Eğitim-Sen-Den Şube Müdürlüğü İle İlgili Açıklama

Eğitim-Sen-Den Şube Müdürlüğü İle İlgili Açıklama

MEB Şube Müdürlüğü Sözlü Sınavlarıyla İlgili Hukuksuzlukta Israr Etmemeli, Anayasayı Yok Saymamalıdır!

 Bilindiği üzere geçtiğimiz aylarda MEB bünyesinde siyasi iktidar çizgisinde olmayan tek bir yöneticinin bile görev almaması için tarihin en kapsamlı kadrolaşma ve tasfiye operasyonu gerçekleştirilmiştir. Eğitim sistemini kendi ideolojik çıkarlarına göre tasarlamak isteyen ve Milli Eğitim Bakanlığı teşkilatının topyekun kendisine itaat etmesini arzulayan siyasi iktidar, yazılı sınava girmelerine rağmen sadece sözlü sınavdan aldıkları puanları dikkate alarak Şube Müdürlerini belirlemeye kalkmıştır.  Muhafazakâr, piyasacı ve faşizan reflekslerle kendi düzenini kurmak isteyenler eğitim sistemini adeta arka bahçeleri olarak görmektedir. Yapılmak istenen, AKP`nin itaat kültürünü eğitim sistemine yerleştirmekten başka bir şey değildir. 

Bu kapsamda yazılı sınavı geçen şube müdürü adayları için uygulanan "Taşra Teşkilatı Şube Müdürlüğü Görevde Yükselme Sözlü Sınavı"  hukuktan, adaletten ve objektiflikten yoksun biçimde gerçekleştirilmiş ve bu durum mahkeme kararlarıyla da onaylanmıştır.  Şöyle ki yazılı sınavda başarılı olan çok sayıda şube müdürü adayı, sözlü sınavın getirdiği subjektif ve kayırmacı yaklaşımlar nedeniyle başarısız sayılmıştır. Bu nedenle Türkiye`nin dört bir yanından şube müdürü adayı, sözlü sınav sonuçlarına itiraz etmiştir. Mahkemelerin art arda sözlü sınavların tamamını kapsayacak şekilde yürütmenin durdurulması kararlarına rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı yargı kararlarını uygulamamıştır. Mahkeme kararlarının uygulanması açısından idareye tanınan otuz günlük yasal sürenin de MEB tarafından yok sayıldığı bir süreçte bugün, skandal niteliğinde bir olay daha yaşanmaktadır. 

Sadece Dava Açanların Yeniden Sözlü Sınavlara Çağrılması Garabeti Kabul Edilemez! 

Ses ve görüntü kayıtları alınmadan gerçekleştirilen sözlü sınav uygulaması başlı başına hukuksuzluğa ve keyfiliğe yol açmaktadır. Dolayısıyla yargı kararları gereği sözlü sınavların tamamının yürütmesinin durdurulması gerekirken, MEB hem yargı kararını hem de kararın uygulanmasına dair otuz günlük süreyi hukuksuz ve keyfi biçimde yok saymıştır.  

Bununla da yetinmeyen Milli Eğitim Bakanlığı, sadece sözlü sınavlara karşı dava açan 41 kişiyi, mahkeme kararlarının üzerinden aylar geçmesi sonrasında yine sözlü sınavlara çağırmıştır. Hukuksuzluğu ve keyfiliği doğuran, liyakat ilkesini ortadan kaldıran sanki sözlü sınav uygulaması değilmiş gibi bu defa da aynı hukuksuzluk, yargı kararlarına rağmen yürütülmek istenmektedir. 

Halbuki Bölge İdare Mahkemeleri Art Arda Sözlü Sınavların Tamamının Yürütmesini Durdurma Kararları Vermişti!

Konuyla ilgili açtığımız davalarda ilk yargı kararı Ankara Bölge İdare Mahkemesi`nden gelmiştir. Bir üyemiz adına sözlü sınavlarının öncelikle yürütmesinin durdurulması daha sonra iptaline karar verilmesi istemiyle açtığımız davayla ilgili olarak, Ankara Bölge İdare Mahkemesi ilgili sözlü sınavlarının tamamının yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. 

