Talip Geylan'dan ''Andımız ve Ek Zam'' Açıklaması

Talip Geylan'dan ''Andımız ve Ek Zam'' Açıklaması

TÜRK EĞİTİM-SEN GENEL BAŞKANI Talip Geylan'dan ''Andımız ve Ek Zam'' Açıklaması

“ÖĞRENCİ ANDI İLE İLGİLİ HUKUKİ SÜREÇ DİLERİM TÜRK MİLLETİNİN BEKLENTİSİ DOĞRULTUSUNDA İLERLER.”

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Muğla’da katıldığı istişare toplantısında Öğrenci Andı ile ilgili yaşanan tartışmalar ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Genel Başkan Geylan, Öğrenci Andı’nın kaldırıldığı gün, yani 8 Ekim 2013 tarihinde Türk Eğitim-Sen’in dava açtığını söyleyerek, Danıştay 8’inci Dairesi’nin yaklaşık 5 yıl sonra ‘Öğrenci Andı okutulmalı’ kararı verdiğini hatırlattı.

Danıştay’ın kararının ardından bazı güruhların anlaşılmaz bir şekilde hatta PKK’dan dahi önce ayağa kalktığını bildiren Geylan, “Bu güruh kararın ardından 81 ilde basın açıklaması yaptı. Kamu çalışanlarının bu kadar kazanımı kaybedilirken sesini çıkarmayanlar, Hükümetin adeta ARGE kuruluşu, saha kolu gibi çalışanlar, söz konusu Öğrenci Andı olduğunda etnik ayrılıkçı terör örgütünden dahi önce ayağa kalktı” dedi.

Geylan sözlerini şöyle sürdürdü: “2013 yılında Andımız kaldırıldığında, ‘Öğrenci Andı ırkçı söylemler ifade ediyor, toplumu ayrıştırıyor’ dediler. Biz de ‘Sizin algı sorununuz var. Öğrenci Andı tam aksine milletimizi birleştirici bir anlam ifade ediyor. Türküm, doğruyum, çalışkanım diye başlayan ve Ne Mutlu Türküm diyene şeklinde sona eren Öğrenci Andı eğitimin parçasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuranlar Osmanlı’nın son kurmay kadrosu idi. Büyük Atatürk ve yol arkadaşları son Osmanlı kurmayları idi. İmparatorluk üzerine yeni bir devlet kurduklarını çok iyi biliyorlardı. Bu nedenle Atatürk, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir’ demişti. Yine Anayasamızın 66. Maddesi, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür’ demektedir. Türk, bu topraklarda herhangi bir etnik köken tanımı değildir.’ demiştik. Tüm bu açıklamalarımıza rağmen Andımızı kaldırdılar.

Hatırlarsanız 2009 yılında bir vatandaşımız, ‘Çocuğumun Öğrenci Andı’nı okumasını istemiyorum.’ diyerek dava açmıştı. Dönemin Adalet ve Kalkınma Partili Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu MEB adına Danıştay’a bir savunma göndermişti. MEB savunmasında, vatandaşımızın iddia ettiği gibi Öğrenci Andı’nın ırkçı söylemler barındırmadığını, Öğrenci Andı’nda geçen Türk ifadelerinin Anayasamızın 66. Maddesinde de yer bulan milli kimlik ifadesi olduğunu belirtmişti. Ayrıca MEB, Öğrenci Andı’nın içeriği itibari ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan çocuklarımıza kazandırılması gereken tutum ve davranışlar ihva etmesi itibari ile eğitimin bir parçasıdır’ demişti.”

Dilerim hukuki süreç; Türk Milletinin beklentileri doğrultusunda ilerler, Danıştay Dava İdari Kurulu, Danıştay 8. Dairesinin vermiş olduğu hukuki kararın arkasında durur ve bu konuyu bir daha açılmamak üzere kapatır.

2009 yılında bu iradeyi ortaya koyan iktidar partisinin 2013 yılında Öğrenci Andı’nı kaldırdığına dikkat çeken Geylan, “Aynı siyasi parti iktidarda, peki değişen ne idi?” diye sordu. Geylan 2013 yılında Öğrenci Andı’nın kaldırılmasının nedeninin çözüm süreci olduğunu vurguladı. Genel Başkan açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Adına çözüm süreci denilen bize göre çözülme süreci olan bir dönem yaşanıyordu. Çok açık söylüyorum, Andımız çözüm sürecine kurban edilmiştir. Nitekim bizim bu iddiamızı Mili Eğitim Bakanlığı’nın temyiz dilekçesinde yer alan ifadeler de doğruladı. MEB adeta itiraf etti.”

