Öğretmen Atamalarında Asla Tasarruf Olmaz!

Öğretmen Atamalarında Asla Tasarruf Olmaz!

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, 14.10.2020 tarihinde Kanal 5 televizyonunda yayınlanan Divan programının canlı yayın konuğu oldu. Geylan, pandemi sürecinde eğitim, ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik, eğitimin sorunları ve çözüm önerilerine yönelik birçok konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

İster devlette, isterse özelde çalışsın, öğretmen öğretmendir.

Özel sektörde çalışan öğretmenlerin sorunlarına dikkat çeken Genel Başkan Geylan, özel sektörde çalışan eğitim çalışanlarının da kamuda çalışan meslektaşlarına mütenasip özlük haklarına sahip olması gerektiğini bildirdi. Genel Başkan Geylan, "İster devlette çalışsın, isterse özelde çalışsın, öğretmen öğretmendir. Bugün özel sektörde çalışan birçok öğretmenimiz maalesef öğretmen onuruna yakışmayan ücretler ile geçinmek durumunda kalmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı ve Hükümete çağrıda bulunuyorum: Özel sektörde çalışan eğitim çalışanlarının da kamuda çalışan meslektaşlarına mütenasip özlük haklarına  sahip olunmasını istiyoruz." dedi.

Öğretmen açığı ücretli öğretmen eliyle karşılanmamalıdır.

Ücretli öğretmen görevlendirmesine dikkat çeken Genel Başkan Geylan, şöyle konuştu: "Bilindiği gibi ücretli öğretmenler asgari ücretin altında ücret alıyor. Kaldı ki salgın sürecinde bu durum daha da zor bir hal aldı. Sendikamızın yapmış olduğu araştırmada geride bıraktığımız eğitim öğretim yılında Türkiye genelinde görev yapan 80 bin 583 ücretli öğretmen görev yapmaktadır Bu tablo bize; ücretli öğretmenliğin adeta bir istihdam modeli haline geldiğini göstermektedir. Bakınız dünya şehrimiz İstanbul'da bile 21 bin ücretli öğretmen görev yapmaktadır. Türk Eğitim-Sen olarak yaptığımız araştırmada geçen yıl 144 bin öğretmen açığının olduğu tespit ettik. Bu kadar öğretmen açığı varken, neden ücretli öğretmen uygulaması devam ediyor? Öğretmen açığı ücretli öğretmen eliyle karşılanmamalıdır. Ücretli öğretmenler adeta modern köle olarak istihdam ediliyor. Ücretli öğretmenlik bir istihdam modeli olarak görülmemelidir. Öğretmenler kadrolu olarak atanmalıdır."

Umuyoruz ki yargı sözleşmeli öğretmenlerin lehine karar verir.

Öğretmenlik mesleğinin uzmanlık mesleği olduğuna dikkat çeken Genel Başkan Geylan, farklı istihdam modellerini kabul etmediklerini, sadece kadrolu olarak  öğretmen ataması yapılması gerektiğini kaydetti. Geylan, "Öğretmenler odasında  ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen bulunmaktadır. Aynı işi yapan çalışanlar farklı istihdam yöntemleri çalıştırılıyor. Bu noktada sendika olarak sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını yargıya taşımıştık. Umuyoruz ki, yargı sözleşmeli öğretmenlerin lehine karar verir de, sözleşmeli öğretmenlik konusu kökten çözülür." dedi.

Öğretmen atamasında asla tasarruf olmaz.

Geylan açıklamasına şu şekilde devam etti: "Biz şunu da görüyoruz, devletimiz kamuda tasarruf tedbirlerini hayata geçirdi. Tabi ki nimette ve külfette herkes taşın altına eline koymalıdır. Ancak, eğitimde tasarruf olmaz. Eğitim bu ülkenin geleceğini inşa ediyor. Tabi eğitimin taşıyıcı kolonu da öğretmendir. Dolayısıyla öğretmen atamasında asla tasarruf olmaz. En güzel okulları inşa edebilir, okullarımızı en son teknolojiyle donatabiliriz ancak sınıfa öğretmen yok ise bütün bu yatırımlar heba oluyor demektir. "

Köy okullarının açılmasıyla daha da artan öğretmen ihtiyacı ivedilikle giderilmelidir.

