Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) İstanbul İl Başkanı Şükrü Mutlu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 9 Mayıs tarihinde yayımladığı '12 Yıllık Zorunlu Eğitime Yönelik Uygulamalar'' konulu genelgenin daha etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak için birinci ve ikinci kademe ilköğretim okullarının konumlarının biran önce belirlenmesi gerektiğini söyledi.

İlköğretim kurumlarının ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar halinde kurulmasının pedagojik olarak çok faydalı olacağını söyleyen Şükrü Mutlu,  “Şartlar zorlanarak ortaokullar, ilkokullarla veya liselerle birlikte kurulmamasına çalışılmalıdır. 2012–2013 eğitim ve öğretim yılında özellikle ilkokul birinci sınıfa kaydolacak öğrenci sayılarının fazla olacağı da dikkate alınarak okullarla ilgili gerekli planlamaların acilen yapılması ve uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi gerekiyor. Fiziki şartların uygun olduğu durumlarda ilkokul, ortaokul ve lisenin bağımsız olarak düzenlenmesini istiyoruz. Okulların fiziki ortamları, öğrencilerin gelişim özellikleri dikkate alınarak düzenlenmelidir. Aynı bina içerisinde ilkokul ile ortaokulun veya ortaokul ile lisenin birlikte bulunması durumunda, okul giriş çıkış kapıları ile bahçe gibi ortak kullanım alanlarının öğrencilerin yaş seviyeleri dikkate alınarak düzenlenmesi sağlanmalıdır” dedi.

Eski sistemin öğrencilerin sosyal ve psikolojik gelişimlerine zarar verdiği gibi kişilik gelişimleri yanı sıra duygusal gelişimlerini de olumsuz etkilediğini kaydeden Şükrü Mutlu, “Eski uygulamada, bedensel olarak gelişmiş 15 yaşındaki çocuklar, 6 – 7 yaşındaki çocuklara koridorlarda, bahçede, kantinde şiddet uygulayabiliyordu. Aralarında büyük bedensel ve bilişsel farklılıklar bulunan bu çocukları birbirinden ayrılıyor olması eğitim sistemimiz için büyük bir kazanım ve fayda olacaktır” dedi.

Mutlu şunları kaydetti; Bazı ilköğretim okullarında zaten sabahçı öğlenci modeli uygulanıyordu. Endişemiz Milli Eğitim Bakanlığının yayımladığı genelgede yapılması gereken kriterlerin biran evvel layıkıyla yerine getirilmesidir. İlkokul ve ortaokul binalarıyla, isimlerinin belirlenmesi, aralarında 1–2 km bulunan ilköğretim okullarından birisinin ilkokul, diğerininse ortaokul olmasının eğitim-öğretim ve pedagoji açısından uygun olduğunu düşünüyoruz. Endişemiz çeşitli etkenlerin devreye girerek aynı binada sabahçı öğlenci modelinde ısrar edilmesidir. Milli Eğitim Bakanlığının amaçlarından biriside okul sayısını artırıp tüm okulları tekli öğretime geçirmektir. Yani tam gün eğitim. Verimli olanda budur. Öte yandan öğretmen tayin dönemi gelmiş kapıya dayanmıştır. Bu dediğimiz hususlar ivedilikle yapılmadığı takdirde sıkıntılar yaşacağı aşikârdır.