Andımızın kaldırılmasının etnik, bölücü mihrakların başta bölücü PKK terör örgütünün talebi olduğuna dikkat çeken Geylan, “Hatırlanacağı gibi bu talebi ilk dile getiren, Selahattin Demirtaş’tır. Dilerim hukuki süreç; Türk Milletinin beklentileri doğrultusunda ilerler, Danıştay İdari Davalar Kurulu, Danıştay 8. Dairesinin vermiş olduğu hukuki kararın arkasında durur ve bu konuyu bir daha açılmamak üzere kapatır.” dedi. Yargıdan beklentileri doğrultusunda karar çıkmazsa Andımızı öğrencilere öğretmeye devam edeceklerini kaydeden Geylan, “Öğrenci Andı’ndan taviz vermeyeceğiz” dedi.

Öğrenci Andı için kullanılan ‘Bunlar saçma sapan şeylerle gençliği yönlendirme gayreti içerisindeler” ifadesine de tepki gösteren Geylan,  “Öğrenci Andı’nın hangi hususları saçma sapandır? Doğru olmak mı saçma sapan, küçükleri sevmek, büyükleri saymak mı saçma sapan, Türk Milletini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak mı saçma sapan ya da Ne Mutlu Türküm demek mi saçma sapan? Bu ifadeleri şiddetle kınıyorum Öğrenci Andı’nın içeriğinin hiçbir hususu saçma sapan değildir. Lütfen Öğrenci Andını siyasi bir meta, siyasi çekişme, didişme malzemesi yapmasınlar. Bu millet bizim.”.

Sayın devlet büyüğüm emin olun ki, Öğrenci Andı’nın sahibi onlar değil, Türkiye sevdalıları Türk milletidir.

Bir devlet büyüğünün “Milletimize tepeden bakan, milletimizi kömürcü makarnacı diye aşağılayanlar uzun zaman sonra Öğrenci Andı’na sahip çıkmak adına yeniden piyasaya çıktılar” şeklindeki sözlerini de değerlendiren Geylan “Biz bu ülkeye aşığız. Sayın devlet büyüğüm emin olun ki, Öğrenci Andı’nın sahibi onlar değil, Türkiye sevdalıları Türk milletidir. Büyük Türk milletini makarnacı, kömürcü gibi tahkir eden kim var ise, Allah hepsinin belasını versin.” diye konuştu.

Büyük Önder Atatürk bir devlet kurdu. Bu bile Atatürk’ü saygıyla anmamız için yeterli değil mi?

Cumhuriyet Bayramı’nda, 10 Kasım’da ülkemizin kurucusu Atatürk’ün adını zikretmeyenleri de eleştiren Geylan, “Buna anlam vermiyorum. Atatürk alerjisi vücutlarına nasıl yerleşmiş? Bu kadar mı rahatsızsınız? Devletsizliğin ne demek olduğunu Suriye’de görüyoruz. Devlet yoksa can da yok, namus da, din de yok, dil de yok. Büyük Önder Atatürk bir devlet kurdu. Bu bile Atatürk’ü saygıyla anmamız için yeterli değil mi? Bunların mayası nasıl yoğrulmuşsa, tedavi edilemez düzeyde alerjik bir hal almış. Allah bunları ıslah etsin” dedi.

“YILBAŞINI BEKLEMEDEN KAMU ÇALIŞANLARINA EK ZAM YAPILMALIDIR.”

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan Muğla’da katıldığı istişare toplantısında yaptığı konuşmada ekonominin kötü gidişatına dikkat çekti. Geylan, ilk kez memurların aldığı maaş zammının belki de 2-3 katı enflasyon farkı alacaklarını bildirdi. Bunun müsebbibinin, çalışanlar için masaya oturup, işverenlerin yanında saf tutan beceriksizlerin öngörüsüzlüğü olduğunu söyleyen Geylan, kamu çalışanlarının bu yaşananlardan ders almasını istedi.

