Sendikacıdan Memura Teşekkür Hükümete Eleştiri

Sendikacıdan Memura Teşekkür Hükümete Eleştiri

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Murat Bilgin memur sendikacılığında bu senede genel yetkiyi aldıklarını belirttiği yazısında ilginç göndermelerde bulundu.

 Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Murat Bilgin memur sendikacılığında bu senede genel yetkiyi aldıklarını belirttiği yazısında ilginç göndermelerde bulundu.

‘Eğitim-Bir-Sen’in mücadelesi, uzun soluklu bir mücadelenin süreğidir. Mücadelemiz, bir çağın susuzluğunu çektiği medeniyeti inşa; eşitlik, adalet, ekmek ve özgürlük mücadelesidir.’ diyen Bilgin hak arama mücadelesinde üye olsun olmasın her çalışanın hatta 75 milyonun refahı ve barışı için çalışmaya devam edeceklerini belirtti.

Bilindiği gibi başta Eğitim-Bir-Sen olmak üzere sendikaların sadece üyeleri için çalıştığı ama haksızlığa uğrayan yada beklentisi olan memurların eğer üye değilse  üyelik şartı koşmaları zaman zaman kamu çalışanları tarafından dile getirilen bir eleştiriydi.

‘Ülkümüz; ırkları, renkleri, kültürleri ve her türlü farklılığa eşit, özgür ve müreffeh bir yaşam sunan bir ülküdür.’ diyerek bugünlerde akil adamlar heyetiyle açılım sürecine destek mesajı veren Bilgin Memur-Sen’in serbest kıyafetle işe gitme eylemine rağmen kaldırtmayı başaramadıkları kılık kıyafet yönetmeliğine de değindi.

Bilgin kamuda Ak Partinin adım atmadığı başörtü sorunu için ‘İnandığımız her şeyin yaşamdaki karşılıklarını bulmak ve ayağa kaldırmak istiyoruz’ diyerek kamu çalışanlarının başörtüsü ve kravat sorununa çözüm bulunmasını istedi.

 

İşte O Yazısı:

 

Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin,

Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin. [I]

Kum taneleri gibiydik, yıllarca yabancı vadilerde savrulduk. Ve bir gün bir kutlu fidan dikildi gönlüne Anadolu’nun. Ona tutunup biriktik etrafında… El ele verdik, omuz omuza durduk. Omuzlarımızda yükselttik dostlarımızı.

Ve fidan büyüdü, 250 binleri aştık.

Barikat olduk sellere, kurşun geçirmez olduk, bin yıllık savaş naralarına karşı durduk. Fidan büyüdü, barikatlar “ribat” oldu ve ülkenin her ikliminde korudu siperlerinde milletin evlatlarını.

Hasretin alev alev içime bir an düştü/Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü/Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde/Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü.[II]

Rabbime, bize bugünleri yeniden yaşattığı, bu heyecanı, coşkuyu yaşattığı için sonsuz hamd ediyorum. Bize sabrın, sebatın, omuz omuza olmanın değerini öğrettiği için Rabbime hamd ediyorum. Gönlümüzde,  ülkeye, millete ve Hakk’a hizmet aşkını birleştiren ve bizi mücadele, sevgi ve muhabbet örgütü haline getiren Allah’a hamd ediyorum...

Ribatların gecelerini ilimle, gündüzlerini mücahedeyle geçiren; kalbi ve eli mazlumun ve mağdurun yanında, gözü aydınlık yarınların ufuklarında arkadaşlarla çalışmanın iftiharı bize yetiyor, ülkem ve insanlığın geleceği için ümit veriyor.

Bugün Türkiye genelinde; 7 bölgesi, 81 vilayeti ve tüm renkleriyle, tüm çiçekleriyle 75 milyonluk ülkemin güzide evlatlarıyla aynı çatı altında örgütlenip ülkemiz, bölgemiz ve insanlık için yapabileceğimiz hayırları düşündükçe yüreğimiz göğsümüze sığmaz oluyor.

‘Ortadoğu’nun, Balkanların, Kafkasya’nın, Avrupa’nın, Asya’nın ve Afrika’nın derdi bendedir ve dermanı da cevherimde’ diyen kardeşliğin, dostluğun, muhabbetin yarenleri! Siz insanlığın vicdanı olmaya devam ettikçe gelecek için ümitvar oluyoruz.

