ÖYP Değişikliği Yargıya Taşınıyor

ÖYP Değişikliği Yargıya Taşınıyor

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu`nun `YÖK’ün ÖYP Usul ve Esaslarında Yaptığı Akıl Almaz ve Hukuk Tanımaz Değişikliklerine Karşı Yargıya Gidiyoruz!` başlıklı açıklama metnidir.

 YÖK’ün ÖYP Usul ve Esaslarında Yaptığı Akıl Almaz ve Hukuk Tanımaz Değişikliklerine Karşı Yargıya Gidiyoruz!


ÖYP usul ve esaslarına "yapboz" muamelesi yapan YÖK, 14.05.2015 tarihli Genel Kurul kararları kapsamında yine değişikliğe gitmiştir. "Alan Sınavı" getiren ve sahtekârların ÖYP programına girebilmesini mümkün kılan değişiklikler, yapılan düzenlemelerin temel hedefinde, "sahtekârlığa ve kadrolaşmaya" kapı açmak olduğunu göstermektedir! Yapılan düzenlemelerin ayrıntısı durumun vahametinin anlaşılması için oldukça önemlidir.

YÖK`ün Belirleyeceği Kimi Alanlardaki Kadrolara Başvuru İçin Alan Sınavı Getirildi! Üstelik Merkezi ve Sözlü Olarak Yapılabilecek!

Gerçekleştirilen düzenleme neticesinde YÖK Yürütme Kurulu tarafından belirlenen alanlardaki kadrolara başvuru için ek olarak Alan Sınavı getirilmiştir. Ancak yapılan değişiklik, kimi alanların özgünlüğünü göz önünde bulundurarak araştırma görevliliği kadrosuna yerleştirme yapmak niyetinin oldukça ötesindedir.  Çünkü söz konusu sınavın hangi alanlarda yapılacağı ifade edilmemiş, bu alanların belirlenmesinin takdiri tamamıyla YÖK Yürütme Kurulu`na verilmiştir.

Üstelik belirlenen alanlardaki kadrolara yerleştirme yapılması için getirilen Alan Sınavı sadece yazılı, sadece sözlü ya da "yazılı ve sözlü" sınavın birlikte olduğu biçimde yapılacaktır. Adayların "ilgili bilim alanında bilgi, yetkinlik ve ifade gücünü ölçmek" için yapılacağı ifade edilen Alan Sınavı`nın sözlü olarak yapılabilmesinin mümkün kılınmasının ardında yatan asıl amacın, AKP`ye itaat eden kişilerin seçilmesi olduğu su götürmez bir gerçektir. Kaldı ki sınavı yapacak komisyon/komisyonlar da YÖK tarafından belirlenecek, "üniversitelerin ilgili bilim alanında görev yapan öğretim üyeleri arasından" YÖK tarafından seçilecektir. Yani araştırma görevlisi alınacak üniversitelerdeki bölümlerin inisiyatifi ellerinden alınacak, YÖK`ün seçtiği komisyonlar bölümlere araştırma görevlisi seçecektir. Böylelikle YÖK`ün 50/d sorununa çözüm ararken "oldukça hassas davrandığı" üniversitelerin "kurumsal özerkliği" ve "akademik özerklik" ilkeleri bir kez daha yok sayılacaktır.

Üstelik Alan Sınavı`nın sonucu, ÖYP puanının neredeyse yarısını teşkil edecektir. Alan Sınavı`na girenlerin ÖYP puanı hesaplanırken "lisans not ortalamasının % 20‘si, Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitim Giriş Sınavı (ALES) puanının % 25‘i, Alan Sınav Puanının % 40‘ı ve varsa Yabancı Dil Sınavı Puanının % 15‘i" dikkate alınacaktır. Bunun açık anlamı, sözlü olarak yapılacak Alan Sınavı`nda verilecek notu oldukça değerli kılmaktır. Ayrıca Alan Sınavı`nın sonuçlarının iki yıl geçerli kılındığı da bilinmelidir!

Sonuç olarak sübjektif değerlendirmenin önünü açan, üniversitelerin kurumsal özerkliğini yok sayan Alan Sınavı düzenlemesi ile amaçlanan, AKP`nin kadrolaşma açısından etkili olamadığı bölümlerde ciddi bir kadrolaşma hareketi başlatmaktır!

Sahtekârlığa Kapı Aralandı!

YÖK`ün söz konusu düzenlemesinde yaptığı başka bir değişiklik ise ÖYP programına başvurularda "Kendilerine avantaj sağlamak amacıyla yanlış beyanda bulundukları tespit edilenler" için getirilen "tekrar başvuru yapma yasağı"nın kaldırılmasıdır. Yani daha önce sahtekârlık yaptığı tespit edilen kişi ya da kişilerin tekrar bu programa başvuru yapması yasaklanmışken yapılan düzenleme ile sahtekârlığının tespit edilmesinden bir yıl sonra ÖYP programına başvurabilmesi sağlanmıştır. Bu kişiler için getirilen tek engel, ÖYP puanlarının iki yıl süresince %20 oranında düşürülmesi olmuştur.

Elbette ki bir hakkın kullanımının tamamen yasaklanması temel hak ve özgürlüklerle bağdaşmayan hukuksuz bir uygulamadır. Ancak YÖK, yaptığı değişiklikle başka bir hukuksuzluğu beraberinde getirmektedir. Çünkü sahtekârlığın cezası, ÖYP kadrosundan istifa eden ya da kadro kazandığı hâlde göreve başlamayanlara verilen cezayla aynıdır. Dolayısıyla amaç temel hak ve özgürlüklerin kullanımının tamamıyla engellenmesini ortadan kaldırmak değil; sahtekârlığa verilen cezayı basitleştirmektir. Açıkça ifade etmek gerekirse bu durum, AKP`nin sahtekârlığı normalleştirme çabasının bir ürünü olarak görülmelidir. 

Eğitim Sen olarak, hakkaniyete ve hukuka uygun olmayan, kabul edilemez bu düzenlemelere karşı yargıya başvuracağımızın bilinmesini istiyoruz! Üniversitelere ve akademiye yönelen bu saldırıları durdurmak için tüm bilim emekçilerini sendikamızla birlikte ortak mücadele yürütmeye davet ediyoruz.

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.