Öğretmenin Tayini, Kanser Hastası Eşinin Yanına Yapılmıyor

Öğretmenin Tayini, Kanser Hastası Eşinin Yanına Yapılmıyor

Aşağıdaki basın açıklamasını yorumsuz olarak kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.

Anadolu Eğitim Sendikası olarak önemli bir konuyu gündeme getirmek için bu basın açıklamasını yapıyoruz. Ağrı ili Doğubeyazıt ilçesinde görev yapmakta olan sözleşmeli öğretmenimizin, eşinin kendisinin sözleşmeli olarak göreve başladıktan sonra dil ve lenf kanserine yakalandığını, 4 ve 7 yaşlarında 2 çocuğunun olduğunu bilmekteyiz. Öğretmenimiz kanser olan eşinin bulunduğu İstanbul iline yapmış olduğu tayin başvurusunun Milli Eğitim Bakanlığı tarafından reddedildiğini bunun sonucunda; Türkiye Büyük Millet Meclisi Kamu Denetçiliği Kurumuna (Ombudsmanlık) başvurduğunu belirtmektedir.

Kamu Denetçiliği Kurumu başvuruya cevaben; 

--Eşinin 31/03/2017 tarihinde İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde iki kez ameliyat geçirdiğini, bu ameliyatlarda dilinin yarısına yakınının ve boğaz lenflerinin alındığını, yapılan patolojik inceleme sonucunda tekrar ameliyata gereksinim duyulduğunu ve 21/04/2017 tarihinde yeniden ameliyata alındığını, ameliyat sonrasında radyoterapi sürecinin başladığını, eşinin tedavi sürecinin süreklilik arz ettiğini ve devamlı surette kontrol altında tutulması gerektiğini, uzun süreli bu tedavinin görev yapmakta olduğu bölgede yapılmasının mümkün olmadığını,

--Biri 4 diğeri 7 yaşında iki çocuklarının bulunduğunu, hem eşinin hastalığının hem de çocuklarının çok küçük olmasından dolayı bakıma muhtaç vaziyette olmalarının, ayrıca kendisinin Ağrı ili Doğubayazıt ilçesinde görev yapıyor olmasının her hafta sonu gidişi geliş yapmak zorunda kalmasına sebep olduğunu, bu durumun maddi ve manevi olarak hayatını zorlaştırdığını,

 --Eşinin durumunun gerçek anlamda sıkıntılı olduğunu, çocuklarının okula gittiğini ve onları okula bırakacak veya okuldan alacak kimse olmadığını, eşinin ve çocuklarının ihtiyacını karşılamakta çok zorlandığını, hayatı boyunca bu kadar mutsuzluğu ve sıkıntıyı bir arada yaşadığı bir dönemin olmadığını,

 --Milli Eğitim Müdürlüğüne verilen görevlendirme talebi dilekçesinin reddedildiği, 

 --İlgilinin hastalığının tedavisinin yapılabileceği Sağlık Raporundan edinilen bilgilere istinaden, hastalığın tedavisi ve takibini yapacak hekim “KBB, radyasyon onkolojisi ve tıbbi onkoloji” olduğu düşünülerek her üç branşın bir arada bulunduğu ve hizmet sunduğu hastanelerin listesi yazı ekinde sunulduğu, ifade edimiş; yazı ekinde yer alan liste incelendiğinde ise, Ağrı ilinde başvuranın eşinin tedavisinin yapılabileceği bir hastanenin bulunmadığı, bununla birlikte hastanın tedavisinin yapılmakta olduğu İstanbul Üniversitesi Hastanesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinin listede yer aldığı görülmüştür.

 Kamu Denetçisi tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde; Milli Eğitim Bakanlığının görev alanı çerçevesinde eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla getirilen sözleşmeli öğretmenlik uygulaması kapsamında, ilgili mevzuatta atananların 4 yıl süreyle başka yere atanmayacağı yönünde bir hüküm bulunsa da, sözleşmenin imzalanmasının sonrasında ortaya çıkan ağır sağlık sorunları nedeniyle ilgililerin yaşadıkları mağduriyetler karşısında, insan yaşamının kutsallığının bir yansıması olan sağlık hakkını konusundaki Anayasal hükümleri ve ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yer alan taahhütlerimizi dikkate alarak ve çocuğun yüksek yararı göz önünde bulundurularak, sosyal devlet olmanın ve ölçülülük ilkesi ile hakkaniyet ilkesinin bir gereği olarak, ilgililere idare tarafından gerekli kolaylığın sağlanması gerektiği değerlendirildiğinden; başvuranın atamasının, boş öğretmen kadrosunun da bulunduğu anlaşılan, eşinin tedavisinin devam ettiği İstanbul iline yapılması yönünde idareye tavsiyede bulunulması yönünde hazırlanan öneri Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

 Hemen belirtelim ki; Anayasamızın "Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler" başlıklı üçüncü bölümünün 41 inci maddesinde, ailenin Türk toplumunun temeli olduğu vurgulanmış, Devletin, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunmasını ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirler almasını ve teşkilatını kurmasını hükme bağlamıştır.

 Danıştay 2. Dairesinin 27/02/2017 tarihli ve YD:2016/14817 esas sayılı kararında “Bu çerçevede, aile bireylerine huzur içinde birarada yaşayabilme imkanının sunulması gerektiği açıktır. Diğer bir ifadeyle, bu düzenleme ile ailenin korunmasına yönelik olarak devlete verilen görevin öngörüldüğü şekliyle yerine getirilebilmesinin temel koşullarından birisinin de aile birliğinin sağlanması olduğu; aksi bir uygulamanın ise, ailenin huzurunu temelden sarsarak maddi ve manevi anlamda toplum açısından giderilmesi çok zor olan zararları beraberinde getireceği, böylesi bir durumun ise, günümüzün evrensel anlamda kabul görmüş sosyal ve hukuk devleti anlayışıyla da bağdaşmayacağı ortadadır.

 Hal böyle iken, Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenimiz için çözüm yoluna gitmemiş, hayati bir konuda 21 Mayıs 2018 de vicdana sığmayacak çok ağır bir karar ile öğretmenimizin tayinine engel olmaya devam etmiştir. Bakanlık yazısında “ 6328 sayılı kanuna göre Kamu Denetçiliği Kurumunun verdiği kararların tavsiye niteliğinde olması ve hukuki bağlayıcılığının olamaması, kamu Denetçiliği Kurumunun önerdiği çözümün uygulanabilir nitelikte olmadığı, ilgilinin atamasının İstanbul iline yapılmayacağı” nı belirtmiştir.

 Konuyla ilgili içinde vicdan taşıyan yetkilileri göreve davet ediyoruz. İnsan hayatı karşısında duyarlı olmak, elde bulundurulan yetkiyi vicdani olarak iyi yönde kullanmak insani bir görevdir.

Kamuoyuna duyurulur…

ANADOLU EĞİTİM SENDİKASI

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.