BAŞKENTTE MÜLAKAT SKANDALI!

BAŞKENTTE MÜLAKAT SKANDALI!

BAŞKENTTE MÜLAKAT SKANDALI!

 Ülkemiz  son dönemlerde adeta Cumhuriyetle hesaplaşılırcasına  hızlı bir değişime maruz bırakılmıştır. Bu değişimden en çok etkilenen  kurumlarınbaşında da Milli  Eğitim Bakanlığı gelmektedir.  Bakanlığımızda oluşturulan yapı  kamu vicdanına sığmamış; yapılan düzenlemeler  insanları mutsuzluğa ve umutsuzluğa sürüklemiş,  çalışanlarıgayesiz ve belirsiz bir teşkilat oluşturulmuştur.

Bütün uyarılarımıza rağmen; geleceğimizin  şekillendiği  ve en kutsal varlıklarımızın emanet edildiği  okullarımız , öğretmenlerimiz  okul yönetimleri de bu süreçte mağdur, kırgın, umutsuz, güvensiz ve geleceği göremeyen bir kaos ortamında bırakılmıştır.

 MEB’in son dönemlerindeki uygulamaları; İyi niyetli bütün uyarılarımıza rağmen, ben yaptım oldu havasında olmuş bunun sonucunda da Milli Eğitim Bakanlığı tarihinin en kötü, en karmaşık ve en acı dönemini yaşar hale getirilmiştir.

En son yaşanan okul müdürü atama süreci de bu hukuksuz düzenin en kötü örneklerinden biridir.  EĞİTİM-İŞ olarak; ülkesini seven, gelecek nesillerimizin sorumluluğunu taşıyan bir eğitim sendikası olarak üzerimize düşen görev bilinci ile kamuoyunu bir kez daha uyarmak ve bu yanlış süreci anlatmak zorunda kaldık.

 Anayasamızın 2. maddesinde belirtilen; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerinden olan ”hukuk devleti” ilkesi; vatandaşlarına hukuk güvenliğini sağlayan, idarenin hukuka bağlılığını amaç edinen, buna karşılık kamu gücünün sınırsız, ölçüsüz ve keyfi kullanılmasını önleyen en önemli unsurlardan biridir. Nitekim hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak; Anayasanın 125. Maddesinde düzenlenen idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu kararına yer verilmiştir. Hukuk Devleti ilkesi karşısında, idarenin yargısal denetim yapılmasını ortadan kaldıracak ya da bu denetimin yapılmasını imkânsız kılacak iş ve eylemlerde bulunulması mümkün değildir. Buna rağmen son dönemde MEB in yaptığı yanlış uygulamalarına açılan idari davaların büyük bir çoğunluğu da idarenin aleyhine sonuçlanmış olup, bu skandal durum da milli eğitimimizi içinden çıkılmaz bir hale düşürmüştür.

 Sözlü sınav, yapısı ve doğası gereği asla objektif değildir. Çünkü sözlü sınav yapanların; adayları tamamen kendi kişisel değer yargılarına göre ölçmeleri ve değerlendirmeleri esasına dayanmaktadır. Dini inanç ve politik görüş de sınavı yapanların kişisel değer yargılarının içinde yoğunlukla yer almaktadır. Bu yüzden sözlü sınavı kamu yönetiminde bir değerlendirme aracı olarak kullanılamaz.

 Bununla birlikte MEB’in planladığı sözlü sınavlar, siyasi iktidarların devlet yapısı içinde kadrolaşmalarının sınav görüntüsü altında meşru ve güvenli aracı olarak kullanılmasının bir sürecidir.

MEB’in uygulanmaya koyduğu sözlü sınavlarda;  değerlendirme, tamamen inanç yoğunluğu ve politik görüş yakınlığı ölçülerine uygun yapıldığı son dönemlerde MEB in yaptığı bütün sözlü sınavlarda ispatlanmıştır.

