Vicdanların Bittiği Yerde Sözleşmeli Memurluk Başlar

Vicdanların Bittiği Yerde Sözleşmeli Memurluk Başlar

Vicdan Allah’ın kullarına bahşettiği bir özellik ki İnsanoğluna verilmiş en yüce ögedir. Vicdanlı olmak karşında bulunan bireyin haline empati kurarak göstereceği bir duygu durumudur.

 İnsanoğlunun insan olmasını sağlayan hislerden biri olarak tasvir edilir. Günümüz de bu duygunun kaybolup yerine hissiz ve çıkar amaçlı yaklaşım hayatın her kısmına yerleşmiştir. Ülkemiz de şuan kanayan bir yara gün geçtikçe kendini iyiden iyiye hissettirmektedir. Bu yara Sözleşmeli Memurların durumunu yansıtan elem dolu bir yaşam öyküsü. İş güvencesinin olmadığı keyfiyete kalmış iş yaşamında hayatlarını ikame eden bu grup hayatlarından ve geleceklerinden endişe duyarak yaşamaktadırlar. Haklılar da çoğunun yaşı ilerlemiş, aile yaşamın da bakmakla yükümlü olduğu kişilerin olması onların hem ruhsal hem de ussal olarak acı çekmelerine sebep olmaktadır. Bir bireyin hayallerini alıp toplum önünde kurban etmek hangi vicdana sığar size soruyorum. Endişe içinde yaşayan bu insanlar her gün yataklarından kalktıkların da hayata nasıl mutlu ve verimli başlayabilir ki bu muamma bir durum. Bu insanların ruhsal durumlarını anlamaya çalışsak karmaşa, endişe, acı ile tarif etsek pekte yalan olmaz doğrusu. Peki, bu insanların can çekişmelerini izlemek kurbanlık koyun gibi kesilmelerini görmek hangi vicdana sığar sorarım size, siyasete kurban giden bu insanlar artık evlerine ekmek götüremeyecek, yeni aile dramları çıkacak bunun hesabını kim veya kimler verecek oda meçhul görmezlikten gelinip yok olmaları izlenecek. Bu hiçbir etik ve ahlaki düşünceye sığmayan yaklaşımdır.

İlk olarak Yerel Yönetimlerde çalışan 5393 Saylı Kanun 49 Maddesine göre çalışan 4/B personelin 31 Aralıkta kesimi yapılırken bu insanların yaşamlarını nasıl ikame edileceği görmezlikten gelmek onları kaderleriyle baş başa bırakmak ne kadar vicdanidir. Kanun yapıcı sessizliğini korurken bu insanlar arafta kalmaktan sesleri solukları çıkmıyor. Ne yapacaklarını evine nasıl ekmek götürecekleri kaygısı hat safhaya gelmişken çaresizliğin ne olduğunu yaşıyorlar. Yerel yönetimlerde çalışan çoğu teknik personel yaş itibari ile yeni iş bulma kaygısında kaybolup gidiyor ruhsal çöküşün eşiğine geliyorlar. Artık onlar sekeratı mevt pozisyonunda ölüm sarhoşluğu yaşıyor. Kanun yapıcı geçmiş dönemlerde sözleşmelilerin bu haline önem verir iken şuan görmezlikten gelmesi çok elem verici bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. 1 Ocak 2020 tarihinde yaklaşık 9000 kişi işsiz kalacağı öngörülmektedir. Siyasete kurban edilecek bu insanların hakkını savunacak bir Allah’ın kulu olmaması ne kadar da üzücü bir durum. Bu diğer sözleşmeli personeller içinde geçerli olmaktadır. Ama şuan en büyük sıkıntı hayatlarını sürdürebilmek ve eve ekmek götüreceği iş akdi iki dudak arasında olan yerel yönetimde ki sözleşmeli personel için hayati bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu insanlara sahip çıkılmalı ve onların hayat ikameleri sağlanmalıdır. Yerel yönetimde çalışan sözleşmeli personelin çalışma sistemi değiştirilip Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlanmalı ya da kadro tahsis edilip endişeleri bir an önce giderilmelidir.

Özellikle yerel yönetimlerde çalışan sözleşmeli personel kalifiye teknik personel olup yerel yönetim konusun da uzmanlaşmıştır. Bu insanları siyasete kurban edip yerlerine başka personel almak ve onların sisteme alışması sürecinde hizmet noktasın da eksikliklere sebebiyet verecek önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu süreç her yerel seçimde tekerrür ederse hizmet noktasın da sıkıntıların olacağı aşikârdır. Her seçimde bu adam senindi hadi çıkartalım yenisini alayım mantalitesi artık çağ dışı bir görüş olmuştur. Önemli olan adalet duygusuna sahip yöneticilerin yönetime talip olmasıdır. Buradan kanun yapıcıya sesleniyorum 31 Aralık 2020 tarihi gelmeden özellikle Yerel Yönetimde 5393 Sayılı Kanun 49 Maddesine göre 4/B li çalışan sözleşmeli memurların kadrolarının verilmesi gerekmektedir. Bu artık vicdani ve ahlaki görev olmuştur. Bununla birlikte kamuda çalışan tüm sözleşmeli memurların sorunlarının çözümü kadrodan geçmektedir. Mağduriyetlerin giderilmesi ve 1,5 ay sonra olacak kıyımın önüne geçilmesi için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını göreve çağırıyoruz. Bu sorunların çözüm noktasında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’nın hassasiyet göstereceğini biliyor ve bu konun çözümünü için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz.

Yasin Erdem
Eğitimci-Yazar
Kamuajans.com

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.