Kuruluşumuzdan bugüne kadar bu davaya gönül veren, karınca misli su taşıyan, dua eden, dağ-bayır, köy-kasaba demeden okul okul dolaşan, kentlerde sokak sokak ter döken bütün kardeşlerimize selam olsun. Bu uğurda vefat edenleri rahmetle anıyorum. Mekânları cennet olsun. Onlar adına ülkemi ve dünyada zulme karşı direnen tüm insanları selamlıyorum.

Eğitim-Bir-Sen teşkilatının tüm mensuplarını, tüm yol arkadaşlarımızı yürekten kutluyorum. Teşkilatımızın her aşamasında çalışan hanım kardeşlerimizin üstün gayretlerini saygıyla ifade etmek istiyorum.

Evet, 251 bin gönüldaşımızla genel yetkimizi devam ettirdik. Üyelerimiz, teşkilatımız, tüm eğitimciler ve milletimiz için hayırlı olsun.

Eğitim-Bir-Sen’in mücadelesi, uzun soluklu bir mücadelenin süreğidir. Mücadelemiz, bir çağın susuzluğunu çektiği medeniyeti inşa; eşitlik, adalet, ekmek ve özgürlük mücadelesidir.

Aklın, ilmin, irfanın ve hikmetin taşıyıcısı millet evlatlarının önündeki, ardındaki, sağındaki solundaki, üstündeki ve altındaki her türlü engeli kaldırıp onlara yol ve yâren olma mücadelesidir.

Allah azımızı çoğa tuttu, bereketlendirdi. Başarımız, teşkilatlarımız ve üyelerimizin sinerjisine matuf muhabbetinize ve emeğinize vergidir.

Sorumluluklarımız ağır. Elde ettiğimiz gücün hakkını vermeliyiz, vereceğiz.

Biz, yalnızca bize üye olanların değil, bize üye olsun olmasın, tüm çalışanların ve hatta 75 milyon ülkemizin özgür, müreffeh ve barış içinde olması için çalışmaya devam edeceğiz. Özelde İslam dünyasının genelde mazlum halkların gözü ülkemize dönmüştür. Bu rüyayı hayra yorduk, onun için çalışmaya devam edeceğiz.

Ülkümüz; ırkları, renkleri, kültürleri ve her türlü farklılığa eşit, özgür ve müreffeh bir yaşam sunan bir ülküdür. Bu ülkü, geçmişin bir zamanına has değildir; sevgi gibi, adalet gibi, anne gibi, vefa gibi, tevazu gibi, dostluk gibi, dayanışma gibi, paylaşma gibi ve merhamet gibi evrensel değerleri olan bir ülküdür.

Öncelikle bu ülkede ayrım ve ayrımcılık istemiyoruz. Ağaçların fidanlara gölgesi kadar olsa da baskı, zulüm ve ötekileştirme istemiyoruz.

Sana’dan-Hadramut’tan  Akmescit’e, Semerkent’tan-Buhara’dan Kurtuba’ya izlerini idrak ettiğimiz insanlık için şifa kaynağı medeniyeti doğal tarihi yörüngesine oturtmak istiyoruz.

İnandığımız her şeyin yaşamdaki karşılıklarını bulmak ve ayağa kaldırmak istiyoruz.

Kulağımızda yoksul Anadolu’nun yaşlı dedelerinin ve ninelerinin nasihatleri, gözümüzde ümitle tarlaları çapalayan köylülerin iki büklüm halleri, metropollerin alaca karanlığında tıkış tıkış ücretin asgarisini alabilmek için koşuşturan insanlar ve işsizliğin çaresizliğinde kahvehanelerde ve meyhanelerde ömürleri tüketilen gençler var.

Evet, adalet ve eşitlik istiyoruz.

Kamuda başörtüsüne hemen şimdi özgürlük istiyoruz.

Ücretiyle ezilen eğitim çalışanının, öğretmenlerimizin hakkını hemen şimdi istiyoruz.

Bunu, bugünden tezi yok istiyoruz.

Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan/Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar/ Mutluluk nağmeleri işitirler Hira'dan/ Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar/Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri/ Paramparça, ateşler şahının hayalleri.[III]

Kurulduğundan bu yana, 21 yıldır, tarihinin en mücadeleci yılını, genel yetki ve en yakın rakibine 26 bin fark atarak tamamlayan teşkilatımıza sonsuz şükranlarımı sunuyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

 


[I] Nurullah Genç

[II] Nurullah Genç

[III] Nurullah Genç

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.