Köy okullarının açılmasıyla birlikte öğretmen ihtiyacının artacağına dikkat çeken Geylan, "Öğretmen açığının hızlı bir şekilde giderilmesi gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yapmış olduğu yönetmelik değişikliği ile öğrenci sayısına bakılmadan Valiliklerin kararı ile köy okulları açılabilecek. Köy okullarının açılmasında daha önce en az 10 öğrenci sınırı var idi ama şu an valilik kararı ile üç öğrenci dahi olsa köy okulu açılabilecek. Pandemi döneminde doğru olan kararda budur.  Dolayısıyla köy okullarının açılmasıyla daha da artarak olan öğretmen ihtiyacı ivedilikle giderilmelidir" dedi.

Hükümet öğretmenlerimizi insanca yaşayabileceği şartlara kavuşturmalıdır ki, öğretmenler daha verimli çalışabilsin.

Türkiye Kamu-Sen AR-GE’nin Temmuz ayı TÜİK verilerine göre yaptığı araştırmayı hatırlatan Geylan, "Dört kişilik bir ailenin asgari geçim sınırı; 7 bin 334 TL'dir. 25 yılını tamamlamış yani emekliliği hak etmiş bir öğretmenimizin maaşı; 5 bin 38 TL'dir. Bugün  emekliliği hak etmiş öğretmenimiz dahi asgari geçim haddinin altında maaş almaktadır. Hükümet öğretmenlerimizi insanca yaşayabileceği şartlara kavuşturmalıdır ki öğretmenler daha verimli çalışabilsin." dedi.

Seçim meydanlarında verilen 3600 ek gösterge sözü biran önce hayata geçirilmelidir.

Geylan 3600 ek gösterge sözünün de bir an önce hayata geçirilmesini istedi. Geylan, "Şu an emekliliği hak etmiş 3600 ek göstergeyi bekleyen 100 bin öğretmenimiz bulunmaktadır. Ancak ekonomik nedenlerden dolayı öğretmenlerimiz emekli olmuyor. Seçim meydanlarında sözü verilen 3600 ek gösterge hayata geçirilirse,   bu, maaşlarda 650 ila 700 TL arasında, emekli ikramiyesinde ise 20 ila 22 bin TL'lik artışa denk gelmektedir. Bu itibarla emeklilik teşvik edilmiş olacaktır. Dolayısıyla yeni mezun olan öğretmenlerimize kadro açılmış olacaktır. Seçim meydanlarında verilen 3600 ek gösterge sözü biran önce hayata geçirilmelidir." dedi.

Hangi öğretmenimiz eğitim fakültesinde yetişme sürecinde uzaktan eğitim ile ilgili bir eğitim alıyor ki?

Uzaktan eğitim sürecine de değinen Geylan, "16 Mart tarihinden itibaren okullarımız tatil edildi. Ardından Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uzaktan eğitim yani EBA TV hayata geçirildi. Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki bu kadar kısa sürede uzaktan eğitim faaliyetinin hayata geçirilmiş olması takdire şayandır.  Ancak hiçbir eğitim modeli  yüz yüze eğitimin yerini tutamaz. Pek tabi uzaktan eğitim pansuman bir tedbirdir. Uzaktan eğitim yaşanan en büyük problem ise,  ne öğretmenin, ne öğrencinin, ne de velinin uzaktan eğitim kültürünün olmamasıdır. Aslında buna sistemimizde hazırlıklı değildi. Hangi öğretmenimiz eğitim fakültesinde yetişme sürecinde uzaktan eğitim ile ilgili bir eğitim alıyor ki? Ama  öğretmenlerimizi tebrik ediyorum. Çünkü uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerimiz hiçbiri ekonomik ya da teknolojik olarak destek almadı. Tamamen kendi kişisel gayret ve becerileri ile bu süreci yürüttüler. Bilinmelidir ki çocuklarımızın eğitim sürecinde en kaygılı olan kişiler öğretmenlerimizdir.” Diye konuştu.  

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.