Yalan Söylemek İftira Atmak Sendikacılık Değildir

Yalan Söylemek İftira Atmak Sendikacılık Değildir

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "İftira atmak, yalan söylemek sendikacılık değildir" dedi. Genel Başkan Gündoğdu, "Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk 'Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı 4-C'lileri toplu sözleşme masasına getirmedi" iftirasına hodri meydan diyorum. 4-C'liler ile ilgili Toplu Sözleşme Tutanaklarını birlikte açıklamaya var mısın ? Yalan hangi ahlakta var" diye Kamu-Sen Başkanı'na sordu.

 Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu Kanal A Televizyonu'nda Çerçeve programına katıldı. Gündoğdu, Memur-Sen'in toplu sözleşmede 4-C'lilerin sorunlarını masaya getirmemekle suçlayan  Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'a hodri meydan dedi. Gündoğdu, 4-C'lilere kadro verilmesi için mücadele ettiklerinin altını çizdi. Memur-Sen'in mücadelesini yok saymanın ve iftira atmanın ahlak ilkeleriyle bağdaşmadığını dile getiren Genel Başkan Gündoğdu, "Ahlak kavramı, bir İslam ahlakı var, bir evrensel ahlak var, bir de ekşimiş sözlüklerde ahlak tanımları var, bu kadarla yetiniyorum programın süresi ve yeni tartışma açmamak için. Bizim, Büro-Memur-Sen'in açtığı davayla memur sendikalarına üye olunabilirliğiyle gelinen bir şey. Asla onlara biz sendika üyesi, şu kadar üyemiz diye bakmayız, 23 bin 4-C’li var, bunun içerisinde bizim üye sayımız bunun 5’te 1’i bile değil, ama buna böyle bakmadık. Toplu sözleşmeye de biz onların sorununu taşırken, bir, ekmeğini büyütmek, iki, kadro alma mücadelesiyle gittik. Yani bu kadar yalan üzerine ahlaktan bahsedilmez. 4-C’lilerin bekar olanlarının tamamına 253 TL net, evli 2 çocuklu olanlara da 493 TL net zammı toplu sözleşmede aldık. Kadro mücadelemiz devam ediyor. Ben daha önce 300 bin kişinin kadroya geçişine öncülük ettim ama, bunun yasa ayağı var, Meclis ayağı var, başka ayakları var, asla bırakmıyoruz. Şimdi üniversiteli işçiler, bunlar için mücadele ediyoruz. Bir derece sorununu orada uzlaştık, 30 yılı aşan süreler, gece-gündüz bunun peşindeyiz. Ama iftira atmak, çamur atmak sendikacılık değil. Şimdi toplu sözleşmenin birinci günü, ilk söz Heyet Başkanı olarak bendeydi, çünkü yasal yetkili biziz, Kamu-Sen ve Kesk genel başkanlarının da biz de taleplerimizi dile getirelim, biliyoruz, yasa olarak pazarlığa esas talepler değil, sadece dillendirelim dedi, ben de Heyet Başkanı olarak söyledim. Ben önce talepleri dile getirdim, 4-C’lilerin harf inkılabı gibi, yani bir önce ekmeği varken işsiz kaldığını, KPSS’yle atanan var, şu var, bu var, içine dolu dolu hem ekmeğini büyütmeyi, hem de kadrosunu gündeme getirdik. İsmail Bey söz alınca da, Ahmet Bey’in dediği gibi diye başladı, o da aynı oranda 4-C’lilere kadro verilmelidir, maaşı artırılmalıdır dedi; doğru mu? Doğru. Şimdi İsmail Bey arife günü Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı toplu sözleşme masasında 4-C’ye kadro meselesini gündeme bile getirmedi diyor. Ya yalan hangi ahlakta var? Peki var mısın tutanakları birlikte açıklayalım?  Nereye gideceksin?" dedi.

