TTKB BAŞKANI'NDAN AÇIKLAMA: BAZI DERSLER UZAKTAN EĞİTİMLE Mİ YAPILACAK?

TTKB BAŞKANI'NDAN AÇIKLAMA: BAZI DERSLER UZAKTAN EĞİTİMLE Mİ YAPILACAK?

Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede dünyada 5.5 milyondan fazla kişiye bulaşan yeni tip koronavirüsün yol açtığı Covid-19 hastalığının adını duymayan, neredeyse bir şekilde etkilenmeyen kimse kalmadı. Hastalığın seyrine bakıldığında bu günlerde Türkiye dahil bazı ülkelerin salgını kısmen kontrol altına aldığı, toplumsal yaşamın normale dönmesi için yapılması gerekenlerin planlandığı ve yapılan planların kademe kademe uygulanmaya başlandığı görülüyor.


Eğitim örgütleri bu sefer farklı bir güç tarafından değişime zorlanıyor. Bu gücün adı sağlıktır. Yaşanan sağlık sorunları eğitim örgütlerini öğretim yöntem ve tekniklerini değiştirmeye, değişen toplumsal yaşamın gereği olarak eğitim programlarını gözden geçirmeye zorluyor. Yaşanan süreç sağlığın önemini ve önceliğini güçlü bir biçimde vurguluyor. Bu durum önceki değişim girişimlerinden farklı olarak doğal bir süreç olarak gelişiyor ve eğitim çevrelerinin desteğiyle ve katılımıyla evriliyor. Bu süreç, başta sahip olduğumuz yaşam becerileri olmak üzere, hepimizin psikolojik dayanıklılığını test etti. Bu açıdan bakıldığında, eğitim sistemi de bireysel farklılıkları dikkate almadan aynı yöntem ve tekniklerle, sınav odaklı, bilgi yığmacı bir anlayışla öğrencilerin psikolojik dayanıklılığını test etmeye devam ediyor. Bu tür uygulamalar başta ruh sağlığı olmak üzere öğrencilere bir çok açıdan zarar veriyor; öğrencilerin okuldan uzaklaşmalarına, yapılanları anlamsız ve değersiz bulmalarına yol açıyor. Şöyle bir düşünün, bir doktor o gün gelen hastaların tümüne aynı ilacı verse ne olurdu? Benzetmek gerekirse okulda yapılan tam da bu. Öğrencilerin bireysel farklılıkları ve gereksinimlerindeki farklılıklar dikkate alınmadan, bütün öğrencilere aynı bilgiler aynı yöntemlerle, aynı ortamlarda veriliyor.

ÖĞRENCİYİ SINIFA MAHKUM ETMEK ARTIK KABUL EDİLEBİLİR BİR UYGULAMA DEĞİL

Bu anlayışın ve uygulamaların artık değişmesi gerekiyor. Hababam Sınıfı filmlerinden birinde Mahmut Hoca’nın (Münir Özkul) unutulmaz repliğinde olduğu gibi “Okul sadece dört yanı duvarla çevrili tepesinde dam olan yer değildir, okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı. Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur.” Evet pedagojik anlamda bu ifade çok doğru. Öğrenciyi sınıfa ve sıraya mahkum etmek bugün artık kabul edilebilir bir uygulama değil. Bir süreden beri öğretmenler de bunun farkında. Fakat bu değişim için yeterli gücü ve desteği kendilerinde bulamayan öğretmenler, MEB’in öğretmenlere güven veren ve öğretmenleri değişimin kaynağı olarak gören politikaları, öğretmenlerde gözle görülür bir coşku ve heyecan yarattı. Bu nedenle önümüzdeki günler eğitimde çok şeye gebe. Öğrencilerin bilgi teknolojilerini etkin kullanabildikleri, tasarım beceri atölyelerinde kendilerini geliştirebildikleri, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda bireyselleştirilmiş programlarla öğrendikleri, akademik gelişimlerinin EBA üzerinden takip edildiği, rehberlik programlarıyla öğrenme eksiklerinin giderildiği, bilgi yanında bazı becerilerin sanal ortamda bireyselleştirilmiş bir eğitimle kazandırıldığı, bazı derslerin normal dönemde de uzaktan eğitimle yapılacağı, öğrencinin her gün okula gitmesi yerine okulun da bazen eve gelebileceği günlerdeyiz!

Haberin devamı için tıklayınız

kaynak: www.hurriyet.com.tr

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.