Kılıçdaroğlu'ndan millet ittifakı açıklaması

Kılıçdaroğlu'ndan millet ittifakı açıklaması

Kılıçdaroğlu: Millet İttifakı olarak devam ediyor. Orada İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve biz vardık. Bugün de dört partinin siyasi lideri olarak zaman zaman telefonla belli konularda düşüncelerimizi paylaşıyoruz.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti, üçüncü sınıf demokrasiye layık değildir. Bugün Japonya'da, Güney Kore'de, Almanya'da, Kanada'da, Norveç'te, İsveç'te, Fransa'da hangi demokratik ilkeler varsa aynı ilkelerin Türkiye'de de olmasını istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz." dedi.

Kılıçdaroğlu, farklı liselerden 40'tan fazla öğrencinin bir araya gelerek oluşturduğu "Artık Biz Soralım"ın YouTube yayınında gençlerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine mütevazı bir aileden geldiğini anlatarak "Bugün üniversiteyi bitirdik, kamuda önemli görevlere, siyasette belli yerlere geldiysek, içtenliğimle söylüyorum, bu, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet'in sayesinde oldu." diye konuştu.

"Lise ve üniversitede nasıl bir öğrenciydiniz? Politikaya nasıl merak duydunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Lise ve üniversite yıllarında, hepimizin bir inek tiplemesi vardır, o tiplerden biriydim. Çok çalışırdım. Derslerimi ihmal etmezdim." yanıtını verdi.

Üniversite yıllarında birçok genç gibi siyasete ilgi duymaya başladığını, o dönemde dünyada 1968 olaylarının olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Kendimizi bir anlamda siyasetin içinde bulduk." ifadesini kullandı.


Bürokrasideki görev aldığı dönemden de bahseden Kılıçdaroğlu, bürokraside bir anlamda siyasetin içinde yer alındığını, bürokratların görevleri sırasında başbakan ve bakan gibi siyasetçilerle sürekli muhatap olduklarını anlattı. Kılıçdaroğlu, "Siyaset böyle başladı ama bürokrasideyken sıcak siyasetle hiç ilgilenmedim. Emekli olduktan sonra (eski CHP Genel Başkanı) Deniz Baykal'ın çağrısıyla CHP'ye üye oldum ve bugünkü süreç başladı." dedi.

- "Eğitim, Türkiye'nin en temel sorun alanlarından"

"Türkiye'de eğitim politikalarında düzeltilmesi gereken üç unsur nedir?" sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, eğitim politikalarının bir siyasal partinin veya ideolojinin dar kalıpları içinde düşünülmemesi gerektiğini belirtti. Eğitim politikasıyla ilgili değişiklikler için sendikalar, akademik dünya ve bürokrasinin bir araya gelmesi gereğine işaret eden Kılıçdaroğlu, "AK Parti iktidarları döneminde eğitim politikasının çok sağlıklı yürümediğini, eğitimle hiç ilgisi olmayan kişilerin eğitim politikasını belirlediğini" iddia etti. Kılıçdaroğlu, "Birinci olarak eğitimin ulusal değerleri içeren evrensel yapısını asla göz ardı etmemeliyiz. İkincisi, üniversitedeki bilgi üretiminden fabrikadaki, tarladakine kadar eğitimin her alanda üretime dönük olması lazım. Üçüncüsü eğitimle ilgili reformları eğitimin bütün bileşenlerine açmak zorundasınız. Bunları yapabilirseniz, eğitim politikasında başarılı olursunuz." diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, eğitimin halen Türkiye'nin en temel sorun alanlarından biri olduğunu savundu.

- "Vergilerin hesabını her iktidar vermek zorunda"


Bir soruyu yanıtlarken gençlerden siyaseti izlemelerini ve kullanacakları oyun çok değerli olduğunu unutmamalarını isteyen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın zaman zaman CHP'yi "şehir hastanelerine, yollara, köprülere karşı olmakla suçladığını" söyledi. Bunlara karşı olmadıklarını ancak maliyetlerini öğrenmek istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Sayın Erdoğan parayı ailesinin gelirinden ödüyorsa bu soruyu sorma hakkım yok. Ama 83 milyonun parasıyla ödüyorsa sorma hakkım var. Sizlerin de genç olarak demokrasilerde sormanız gereken ilk soru, 'Ödediğim vergiler nereye harcandı'dır. Vergilerin hesabını her siyasal iktidar vermek zorundadır." değerlendirmesini yaptı.

CHP Genel Başkanlığına adaylığını koyan Muharrem İnce'yi partisinin Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermesiyle ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, İnce'nin CHP'nin önemli bir aktörü olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanının tarafsız olması, bütün vatandaşları kucaklaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bir siyasi partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olmasın. Benim düşüncem öyleydi. Bugün de aynı düşünceyi taşıyorum. Muharrem Bey'i cumhurbaşkanı adayı olarak göstermemizin temel nedeni kamuoyu yoklamalarıydı. Kamuoyunun en çok desteklediği adayımızdı. Beklediğimiz sonucu alamadık ama sonuçta üstlendiği görevi hakkıyla yerine getirdi." diye konuştu.

- "Ekrem Bey kararlılıkla görevine devam ediyor"

Başka bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nu ilçe belediye başkanlığındaki başarılı çalışmaları nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterdiklerini aktardı. CHP'li olmayan birçok İstanbullunun da İmamoğlu'na oy verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, iptal edilen seçimin ardından İmamoğlu'nun aldığı fazla oyun 13 binden 800 binin üzerine çıkmasının toplumun vicdanını gösterdiğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, "Bugün Ekrem Bey'e pek çok engel çıkarılmak isteniyor ama Ekrem Bey kararlılıkla görevine devam ediyor." dedi.