Bu kararın ardından, Batman İdare Mahkemesi`nde yine aynı taleple açtığımız davaya ilişkin mahkeme, yürütmeyi durdurma istemimize dair red kararı vermiştir. Ancak karara ilişkin itiraz mercii olan Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi`ne "red kararına" itirazda bulunmamızın ardından, Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi, Ankara Bölge İdare Mahkemesi gibi dava konusu olan sözlü sınavların yürütmesini durdurma kararı vermiştir.

Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi, Ankara Bölge İdare Mahkemesi`nin kararından farklı olarak, üyemiz açısından sözlü sınavın içeriğine ilişkin olarak da karar vermiştir. Kararda; Şube Müdürlüğü Görevde Yükselme Sözlü Sınavına giren üyemize ‘Alan bilgisi` ve ‘Genel kültür` alanına ilişkin 1`er soru sorulduğu, üyemizin her iki soruya da doğru cevap verdiği belirtilmiş, buna rağmen sınav konularına ilişkin bilgi düzeyinin sınav komisyonu üyelerince 100 tam puanın altında değerlendirildiğine, üyelerin vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması alınarak sözlü puanının 64,5 olarak belirlendiğine ve sınavda başarısız sayıldığına, üyemizin sınav sorularına yönelik cevaplarının değerlendirilmesinin ölçme ve değerlendirme ilkelerine, dolayısıyla hukuka uygun olmadığına karar vermiştir.

Dolayısıyla Bölge İdare Mahkemeleri art arda verdikleri bu kararlarla, şube müdürlüğü sözlü sınavlarının her yönüyle hukuka aykırı olduklarını ortaya koymuştur. Bu durum sürecin başından beri söylediğimiz gibi sözlü sınavların hukuka aykırı olduğunun yargı kararlarıyla tescil edilmesi anlamına gelmiştir. 

Hukuku Yok Sayanlar Hakkında Suç Duyurusunda Bulunduk!  MEB ve Savcılık Makamı Anayasayı ve Yargı Kararlarını Yok Sayıyor! Savcılık Makamı Dilekçemizi İnceleme Gereği Dahi Duymadan Reddebiliyor!

Anayasanın 138. maddesinin 4. (son) fıkrası "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." kuralını içermektedir. 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 28/1 maddesine göre mahkemelerin verdiği yürütmenin durdurulması kararı "otuz gün içinde" ilgili idareyi, "gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur" kılmıştır. 

Bu kurallardan da kolayca anlaşılacağı üzere, idari yargı kararlarının uygulanmaması durumunda idareye değişik yaptırımların uygulanmasını gerekmektedir. Ankara Bölge İdare Mahkemesi`nin 11 Eylül`de verdiği karar sonrasında MEB`in sözlü sınavlara ilişkin adım atmasını beklememize rağmen, sorunun üstü adeta örtülmek istenmiştir. 

Bu nedenle Eğitim Sen olarak hukuku yok sayan, "ben yaptım oldu" diyerek eğitim gibi çok önemli bir alanı kendi siyasi hesapları uğruna dönüştürenlere karşı yürüttüğümüz mücadele kapsamında, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, MEB Müsteşarı Yusuf Tekin ve MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu hakkında yargı kararlarını uygulamayarak görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`na suç duyurusunda bulunduk! Ancak savcılık makamı, dilekçemizi hiçbir biçimde inceleme  yapmadan reddetmiş, ilgililerin hukuka uygun davranması zorunluluğunu getiren anayasa ve ilgili mevzuatı yok saymıştır! 

Bilinmelidir ki Milli Eğitim Bakanlığı ne eğitim emekçilerinin ne de toplumun zekasıyla dalga geçecek cüreti kendinde görmemeli, hukukun gerektirdiği biçimde sözlü sınav sonuçlarına göre yapılan şube müdürü atamalarının tamamını iptal etmelidir. Yargı kararlarını küçük hesaplarla ve kurnazlıklarla uygulamamakta diretenler iyi bilmelidir ki sendikamız konuyla ilgili gerekli her türlü adımı atacak ve her türlü yargı yoluna başvuracaktır! 

 (egitimsen.org)

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.