözüm üretmekten uzak stratejiler içermektedir.

2. İyi öğretmen yetiştirmek, öğretmenin iyisini seçmek ve istihdam etmek, meslek algısını iyileştirmek ve statüsünü güçlendirmek, kariyer olanağı sağlamak gibi amaçlarla bu amaçlara yönelik stratejiler uyumsuzdur. Buradan “AMAÇ NE” sorusu doğmaktadır.

3. Eğitim fakültelerinin ve mezun sayısındaki nicel artış ile övünülmekte iken atama bekleyen öğretmenlerin dramı görmezden gelinmekte, “%49 unun 10 yıl içinde atabilmesi” başarı olarak gösterilmektedir.

4. Formasyonla öğretmen olarak atanmayı bekleyenlerin (635 bin), eğitim fakültesinde okuyanların sayısını geçtiği (228 bin) ülkemizde, hiçbir şekilde ihtiyaç analizi yapılmadığı itiraf edilmiştir. Bunun yerine en genç öğretmen nüfusa sahip OECD ülkesi olmamız övünç vesilesi sayılmaktadır.

5. Belgede sözleşmeli öğretmen istihdamının hukuki kılıfına sokulması takdir edilmekte olup, bundan sonraki alımların da bu şekilde yapılması için zemin oluşturulmaktadır.

6. Sözleşmeli istihdam, öğretmenin tayin hakkı olmaksızın, iş güvencesinden de endişe ederek,hizmet güçlüğü olan bölgelerde 4+2 yıl çakılı hizmet vermesi için bir fırsat olarak görülmektedir.

7. Öğretmen yetiştirmede program tercihinin fakülteye girişten sonra yapılması ve yatay geçişlerin planlanması branşlar bazında uzmanlaşmayı güçleştirecektir. Her şeyden biraz anlayan öğretmen başarı getirmeyecektir.

8. Öğretmen niteliğini arttırmak üzere seçilecek koordinatör öğretmenlerin nasıl seçileceği hakkında tecrübeden kaynaklı bir öngörümüz mevcuttur. Süreçte torpil, sonuçta siyasi kadrolaşma yaşanacaktır.

9. Öğretmen yetiştirmede uygulama ağırlığının artması sendikamızın da talebidir. Bununla ilgili tek endişemiz; uygulama adı altında ücretsiz çalıştırmadır. Hiçbir öğrenci müstakil olarak derse girmemelidir.

10. Eğitim fakültelerinin ihtiyacı olan akademik personel yetişmemekte, alım yapılmamakta, yetişmiş öğretim elemanlarının bir kısmı da açığa alınmış/ihraç edilmiş durumdadır. Öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısını düşürmeyi hedef alan belge, bunu nasıl yapacağını açıklamamıştır. Her konuda olduğu gibi akademik kadrolaşmada da liyakat kırmızı çizgimizdir. Bunun yolu bilim yapılan, özgür üniversitelere tahammül etmekten geçer.

11. Öğretim elemanlarının ilk ve orta dereceli okullarda gözlem ve araştırma yapması öngören belge, MEB nın okullarda bilimsel araştırma ve anket yapılmasına izin vermediği gerçeği ile yüzleşmelidir.

12. Öğretmen alımında KPSS, ÖABT, mülakat yanında ürün seçki dosyası gibi çoklu veri kaynağına bakılmasını öneren strateji belgesi, atamaların daha da güçleşeceğine işarettir.

13. Belgenin en çarpıcı bölümlerinden biri mevcut öğretmenlerin performansına dairdir. Buna göre:

               

  1. Bakanlık öğretmen yeterliliklerini belirlemede yetkilidir
  2. Müdür, veli, öğrenci değerlendirmeleri yanında ÖĞRENCİ BAŞARISI da gözetilecek “çoklu veri değerlendirmesi” yapılacaktır. Her bir veri için ayrı ayrı muhalifiz.
  3. Görevdeki öğretmenler 4 yılda bir yeterlilik sınavına alınacaktır. Bu sınavı yapanların yeterliliği başta olmak üzere, sınavdan beklenen amaç, süreç ve hatta sınav güvenliğine dahi güvenmiyoruz. Sendika olarak buna “hadi oradan” diyoruz.
  4. OTGM (Okul Temelli Mesleki Gelişim Modeli) ile mesleki gelişimi hedefleyen stratejik belge, meslek liselerinden meslek edindiremediğimizi görmezden gelmektedir.

14. Öğretmenlerin adaylık süresince ve hizmet içinde eğitilmesine ilişkin stratejik hedefler, araçlar hamasetten ibarettir. Öğretmen akademilerine vurgu yapan belge, bu akademinin öğretmen ihtiyaç ve talepleriyle değil öğretmen olmayan bürokratların yönlendirmesiyle çalıştığını tespit etmek durumundadır.

15. Öğretmenin bilimsel çalışma yapmasını hedefleyen bürokratlar, öğrenim özrü yer değiştirmesi engellendiği için lisans üstü eğitim hakkını kaybeden öğretmenler için adım atmalıdır.

