32.Günde Kamera Arkasında Meb Ve Atanmayan Öğretmenler Arasıdan Yaşananlar

32.Günde Kamera Arkasında Meb Ve Atanmayan Öğretmenler Arasıdan Yaşananlar

32. gün programında kamera önünde ve kamera arkasında yaşanılanlara dair Şubatçılar Grubu Basın Açıklaması



Bu hafta 32. günde ataması yapılmayan öğretmenler vardı. Bizler de Kanal D atrafından "Şubatçılar" grubu adına programa davet edildik ve beş arkadaşımız bizi temsilen programa katıldı. Bizim dışımızda "Sınıf Öğretmenleri Grubu" ve İki de ücretli öğretmen bağımsız olarak programa davet edilmişti. 


Neden ve nasıl 32. gün programına katıldık?

Program editörü bizlere program çekilmeden kısa bir süre önce ulaştı ve bizleri de programa davet etti. Kesin program daveti aldıktan bir gün sonra programa katıldık. Kısa süre içerisinde organize olup programda kimlerin bizi temsil edeceğine karar vermeye çalıştık. Pek çok arkadaşımız, televizyon ekranlarında grubumuzu savunamayacağını belirtti. Fakat bizler programa çıkan ve kordine eden arkadaşlarımızın özverisiyle programda yerimizi aldık. Hiçbirimiz daha önce televizyon ekranlarına çıkmamıştık ve üzerimizde ki yükün ağırlığının farkındaydık. Yüzbinlerce arkadaşımızı temsilen orada olmanın sorumluluğu altında ezilmemek için kısıtlı sürede elimizden geldiği oranda hazırlık yaptık, saatlerce istişare yaptık. En büyük amacımız: "En geç Şubatta 30 bin ek atama yapılmasını gür sesle vurgulamak ve bunun neden gerekli olduğunu altını doldurarak tüm kamuoyuna anlatmak"tı. Gerek program öncesi hazırlığımız gerekse de programa katılan diğer grup ve öğretmenlerle kordineli hareket etmek için yaptığımız görüşmeler ile olumlu bir fikir alışverişi süreci yaşadık.

32. Gün programından ne bekliyorduk, ne oldu?


Bizler 32. gün programına çağrıldığımızda karşımızda kimler oturacağını bilmiyorduk fakat tüm hazırlığımızı kedimizi en iyi biçimde savunmak için yapmıştık. Programdan beklentimiz ve en önemle altını çizdiğimiz başlıklar şunlardı: En geç Şubatta ek atama, Öğretmen açığının boyutları, Ücretli öğretmenliğin kaldırılması, yan alan geçişleri, KPSS puanın geçerlilik süresi ve öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasıydı. Fakat gerek programın moderatörü M. Ali Birand gerekse de bizim dışımızda ki grup ve öğretmelerin planlamaları farklıydı. Tüm arkadaşlarımız program süresince elinden geldiğince altını çizdiğimiz başlıkları vurgulamak için adeta çırpındı. Çok kısıtlı zaman verildi ve sözlerimiz sıklıkla bölündü. Fakat buna rağmen elimizden geldiğince "Şubatcılar"ın taleplerini dillendirdik. Bizler programa hükümet adına kimlerin katılacağını her ne kadar bilmiyor olsakta beklentilerimiz gayet gerçekçiydi. Kimsenin bize, sizi Şubatta atayacağız, şu kadar kadro vereceğiz demesini beklemiyorduk. Fakat her durum ve koşulda ek atama için mücadele ettiğimizi, edeceğimizi ve alacağımızı vurgulamak için oradaydık. Bunu başardık.

32. Gün'de ne olmadı?


Programın başlaması ve ilk sözlerin alınmasıyla, karşımızda yer alan bakanlık bürokratlarının bizi ve taleplerimizi manipüle edeceklerini, bakan tarafından bizzat güdümlenerek karşımıza oturtulduklarını anladık. Program "güvercin olayının" yalanlanması ile başladı ve bu durum fütursuzca inkar edildi. Programın devamında ise adeta bizlerle dalga geçercesine hiçbir sorumuza yanıt verilmedi çok sıkıştırdığımız noktalarda ise doğruya asla tekabül etmeyen açıklamalarda bulunuldu. Şöyle ki:


- Milli Eğitim'in en yüksek bütçeye sahip oluğunu ve tüm bütçenin yüzde 50'sini aldığı söylendi. Fakat gerçek şudur ki; En Fazla bütçe Maliye bakanlığına aittir ardından da Hazine müsteşarlığı gelmektedir ve MEB bütçesi tüm harcamaların yüzde 18.3'üne takabül etmektedir. İnanmadık itiraz ettik.


-MEB'e bağlı okullarda çalışan ücretli öğretmen sayısı 12 bin olarak lanse edildi. Fakat bizzat bakanın ağzından bu sayının 60 bin üzerinde olduğu deklare edilmişti. Rakam hiçbir öğretmenin inanmayacağı şekilde azaltılmıştı. Kamuoyu alenen yanıltılmaya çalışıldı. Susmadık.


Bu sadece iki somut örnekti, bunların dışında sorulan sorularımız politik bir jargonla, alakasız cevaplarla boğulmaya çalışıldı. Onlara bu görev verilmişti. Onlar öyle dediler diye bizler yılmadık ve ısrarlı biçimde sorularımıza cevap istedik. Bakanlık yetkilileri bürokrat olduklarını unutup adeta siyasetçi gibi konuştu, davrandı. Ve kendilerine verilen görev çerçevesinde "Şubatta atama olmayacak" dediler. Yemedik. Mali durum dediler, Maliye bakanlığı açıklasın o halde dedik. Özetle bizleri yıldırmak için her yol mübah dediler, her türlü çarpıtma ve manipülasyonu yaparız dediler. Programda Bakanlık cephesinden bakıldığında "

DOĞRULAR YOKTU"

Kamera arkasında ne oldu?

Programın ardından bakanlık bürokratları ile görüştük. Milyoların önünde doğruları söylemediklerini, vicdansızca gerçekleri çarpıttıklarını yüzlerine karşı söyledik. Çok net ve ısrarcı konuşmalarımız karşısında çaresizce "ezberlenmiş sözlere" devam ettiler. F
akat yılmadık! Kamera arkasında ek bir alımın olabileceğini, sesimizin duyurursak bunun kaçınılmaz olduğunu ve "Biz sadece Şubat ayında atama olmayacak" diyoruz dediklerini net şekilde duyduk. Bu söylemlerin ardından görüşmemizi noktaladık.

Programda ki tavırları Türkiye'ye sesimizi duyurmamızı engellemek, kamuoyunu yanıltmaktı. Fakat sonrasında ki durum ise kararlılığımızın "ezberleri bozduğu" ve bizlerin bu kararlılıkla devam edersek ek atamanın kaçınılmaz olduğunu görmemiz açısından olumluydu. Artık daha kararlıyız, daha umutluyuz ve geleceğimizi kazanmak için daha fazla mücadele vereceğiz.

Şubatçılar Grubu  

Şubatçılar Grubu Facebook sayfası için tıklayınız 

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

22 Yorum