  
Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, okullardaki müdür, müdür yardımcılığı sınavında ayrımcılık yapıldığı iddialarına sert cevap verdi. Başkan Gündoğdu, "Önceki o sınavı 2007’de Danıştay iptal edince sınavla olsun diye Bakan’a gidip teklif eden benim Eğitim-Bir-Sen'in Genel Başkanı olarak. Ama 67 bin kitap basıp, 300 ilçede ve bütün illerde seminer düzenleyerek üyelerimizi yetiştiren de biziz. Yani bir ilde sınava çağrılan 70 kişinin 60’ı Eğitim-Bir-Sen üyesiyse zaten doğal olarak yüzde 70’i, 80’i oradan oluyor. Şimdi de bir şube müdürlüğü sınavı var bence üyeleri yetiştirerek burada yer almak lazım. Ama şunu da unutmamak lazım: 2007’de sınavla Danıştay kararından sonra sınavla başlandı bu iktidar zamanında idarecilik sınav yeni sınav artı mülakat ve KPSS var. Bu iktidardan önce işte Kamu-Sen'in yakın olduğu Sayın Başkan’ın işte aday adayı da olduğu biraz önceki esprisi Seyhan’dan Belediye Başkanı adayıydım diyordu araştırmacıya takılmıştık biraz önce. O parti zamanında koalisyonken sınav, mınav mülakat yok sen sen gel deniyordu ama biz adaletli olsun, sınav olsun, mülakat olsun yani rekabete yetiştirerek hazırlasın." diye konuştu.
 
Geçmişte öğretmenlerin çalışmamakla suçlanmasını kabul etmelerinin mümkün olmadığının altını çizen Gündoğdu, okullardaki uyuşturucu ve sigaraya başlama yaşının düştüğü yönündeki haberlerle ilgili  de değerlendirmelerde bulundu. Ahmet Gündoğdu, "Sendikayı kurarken bile çocukları cezalandırarak sendikacılık yapmayacağız dememize rağmen ek ödeme, öğretmen çalışmıyor, benzer üslup şeyleri dolayısıyla toplu sözleşmenin bittiği gece 20 dakikada iş bırakma eylem kararı alıp Güven Park’ta CHP’li milletvekillerinin bile halaya katılıp sabah 8’den, 5’e kadar iş bırakma eylemi yaptığımız da kızgınlıkların büyük çoğunluğu orayaydı. Ama biraz önce ki Başkanının ifade ettiği örneği ben kendisine bunu nasıl dersiniz dediğimde gençlerle sohbet ederken ihtiyacımız şu kadar işte 150 bin, mezun 300 bin tamamınız ihtiyacın tamamını karşılasak bile boşta kalıyorsunuz çünkü böyle bir sorun var. İşte dağdaki güvercinler kendi gıdalarını kendi arıyor bu örnek doğru mu? Değil. Ama ona bağlı olarak kurduğum bir cümle demişti, gidenin arkasından konuşmama adına bunu söylüyorum. Anketi abartılı bulduğumu söyleyeyim biraz arkadaşla da bugün inceledik geçmişte bizim yaptığımız anketlerle karşılaştırdık sanırım anketi yapanlar iyi niyetle, kamuoyu oluşturmak, dikkat çekmek için çünkü ben 14 yıl Bakırköy Ticaret Lisesi’nde öğretmenlik yaptım, Bakırköy’ün merkezinde oranın en popüler okullarından, disiplininden emniyetinden şuşusundan buşusundan az çok konuların içindeydik İsmail Bey’de öğretmenlikten geliyor. Yani 32’si, 45’i sigara 32’i alkol, 9’u uyuşturucu olduğunda eyvah Türkiye bitmiş demektir. Ama buradan çağrım bilimsel verileri yerine koyacak bir araştırmaya, ciddi bir araştırmaya ihtiyaç var biz de bu doğrultu da bir hazırlık içerisindeyiz. Öteden beri yani eğitim sistemimizin sistem sorunu var yani biz de sistem salt, adı değişse bile ortak adı sınav olan SBS, ÖSS, SYS, LYS, LGS adı ne olursa olsun" ifadelerini kullandı.
 
Üzerinde çalışılan yeni sistemin öğrenciyi merkeze alan, hayata hazırlığı, değerler eğitimini öne çıkartan bir yaklaşım olduğunun altını çizen Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, "Yani bugün kamuoyu, öğretmenler, veliler çocuklarımızın başarısını komşunun çocuğunu bir soru da olsa fazla soru çözerek geçmesine bağladığımız için, çocukların önüne koyduğumuz değer sınavda çözdüğü soruya bağlı. Ahlaklı olma, erdemli olma gibi bir şey yok. Hal böyle olunca öğretmenin o inşacılığı ikinci plana kalıyor. Eğer öğretmenin branşı o sene ki sınavdan çok soru sorulan bir öğretmense çok değerli öğretmen, hiç soru sorulmayansa geç hocam diyor. İşte matematik bir sınıftan çok soru var, lise sondan soru azalmışsa bir sene önce çok önemli olan matematik öğretmeni gelecek sene önemsiz olabiliyor." şeklinde konuştu.
 
Türkiye'de okulun diploma hazırlama yeri, öğretmenin diploma doldurma memuriyetini indirgendiği bir anlayıştan kurtulmaya başladığını vurgulayan Gündoğdu, şöyle konuştu "Burada din eğitiminin hiç olmaması Batı’dan bahsediyoruz. Amerika’sı, İngiltere’si şusu, buşu biz de şu anda seçmeli de olsa yani Anayasa’nın 24. maddenin 2. şıkkı ebeveynler isterse çocuklarına din eğitimi aldırabilir. Halbuki, birinci sınıftan itibaren Batı’da din eğitim var. Şu anda seçmeli olan hali bile Avrupa OECD ortalamasının neredeyse 2-3 saat gerisinde. İdeolojik ve siyasi bir sistemin içerisindeyiz. Şunu söylemek istiyorum: Dünya görüşü ne olursa olsun Kamu-Sen'li, Memur-Sen’li, CHP’li, MHP’li, AK Parti'li, BDP’li çocuklarımızın yüzde 99’u Müslüman olması hasebiyle, dinin kültürünü kaynağından bilmesi lazım. Dini eğitimin bu zamana kadar öcü olarak gösterilmesi, 28 Şubat gibi süreçlerin dinin ve dindarın üzerinden silindir gibi geçmesiyle, çocuklarımızı da sınavlar arasında eleyen bu sistem içerisinde öğütmüş olduk" dedi.
 
Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde çok sayıda öğretmen açığının bulunduğunu bunun da öğrencileri mağdur ettiğini kaydeden Gündoğdu, "Elbette öğretmen burada önemli bir öğretmen açığı şu anda ben Eğitim-Bir-Sen olarak bölge toplantılarına gidiyorum, Doğu Anadolu’da 11 ilin işte geçtiğimiz hafta sonu Diyarbakır’daydım. Sadece Diyarbakır bölgemizde 14 bin 450 bugün acil öğretmene ihtiyaç var. Var olan oradaki öğretmenlerimizin de yüzde 90’ı genç. Şırnak yönetimiyle bir araya geldim işte şube müdürlüğüne müracaatta 10 yıl öğretmenlik yapmış olma. Şırnak’ta 10 yıl öğretmenlik yapmış olan kimse kalmamış. Dolayısıyla, bir öğretmen açığının kazanmış bu gençlerimizden atanması, kadrolu, ücretlisi, vekili olmaz iki bölgeler arası öğretmenin dağılımında adaleti sağlamak için negatif unsur taşıyan yerlere, pozitif ayrımcılık yapmak gibi devletin, sosyal devlet ilkesini hayata geçirmesi lazım. Aksi taktirde bir, çocuklarımızın dersi boş geçiyor, iki boş geçmeyenlerin yerine ya vekil ya ücretli öğretmen giriyor. Derslere giren öğretmenlerin pedagojik formasyonu dahi yok. Üç, sınavı kazanmış gençlerimiz atanmayı bekliyor ve her üçünü bir araya getirdiğimizde Türkiye büyük bir olumsuz faturaya doğru gidiyor. Bunu niçin söylüyorum? İktidarın, muhalefetin, tüm kurumların, kuruluşların artık Türkiye’nin düne kadar en önemli iki sorunu vardı: 'Demokratikleşme ve eğitim sistemi'. Demokratikleşme de şimdi referandumdan sonra milletin istikametinde ilerliyoruz, paket paket demokrasi geliyor. Eğitim sisteminde öğretmen, öğretmenin inşacılığını öne çıkaracak müfredat, öğrenciyi merkeze alacak müfredat bu öğrencinin rehberi olacak öğretmen ve ücretli vekil olmadan kadrolu öğretmen istihdamını yapmadan başarılı olma şansımız yok" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.