İYİ Parti ile CHP'nin ilişkisinin sürdüğünü kaydeden Kılıçdaroğlu, "Millet İttifakı olarak devam ediyor. Orada İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve biz vardık. Bugün de dört partinin siyasi lideri olarak zaman zaman telefonla belli konularda düşüncelerimizi paylaşıyoruz." diye konuştu.

- "Sosyal güvenlik kuruluşlarında kar zarar hesabı yapılmaz"

Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürlüğü dönemindeki kurum zararları nedeniyle iktidardan aldığı eleştiriler hatırlatılarak "O dönemde yanlış kararlar aldığınızı düşünüyor musunuz?" surusu yöneltilince sosyal güvenlik kurumlarında kar zarar hesabı yapılamayacağını, bunların ticari kuruluşlar olmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, üç sosyal güvenlik kurumunun birleştirilmesi, emeklilik yaşının da yükseltilmesi gerektiğini savunanlardan olduğuna dikkati çekerek "Ama yükseltilirken, sekizinci sigorta dalının uygulanmasını istedim. O da aile yardımları sigortasıydı. Ama şu ana kadar yasası çıkmış değil. Dolayısıyla yardımlar bir anlamda lütuf mantığıyla yapılıyor." dedi.

Genel Müdürlük döneminde sadece SSK'nin değil, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığının da açık verdiğini ancak kısa süreli BAĞ-KUR Genel Müdürlüğü dışında, uzun yıllar SSK Genel Müdürü olduğu için bu kurumların açıklarının konuşulmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Emeklilik yaşını belirleyen ben değilim, siyasi otorite belirliyor. Emeklinin aylığını ben belirleyemem, onu da siyasi otorite belirliyor. Bir genel müdür şu açıdan sorgulanabilir: Kurumun kaynakları harcanırken yolsuzluk, haksızlık, usulsüzlük yapılmış mı? Bunlar yapıldıysa ben suçlanmayı hak ederim. Benim dönemimi incelemek için müfettiş ordusu görevlendirdiler, açık bulamadılar. Çünkü her kuruşun hesabını verdim. Her kuruşun üzerine de titredim.

O dönem ben tek başıma suçlanıyorum ama bugün sosyal güvenlik açığı o dönemin en az 10 katı. Niye bu gündeme gelmiyor? SGK'nin açıkları kamuoyuna açıklanmıyor. Çünkü bakanlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları, parlamento çoğunluğu, her şey kendilerinde olmasına rağmen benim dönemimden daha büyük açık ortaya çıktı. Bu açık yanlış mı? Açık çıktı diye kimseyi suçlamıyorum çünkü sosyal güvenliğin mantığı kar zarar üzerine inşa edilmez. Dünyanın bütün ülkelerinde sosyal güvenlik kurumları açık verirler."

- CHP'li belediyelerin yardımları

CHP'li belediyelerin yaptığı yardım kampanyalarına yönelik soru üzerine Kılıçdaroğlu, seçimlerden önce "CHP'ye oy vermeyin, CHP gelirse yardımlar kesilecek." söylemlerinde bulunulduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, 11 büyükşehrin yanı sıra bazı il ve ilçe belediye başkanlıklarını da CHP'nin kazandığını hatırlatarak buralarda sosyal yardımların ayrım yapılmaksızın ulaştırıldığını bildirdi.

Yeni tip koronavirüs salgınından sonra belediyelerin daha geniş kitlelere yardım etmek için harekete geçtiğini aktaran Kılıçdaroğlu, yasaya aykırı olarak CHP'li belediyelerin yardım yapmalarının engellendiğini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, "Merkezi hükümet ne derse desin belediye başkanlarımız nerede bir ihtiyaç sahibi varsa yardım yapıyor." ifadesini kullandı.

Sorunları tespit ederek çözümleriyle ilgili çalıştıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, otoriter yönetimlerin, "tek adam" anlayışının ülkeleri felakete sürüklediğini, her şeye bir kişi karar verdiğinde kaybedildiğini aktardı.

- Orta Doğu'nun durumu

Kılıçdaroğlu, bir öğrencinin, dış politikayı, ekonomik durumu değerlendirmesini istemesi üzerine, temel hedeflerinin bütün ülkelerle barış içinde yaşamak olduğunu, Orta Doğu'ya da bu anlayışla baktıklarını dile getirdi.

"Kimin isteği üzerine biz Suriye'ye girdik?" diye soran Kılıçdaroğlu, eskiden Orta Doğu'da çıkan bir sorunun çözümü için başvurulan ülkenin Türkiye olduğunu, bugün ise Orta Doğu'daki ülkelerin Türkiye'yi düşman kabul ettiğini kaydetti.

Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı Projesi geliştirdiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, bu projeyle Türkiye, İran, Irak, Suriye'nin ortak politika üretmesi önerisinde bulunduklarını hatırlattı.

Kavgadan değil barış ortamından yararlanarak Türkiye'nin Orta Doğu'yu barış havzasına döndüreceği projeyi iktidara geldiklerinde hayata geçireceklerini bildiren Kılıçdaroğlu, Orta Doğu'da savaş, acı, kan, gözyaşının değil barışın egemen olduğu süreci hayata geçirmek istediklerine dikkati çekti. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti, üçüncü sınıf demokrasiye layık değildir. Bugün Japonya'da, Güney Kore'de, Almanya'da, Kanada'da, Norveç'te, İsveç'te, Fransa'da hangi demokratik ilkeler varsa aynı ilkelerin Türkiye'de de olmasını istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Türkiye, Avrupa Birliğine tam üye olmalı. Biz kendi demokrasimizi bütün mazlum ülkeler açısından imrenilebilecek demokrasi standardına getirmek zorundayız."

Anadolu Ajansı

 

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.