Okul aile birliğine yapılan bağışların faturası okul müdürlerine çıkarıldı.

Okul aile birliğine yapılan bağışların faturası okul müdürlerine çıkarıldı.

Okul aile birliğine yapılan bağışların faturası okul müdürlerine çıkarıldı.

 Okul aile birlikleri marifetiyle, gönüllülük esasına dayalı olarak, banka kanalıyla okul aile birliğine yapılan bağışların faturası okul müdürlerine çıkarıldı.

Bu faturayı yazacak konumdaki İl Milli Eğitim Müdürleri, bakanlık genelgesini inceleyip, farklı farklı tavırlar takınmışlardır. Bir anlamda vicdanlarıyla baş başa bırakılmışlardır. 
Bir kısım İl Milli Eğitim Müdürü, bu akıl almaz uygulamaya tereddütle yaklaşmış ve duruma okul müdürlerinin penceresinden bakarak, bu durumdan rahatsız olduklarını en azından lisan-ı hal ile beyan etmeye çalışmışlardır. Ve süreci okul müdürlerinin lehine çevirmenin mücadelesini vermişlerdir.
Bazısı da Milli Eğitim Bakanımız Ömer DİNÇER’in yayınladığı genelgenin gereğini yapmanın büyük heyecanıyla olsa gerek, çalışma arkadaşlarının, meslektaşlarının gözünün yaşına bakmadan, en üst perdeden ceza verme yolunu tercih etmişlerdir.
İşin enteresan taraflarından biri de şu.
Bakanlığımız genelgeyle cezalandırın dedi. Dedi ama kime, nasıl, hangi dozda verileceği ile ilgili bir açıklama yok.
Nasıl bir genelge ki uygulamada birlik sağlanamıyor…
Asla suç olarak kabul etmediğimiz ama tartışmalı bakanlık genelgesiyle suç olduğu söylenen durumun karşılığı olan ceza nedir?
Kimi iller uyarı cezası  teklif edip bir alt ceza verme uygulaması ile okul müdürlerinin ceza almamasının yolunu açıyor.
Kimileri aylıktan kesim cezası, kimileri de kınama cezası veriyor.
Anlaşılır bir durum değil.
Kimi illerde sayı oldukça düşük, kimi illerde ucundan kıyısından bulaşanlar yanıyor.
Mevcutta bağış yapılmasını engelleyen bir hüküm yokken, 1739 sayılı Milli eğitim Temel Kanunu’yla okulların ayni ve nakdi bağış kabul edebilecekleri ortadayken, ne 1702 Sayılı Yasa’da ne 4357 sayılı yasada ne de; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Disiplin Cezalarının Çeşitleri ile Ceza Uygulanacak Fiil ve Haller başlıklı maddelerinde böyle bir suçun tanımı yapılmayıp cezai karşılığı bulunmazken, zorlama bir bakış açısıyla okul müdürleri böyle farklı farklı cezalandırılmaya çalışıldı.
Çalışıldı da ne oldu.
Moraller bozuldu, motivasyon bozuldu, kafalar bozuldu, huzur kaçtı; okullarda müdürlük yapmanın tadı kaçtı.
Verilen bu cezalar elbette iptal edilecek. Ya disiplin kurulunda, ya da mahkemede. Ama tahribatı ve zihinlerde açtığı yara uzun süre diri kalacak.
Merak ettiğim bir konu var.
Peki bundan sonra ne olacak?
Okul müdürlerinden her şeye rağmen ilin çıtasını(!)  yükseltmeleri istenecek.
  Hiçbir şey olmamış gibi “Biz bir ekibiz, başarı hepimizin, omuz omuza verirsek, altından kalkamayacağımız yük yoktur” söylemlerine devam edilecek.
İl Milli Eğitim Müdürleri okul müdürlerini yanlarında, hem de arkalarında bir güç olarak hissetmek istediklerini söyleyecek…
Maalesef okul müdürleri de vicdanları ile baş başa bırakılmışlardır. Ama görülecektir ki okul müdürleri vicdanlarına yön verecek, yenilmeyecek ve her şeye rağmen en iyi hizmeti üretmeye devam edecektir.
Ve şundan eminim ki, okul müdürleri kendilerine yapılan bu haksız uygulamalara rağmen, kendilerini dışlanmış, yalnızlaştırılmış hissetmelerine rağmen; kendilerine emanet edilen çocukları tereddütsüz en iyi şekilde yetiştirmeye devam edeceklerdir.
Vicdanlarına yenik düşmeyeceklerdir.
 
Mehmet Nazif ERCEMAL

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.