Bu değerlendirmelerinin son derece objektif kanıtı da maalesef ilan edilen başarı listelerinde bulunmaktadır. İktidar yanlısı politik görüş taşıyan ve tıpkı bir siyasi parti kolu gibi mevcut iktidarı eylemleri ile destekleyen ve bu yolda eylemlerde de bulunan, sözde bir eğitim sendikasının mülakata giren üyeleri her sözlü sınavında yüksek puanlarla değerlendirilmiş ve ne acıdır ki diğer adaylar düşük puanlarla değerlendirilmiştir. Bu durum bile kamu hizmetleri gereklerine uygun olmayan sözlü sınavın şaibesini ilan etmeye yeterlidir. Yapılacak hukuki itirazlar sistemin daha da içinden çıkılmaz bir hal almasına neden olacak olup ayrıca atamaların gecikmesi de güvenilirliği ortadan kaldıracaktır. Günümüzde artık sözlü sınavlar sadece önceden belirlenen isimlerin başarısı için yasal sürecin figüranlarla tamamlaması olarak görülmüştür. Aşağıdaki tablo tüm bu görüşleri ispatlar niteliktedir. Ankara İl MEM’in sitesinde yayınlanan sözlü sınav sonuçlarından tespit edebildiğimiz veriler şu şekildedir:


SENDİKA

ADAY SAYISI

ORTALAMA YAZILI PUAN

ORTALAMA SÖZLÜ PUAN

EĞİTİM-İŞ

7

79.28

68.62

EĞİTİM-BİR-SEN

23

78.82

90.75

TÜRK EĞİTİM SEN

11

77.43

71.40

EĞİTİM SEN

6

77.35

71.86



 

Bir diğer tabloda da Ankara İl ve İlçelerinde yönetici konumunda olan bazı adayların yazılı ve sözlü sınavlardan aldıkları puanları dikkatinize sunuyoruz:


ADAYIN KONUMU

YAZILI PUANI

SÖZLÜ PUANI

SENDİKASI

İl MEM Müdür Yard. (Görevlendirme)

73

97

EĞİTİM-BİR-SEN

İlçe MEM Şube Md. (Görevlendirme)

71

96

EĞİTİM-BİR-SEN

Sendika Yöneticisi

72

95

EĞİTİM-BİR-SEN

İlçe MEM Şube Müdürü

85

93

EĞİTİM-BİR-SEN

Okul Yöneticisi

71

91

EĞİTİM-BİR-SEN

Okul Yöneticisi

70

85

EĞİTİM-BİR-SEN

Okul Yöneticisi

71

91

EĞİTİM-BİR-SEN

Okul Yöneticisi

78

94

EĞİTİM-BİR-SEN

Okul Yöneticisi

81

63

EĞİTİM-İŞ

Okul Yöneticisi

84

78

(Eğitim-İş’liye verilen en yüksek sözlü puan)

EĞİTİM-İŞ

Okul Yöneticisi

73

57

(En düşük sözlü puan)

EĞİTİM-İŞ

Okul Yöneticisi

80

63

TÜRK EĞİTİM SEN

Okul Yöneticisi

93

77

EĞİTİM-SEN



 Her iki tablo da Ankara’daki mülakat gerçeğini açık ve net bir şekilde gösteriyor. 3 dakikalık mülakat süresince sadece 2 soru sorulduğunu ve bu soruların her ikisini de doğru cevaplayanlara 70'li notlar verilirken, birini ya da her ikisini de yanlış cevap verenlere 90-95'li puanlar verildiğine şahit olduk.

 Biz EĞİTİM-İŞ Ankara 1 Nolu Şube olarak, geleceğimize karşı sorumlu olan bir sendika olarak, MEB’i bir kez daha uyarıyor, doğru olanın hukuk ilkelerine göre ve paydaşlar arasında tam bir mutabakatla, hükümetin değil devletin okullarına idareci atamanın olduğunu bir kez daha haykırıyoruz. Yönetici atamadaki mevcut uygulamanın durdurulmasını, hukuki itirazlara yol açmayacak yeni bir yönetmelikle de bunların düzeltilme yoluna gidilmesini talep ediyoruz.
Kasım DEMİRCİ

Şube Başkanı 

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.