İmamoğlu: Demirtaş'ın bana oy istemesi beni mutlu etti

İmamoğlu: Demirtaş'ın bana oy istemesi beni mutlu etti

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Demirtaş'ın bana oy istemesi beni mutlu etti dedi.

Mazbatasını alan CHP'li Ekrem İmamoğlu sürece ilişkin özel bir röportaj verdi.

CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Rudaw'a konuştu.

İmamoğlu'nun söyleşinin bir kısmı:

CHP Kürt sorununun çözümünü programına da aldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak sizin biraz da bu şehri aşan bir konumunuz da bulunuyor. Kürt sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz? Nasıl bakıyorsunuz?

Aslında olaya etnik tanım üzerinden "sorun" dediğiniz zaman sanki Kürt vatandaşlarıma haksızlık yapılıyormuş gibi bir hisse kapılıyorum. Aslında olaya "Kürt sorunu" gibi değil de biraz daha insani gözle bakmak gerekiyor. Baktığınızda aslında o zaman etkinleştirirsek işi bazı konular aslında hepimizi ilgilendiriyor. Örneğin bu ülkede gelir adaletsizliği var mı? Evet var. Bu temel sorunlardan bir tanesi, e bunun Kürt sorunu ile hiç bağlantısı yok kardeşim dediklerinde, sadece Kürt kardeşimin dilini mi konuşacağız, hayır bağlantısı var ekonomik bağlantıları var, eğitimsel bağlantıları var. Dolayısıyla "Kürt sorunu" dediğimiz zaman o bile ayrımcılık başlatıyor. Halbuki eşitlenme duygusu yurttaş eşitliğinden bahsetmeliyiz. Diğer türlü başka etnik kavramlar ürettikçe bu vatanı bölmeye başlıyorsunuz. Her etnik kavram başka etnik grupların içerisinde kendine has değerlere kitlenmesine veya orada kendine muhafaza alanı üretmesine neden olur ki bu sefer tepki doğuran başka bir gurubun varlığını sanki tanımlamış olur. Ben buna karşıyım. Ben İstanbul ittifakı, 16 milyon yurtsever insanın ittifakı diyorum. 16 milyon bu şehire bağlı yurttaş diyorum. Bu kavramları bu şehirde canlı tutuğunuz zaman ki benim tabirini kabul etmediğim Kürt sorununu da çözmüş olursunuz, başka sorunları da çözmüş olursunuz. Eşitlenme duygusu çok değerli bir şey. Bu aslında evrensel demokrasinin değerlerini bu şehre ya da bu ülkeye yansıtabilmektir. Uluslararası düzeyde ve başka ülkelerde bunun uygulanmış biçimleri var. Ama işi bu kadar mikro guruplara, etnik kökenlere, hata bazen inanç gruplarına dağıttığınız an sorunu büyütüyorsunuz, çözüm de çıkmıyor oradan.

Seçimlerden önce Selahattin Demirtaş'ın bir twit attığı ve böylece Kürt seçmenin oylarını size konsolide ettiği belirtiliyor. Bunu duyduğunuzda ne hissettiniz? Bir de Türkiye'de açlık grevleri konusu var ve kritik aşamaya ulaşmış durumda. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ben hukukun üstünlüğüne inanan biriyim. Hukukun yavaş işlediği ya da hukukta çifte standarttın oluştuğu yerde süreçlerin topluma bir fayda getirmeyeceği kanaatindeyim. Ben Sayın Demirtaş'la ilgili süreci birebir irdeledim, araştırdım ve bu konuda fikir sahibiyim dersem sizi de yanıltmış olurum. Ancak suçların netleşmediği ve insanların fikirleri nedeniyle ya da söyledikleri bazı sözlerden dolayı suçlandığında yaşadığı ızdırapları bu ülke geçmişte çokça çekti. Eğer örnek verirsek bunu yaşayanlardan biri de Sayın Cumhurbaşkanı. Dolayısıyla Sayın Demirtaş'ın siyasette aktif olduğu dönemde çizdiği çizgiyi beğenenlerden biriydim. Gerçekten de barışçıl, uzlaşmacı ve evrensel değerleri öne çıkaran dili vardı. Bundan da çok mutluluk duydum. Hatta kendi adıma bunun Türkiye için bir fırsat olabileceğini ve birçok duvarı yıkabileceğini de dile getirdim. Bugün de hala aynı kanaatteyim. O dilin geçerli olduğu bu ülkede çok daha mutlu olabileceğimizi görüyorum. Bu bağlamda böyle siyasi bir çizgisi olan bir insanın benim hakkımda pozitif bir şey söylemesi elbette beni mutlu etmiştir. Tabi bu söylem seçmende ne kadar etkili olur, olmaz bu benim tespit edebileceğim bir şey değil. Ama elbette beni mutlu etmiştir.

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.