Geylan, “Toplu sözleşmede 2018 yılının ilk altı aylık dönemi için yüzde 4, ikinci altı aylık dönemi için yüzde 3.5 olmak üzere kümülatif yüzde 7.6; 2019 yılının ilk altı aylık dönemi için yüzde 4, ikinci altı aylık dönemi için yüzde 5 olmak üzere kümülatif yüzde 9.2 artış yapıldı. Bu kararın altında sözde yetkili sendikanın imzası vardır. Şu an Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2018 yıl sonu itibari ile öngördüğü enflasyon oranı yüzde 20.8’dir. Ancak enflasyon genellikle Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın öngörüsünün üzerinde çıkar. Diyelim ki öngörüleri çıktı ve enflasyon farkı yüzde 21 oldu. 2018 yılında kamu çalışanlarının aldığı maaş zammı kümülatif yüzde 7.6’dır. 2019 yılı bütçesinde, iktidar enflasyon hedefini %15.9 belirlemiştir. 2019 yılı için ise kümülatif artış yüzde 9.2’dir. Memur maaşları bu yıl da en az yüzde 7,8 eriyecek, 2019 yılında da hedeflenen enflasyona ulaşılsa bile, maaşlarda yüzde 6,7’lik bir reel düşüş olacaktır. Kaldı ki, kamu çalışanlarının şu anda bile alım gücü yüzde 9.5 düşmüştür.” dedi.

Birçok sektörde tedbir alındığını, vergi indirimleri yapıldığını, birtakım teşvikler verildiğini hatırlatan Geylan, “Ülkemizi yönetenlerin maaşına yüzde 26 zam öngörülüyor. O halde memur ve emeklileri neden görmezden geliyorsunuz?” diye konuştu.

Ülkemizde 2 milyon 600 bin kamu çalışanı olduğunu, emeklileri de dahil ettiğimiz zaman bu sayının 7 ila 8 milyon kişiye tekabül ettiğini bildiren Geylan, ek zam talebinde bulundu. Geylan şöyle konuştu: “Türkiye Kamu Sen olarak talebimiz yılbaşını beklemeden kamu çalışanlarına ek zam yapılmasıdır. Sendikamız 14 Kasım’da ek zam için 81 ilde alanlara indi. Ek zam tüm kamu çalışanlarının hakkıdır. Kamu çalışanlarına verilecek olan ek zammın aynı zamanda dolaylı olarak piyasaya canlılık getireceğini ve ekonomiye katkı sağlayacağını düşünüyoruz.”

Madem kadro yokluğundan şikâyet ediyorsunuz, o halde verin 3600 ek göstergeyi, yeni atamalara yer açılsın!”

Ek göstergenin tüm meslek grupları için düzenlenmesini istediklerini de belirten Geylan, şunları kaydetti: “Konuyla ilgili bir kanun teklifi hazırladık ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı Bey’in marifetiyle Meclis’e gönderdik. Bu teklif TBMM’ye geldiğinde tüm siyasi partilerin destek vermesini istiyoruz. Talebimiz tüm meslek grupları için ek göstergenin 800’er puan artırılması ve yardımcı hizmetler sınıfının da bu haktan yararlanmasıdır. Ayrıca öğretmenlere 3600 ek gösterge sözünün ivedilikle yerine getirilmesini istiyoruz. 3600 ek göstergenin getirilmesi emekli maaşlarında 600 TL, emekli ikramiyesinde de 20 bin TL artışa denk gelecektir. Dolayısıyla birçok öğretmen emekli olmak isteyecek, dolayısıyla yeni atamalara yer açılacaktır. Bu yıl yapılan 20 bin atama AKP iktidarının en az öğretmen atama sayısıdır. Aralık ayında 20 bin atama daha yapılacaktır. Madem kadro yokluğundan şikâyet ediyorsunuz, o halde verin 3600 ek göstergeyi, yeni atamalara yer açılsın!”

Türk Eğitim-Sen ise insanların haysiyetlerini, şereflerini koruma mücadelesi vermektedir.

Kamu çalışanlarının işini doğru yapmayan sözde sendikalar nedeniyle mağdur olduğunu ve ekonomik, sosyal, özlük anlamda birçok hak kaybı yaşadığını belirten Geylan, memurları bu zulümden kurtarmak gerektiğini bildirdi. Geylan, “Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen olarak işimizi adam gibi yapıyoruz. Sadece sendikacılık yapmıyoruz, insani hizmet de ortaya koyuyoruz. Üye sayımızın artması kamu çalışanlarında haysiyetli duruşu takdir eden, arayan ciddi bir kitle var anlamına gelmektedir. Ne yazık ki bazıları insanlarımızı esir ediyorlar, inandıkları ile işleri arasında tercihe zorluyor, tehdit ediyor, onların haysiyetlerini un ufak ediyorlar. Türk Eğitim-Sen ise insanların haysiyetlerini, şereflerini koruma mücadelesi vermektedir. İnsanlarımıza haysiyetleri ile çalışabilecekleri bir zemin yaratmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.