16. Öğretmenlik mesleğinin statüsünü güçlendirmek başlığında 3600 ek göstergeye geçiş, maaş artışı, hizmet güçlüğü tazminatı, yıpranma payı gibi öğretmeni açlık sınırları dışına taşıyacak ekonomik iyileştirmelerden hiç birine yer verilmemiştir.

17. Öğretmene yönelik şiddetin azaltılması planlanmış olup, takdirle karşılıyoruz. Mobbing bu kapsamda anılmamıştır, eksiklik olarak tespit etmek gerekir.

18. Eğitim kurumlarının demokratik, şeffaf ve katılımcı olarak yönetilmesi, öğretmenin bu sürece katılımı tarafımızdan arzulanmaktadır. Belgede yer verilen bu strateji doğrultusunda mevcut okul müdürlerinin gizli oy açık tasnif ile öğretmenler tarafından oylanarak seçilmesini teklif ediyoruz. Bakanlığın aynı kriterlerle yönetilmesi için kendi bakanımızı kendi aramızdan seçmek de hayalimizdir.

19. Strateji belgesinde öğretmenlerin çalışma şartlarını iyileştirme başlığında tek eylem: “bireysel çalışma yapabilmelerine imkan sağlayan ortamlar oluşturmak” şeklinde tanımlanmıştır. Buradan hareketle öğretmeni 09/17 tam gün sınıfında tutacak bir planlama içinde olunduğunu okuyabiliriz. Fiziki koşulların sağlandığı kurumlarda sınıfında oturan öğretmen uygulamasına geçilmesi muhtemeldir.

20. Kurumlar ve bölgeler arası farklılıklara göre iyileştirme yapmayı hedefleyen belge; kurumları ve bölgeleri yeniden sınıflamayı öngörmektedir. Öğretmenleri çalışma güçlüğü olan bölge ve kurumlarda çalışmaya özendirecek unsurlar arasında puan, yer değiştirme önceliği, yurt içi ve dışı eğitimlerde öncelik, konut/lojman desteği sayılmıştır. Ücrette pozitif ayrımcılık konusuna hiç değinilmemiştir.

21. Belgenin en can alıcı noktalarından biri de rotasyondur. Rotasyon uygulamasının dayanak süresi, periyodu ve içeriği belirsiz olsa da kalıcı bir rotasyon sisteminden yana olunduğu anlaşılmaktadır. Özendirilmemiş rotasyonun sürgün anlamına geleceği unutulmamalıdır.

22. Öğretmen kariyeri ve ödüllendirme sisteminde meslek gerekleri yanında kurum dışı faaliyetler, gönüllü etkinlikler, belgeler, sertifikalar yanında ÖĞRENCİ BAŞARISI nın da anılması dehşet vericidir. Velilerin öğrencisini iyi öğretmende okutma yarışı gibi utanç vesilesi durumun benzeri, öğretmenin iyi öğrenci/sınıf/okul bulma kaygısıyla harmanlanacaktır. En iyi öğretmen, en zorlu öğrenciyle ve en kötü sınıfta olabilir. Genellikle de oradadır. İdareciler dahi idaresi güç, başarısı düşük sınıflara en başarılı öğretmenleri görevlendirir. Merkezi sınav sonuçlarına göre öğretmeni başarılı/başarısız saymak büyük yanlış olacaktır. İdari ödüller dahil diğer kriterler de kariyer/ödül sistemi için sübjektif olacaktır.

23. Öğretmen kariyer/ödül sistematiğinde maddi unsur “bütçe imkanı” denilerek geçiştirilmiştir. Bu kapsamda ödül sembolik, hedef idari kadrolaşma, veya aferin olacaktır.

24. Öğretmene yönelik algıyı iyileştirmek ve statüyü güçlendirmek başlığında sayılan eylemlerin hiç biri bu amaca hizmet edecek nitelikte değildir.

25. Belge genelinde sözleşmeli istihdam modelini geliştirmekten tutun da, kadrodakilere dönemsel sınavlar, sübjektif performans değerlendirmeleri, zorunlu rotasyon, niteliği/amacı belirsiz bir takım sertifika eğitimlerine tabii tutulmaya kadar hep öğretmenin edilgen olduğu, bakanlığın beklentilerini gözeten yanlı bir söylem hakimdir. Belgeyi çalışan kişi veya kurumların öğretmenin beklentisine dair bir merak duymadığı, bir araştırma veya analitik çalışma yapmadığı çok açıktır.

Sonuç Olarak:“Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir” diyen Türkiye Öğretmenler Sendikası Merhum Başkanı Fakir BAYKURT’tan bu yana öğretmeni kadro için yalvartmaya, makam için boyun eğdirmeye, geçim için el açtırmaya çalışanlar eksilmedi, arttı. Bu stratejinin bu belge özelinde en açık ifadesi, özeti budur. Anadolu Eğitim Sendikası; gerçek öğretmenin herhangi bir işi yapan herhangi bir çalışan olmadığını bilir. Bilmeyene de öğretmek ülküsünde olduğumuz gerçek şudur ki: yalvarmayacağız, boyun eğmeyeceğiz, el açmayacağız, DERS VERECEĞİZ!...

***

Anadolu Eğitim Sendikası Basın Sekreterliği

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.