Üniversiteden kimi eğitim fakültesi bölümü kimileri ise edebiyat, tercümanlık gibi bölümlerden formasyon eğitimi alarak mezun olan, öğretmen adayı olmaya hak kazanmış, daha sonra girdiği Kpss sınavıyla birlikte Milli Eğitim Bakanlığında öğretmen olmak için bekleyen, yani atama bekleyen öğretmenlerimiz yazımın konusu olacak. Öğretmen alımı yeni gerçekleşti. Bu doğru. Fakat süreç nasıl gelişti ve sonlandı bir de yakından bakalım.

Bilindiği üzere pandemi dönemi 2020 yılında Kpss'ye girmiş öğretmen arkadaşlarımız yalnızca 20 bin alımla birlikte seneyi kapatmışlardı. Ha bir de şu var. 2020 Kpss Sayın Cumhurbaşkanımızın 2021 Eylül ayında açıklamış olduğu 15 bin öğretmen atamasına ortak olarak bir karma alım daha gerçekleştirilmişti. İyi ya diyeceksiniz... Fakat durum öyle değil. Bu alımda 2020 kpss puanına sahip öğretmenlerimizin sadece 500'ü atanabilmişti. Tabi bu da öğretmenlerimiz adına büyük bir mağduriyet olarak kalmış, son yılların en düşük ataması olarak tarihe geçmişti.

Bu 2021 Eylül ayında açıklanan 2021 Ocak sonunda yerleştirilmeleri yapılan 15 bin alımın ise yaklaşık 14500'ü 2021 kpss sınavına girmiş öğretmen arkadaşlarımıza verildi. Tabi daha sonra bir ek atama beklentisi içerisine girildi. Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer de tv programlarında bir söz verdi. Dedi ki: Atama olacak, endişe etmesinler. Bu söz ilk olarak Mart ayı başında verilmişti. Daha sonra süreç can sıkıcı bir hal almaya başlasa da Mayıs ayı sonunda yeni eğitim-öğretim sezonuna bu öğretmenlerimizi yetiştireceğiz diye açıklamada bulunan Sayın Özer, Haziran sonunda Cumhurbaşkanımızın ifade etmiş olduğu 20 bin öğretmen ataması açıklamasıyla verdiği sözü tutmuş oldu. Her ne kadar süreç çok can sıkıcı olsa da Sayın Özer, en fazla atamanın okul öncesi bölümüne verileceği, atamaların yarısının İstanbul'a yapılacağı, karma alım olmayacağı vs açıklamalarla çoğu belirsizliği gidermeye çalışıyordu.

Buraya kadar her şey güzel. Fakat bu açıklamalara güvenen öğretmenlerimiz kpss çalışmayı bırakmıştı. Çıktığı her programda okul öncesi bölümüne vurgu yapan Sayın Özer, 20 bin öğretmen atamasında da 7503 kontenjanı bu bölüme vermişti. Bu da diğer branşlarda ciddi kontenjan düşüklüğüne sebep olmuştu. (Kontenjanlara aşağıdaki tabloda bakabilirsiniz). Çoğu branşlar bir atama yılı içerisinde normalde 20 bin alımda sahip oldukları kontenjana bile kavuşamamışlardı. Tabi ki bu alımlar Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen açıkları, öğretmen yerleştirme planları çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Fakat çoğu öğretmenimiz geçmiş yıllardaki kontenjanlara güvenerek bir kıyaslamaya girmişlerdi. 15 bin atamada 1302 kontenjan alan okul öncesi ise bu alımda 7503'e çıkması bunun en büyük sebeplerinden biri olmuştu. Evet, Sayın Bakanımızın okul öncesi hususundaki açıklamaları ve yatırımları böyle bir beklentiyi daha önceden doğuruyordu. Lakin yine de herkes kendini okul öncesi bölümü hariç minimum bir önceki 15 bin öğretmen ataması kontenjanlarına göre hazırlamıştı. Kendini mutlaka gelecek bir atama içerisinde kontenjanda gören öğretmenlerimiz, resmi kontenjanların açıklamasıyla adeta şoke olmuşlardı. Dedik ya bazı branşlar normalde 1 atama yılı içerisinde son yılların en düşük alımı olan 20 bin öğretmen alımındaki kontenjanlarına bile ulaşamamışlardı. Ve de 2022 Kpss'ye 1.5 ay gibi bir süre kalmıştı. Kpss'ye bu kadar az bir sürede çalışmak neredeyse imkansız. Hal böyle olunca da kontenjan içerisine giremeyen öğretmenlerimiz sosyal medya üzerinden taleplerini dile getiriyorlar. Ek bir alımın gelmesi için seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Durum böyle. Bizler de sayın yetkililerden yukarıda saydığımız mağduriyetleri giderecek bir ek alım daha talep ediyoruz. Zor mu? Evet. Fakat bu imkansız değil. Bizler buradan sesimizi duyurmuş olalım. Herkesin hayat hikayesi farklı. Çoğu öğretmenimiz maddi ve manevi zorluklar içerisinde bu sınavlara hazırlanıyor. Ve yukarıda bahsettiğimiz öğretmenlerimiz güzel bir sıralamaya sahipler. Başarılılar. Özgüvenliler. Hazırlar. İdealleri olan, öğrencilerine kavuşmak isteyen, tek dertleri artık hayal ettikleri, yıllardır tonlarca emek harcadıkları geleceklerini kazanmak olan öğretmenlerimizin taleplerine kulak verelim. Bu öğretmenlerimiz görevlerini ifa etmek istiyor. Ne güzel değil mi? Zaten bir öğretmen on binlerce öğrencinin hayatına dokunmaz mı? Bizlere hep bu söylenmişti. Daha sonra da bunun gerçekten böyle olduğunu gördük. Hepimizin hayatına dokunan bir öğretmeni mutlaka vardır. Hiç aklımızdan çıkmayan. Adını duyduğumuzda bile kalbimizde saygı duyduğumuz, örnek aldığımız... Siz Sayın yetkililer de...Sadece birkaç bin öğretmenin hayatına dokunarak, yüz binlerce, hatta milyonlarca öğrencinin hayatına dokunmayı, onların geleceklerine yani ülkemizin geleceğine ışık tutmayı istemez misiniz?

YASİN GÖRMÜŞ


Son yapılan 20 bin alımdaki bazı temel branşlardaki dağılım: