Cemaat Sendikası ve Brütüs Arayışları

Cemaat Sendikası ve Brütüs Arayışları

Cemaat Sendikası ve Brütüs Arayışları

Önceki yazımda eğitim çalışanlarının örgütlü mücadelesinde dengeleri Türk Eğitim Sen ve Eğitim Sen lehine değiştirecek, Türk Eğitim Sen’in merkezde gizli, alanda ise açık destek verdiği konuşulan yeni hareketin kodları, hedefi ve büyütülmek için brütüs arayışları, hem cemaat açısından hem de eğitim örgütlenmelerindeki muhtemel sonuçlarına işaret edeceğimizi ifade etmiştik.  
Öncelikle eğitim örgütleri içerisinde neden böyle bir sendikaya ihtiyaç duyuldu sorusunun cevabını vermek gerekir. Bunun cevabını vermeden önce sorulması gereken soru “böyle bir yapının mevcut durumda kimin işine yarayacağı” sorusudur. Bu sorunun cevabını tahmin etmek kesinlikle zor değildir. Kısacası hedef, Eğitim-Bir Sen’dir. Bu hedef sadece yeni sendikanın değil, Eğitim Bir Sen’den rahatsız olanlarında hedefidir. Son zamanlarda Eğitim Bir Sen karşısında diğer sendikaların fikri uyumsuzluklarını bir kenara koyarak, İLKSAN ve benzeri konularda ortaya koydukları dayanışma örnekleri önemli ipuçlarıdır.
 
Yeni sendikanın örgütlenmek için Eğitim Bir Sen içerisinde yöneticilik yapmış ve yapmakta olan kişilere yönelmiş olması da önemli bir ipucudur. Örnek olarak Eğitim Bir Sen in eskiden genel merkez yöneticiliğini yapmış birisinin yeni sendikanın Ankara temsilciliğine getirildiği konuşulmaktadır. İller bazında da benzer tablolar yaşandığı dillendirilmektedir. Çünkü yeni sendikanın başarısı bir anlamda, hedef olarak seçilmiş olan sendikanın içerisindeki brütüslere bağlıdır. Bunun iki nedeni vardır. Birincisi, sendikacılığın kendine has bir geleneği ve dili vardır. Bu dili kazanmak sadece sendikal yayınları okumakla değil bir nevi aktarımla olur. İkincisi ise hedeflenen yapının içerisinden alınabilecek brütüsler, istifa ettirilmekte zorlanılan, tereddüt yaşayan insanlarda vicdani bir rahatlamaya yol açacaktır. 
 
Yeni sendikanın kurulmasını sevinçle karşılayıp alanda destek verenlerin beklentisi ne olabilir. En önemli beklenti; Eğitim-Sen ve Eğitim-İş modellemesi Eğitim-Bir-Sen kanadında da gerçekleşirse bu yetkiyi ve mutlak üstünlüğü getirecektir. Cemaat Sendikası’nın üye sayısı taş çatlasa30-40 bin bandını geçemeyecektir. Bunun için Türk Eğitim Sen’in kendi içerisinden yeni oluşumda kendi hesabına çalışmak üzere ihraçları dahi konuşulmaktadır. Uygulanan stratejide gözden kaçmayan önemli bir husus ise sendikanın kuruluşu gerçekleştiği halde Haziran sayımlarına kadar alana girmeyişidir. Bu iyi bir stratejidir. Eğer yetki öncesi Eğitim-Bir-Sen’e karşı hareket geliştirilmiş ve yetki kaybettirilmiş olsa idi, yeni sendika aleyhine oluşacak öfkenin farklı sonuçları olabilirdi. Bunun yerine Toplu Sözleşme sürecinde yaşanan ek ödeme krizini kullanıp, istifaları organize ederek hemen üyelikleri almak yerine, zamana yayıp, olayın sıcaklığı geçtikten sonra alma yolu benimsenmiş görünüyor.
 
Önümüzdeki eğitim öğretim yılı sendikal manada hareketli geçecektir. Türk Eğitim Sen “kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” mantığı ile küsuratlı gidişlere hoşgörü ile yaklaşacak ve bu gidişleri, gelme ihtimali olacak yetki için sadaka sayacaktır. Havuzun su tuttuğunu gören yeni sendika, işine iştahla sarılacak ve esas havzaya yönelecektir. Bu ise uzun vadede Türk Eğitim Sen’e yaracak ve alanda karşı taraftaki istifaları çoğaltmak için Türk Eğitim Sen teşkilatı psikolojik destek sunmaktan da geri durmayacaktır.
 
Yeni sendika cemaat açısından ne gibi sonuçlar doğurabilir diye soracak olursak; ilk ve en önemli sonuç paradır. Bu arada para iştahı, iştah ise iştiyakı beraberinde getirecektir. İştiyakla çıkılan yolda hüsran ihtimali ise bir kenarda tutulmamalıdır. Cemaate mensup eğitimcilerin tamamını ortaya çıkarma ve hedef kitle haline getirme ihtimali en büyük handikaptır. İkinci tehlike ise zayıflatılan ve Türk Eğitim Sen’e karşı ezdirilen Eğitim Bir Sen içerisindeki diğer fraksiyonlarda cemaate karşı oluşabilecek öfkedir. Bu arada özgürlük alanlarının genişlemesinde en büyük sivil desteği sunan, Memur-Sen içerisindeki en önemli gücü oluşturan Eğitim Bir Sen’e karşı, Türk Eğitim Sen destekli, sosyal tabanın kendi içerisindeki bir fraksiyon tarafından yapılan operasyona siyasal iktidarın takınacağı tavır son derece önemlidir. Bu durum Hükümet ile cemaat arası gerginlik olarak yansıyan kavgayı tetikleyecek yeni bir unsura da dönüşebilir.
 
Cemaat sendikasının cemaate para ve benzeri katkıları olabilecektir. Ama faydasından çok zararının olacağını düşünenlerdenim. Birinci zararını az önce ortaya koydum. Açık hedef haline gelmek… İkinci zararı ise muhafazakâr dindar camia içerisinde ötekileştirilmek olacaktır. Üçüncü zararı ise havuz su tutup, stratejiyi üretenlerin hedefleri gerçekleştikçe Eğitim Bir Sen’in cemaate karşı dilinde yaşanabilecek sertleşmedir. Bu arada cemaate yaptığı işlerden dolayı sempati ile bakan ve mantıksız bulduğu hareketlerde eleştirmeyi günaha girmek gibi algılayan insanlardaki çekinceyi ortadan kaldırma ve cemaatin malayani muhabbetlerde ortaya alınması ihtimali ise asla göz ardı edilmemelidir. Öğretmenler odasında cemaatin sendikasına üye olanlara karşı ironik muhabbetlere de yapılacak göndermelere ve “Hocaefendi bu konuda ne diyor” türü sulu şakalara da hazırlıklı olmak lazım. Hizmet hareketinin kutsiyetini zedeleyecek bu yeni hareket, farkındalar mı bilmem ama eleştirilerin ve sertleşmenin en önemli tetikleyici unsuru olacaktır. Cemaatin gazetesi ve dergisindeki aboneliklere karşı takınılabilecek tavır ve iptaller gibi duygusal tepkiler olabilir. Ama en önemlilerden biri bu sertleşmenin cemaatin bürokratik taleplerinde kilitlemelerin yaşanma ihtimalidir. Yaşanacak restleşme ve sertleşme, çalışma tarzı olarak her kesimin içerisinde izole olan ve her kesimden sempati toplayan bir hareketin mutlak hedef haline gelmesini tetikleyen ana neden olmakla birlikte, bitmeyecek bir kavganın fayını harekete geçirecektir. Bu güne kadar referandum dâhil ülkenin kaderini değiştirecek birçok önemli konuda omuz omuza Eğitim Bir Sen ile hareket eden yapı, karşı karşıya gelecektir. Fayın harekete geçmesi Ergenekon, Encümen-i Daniş gibi yapıların arayıp ta bulamadığı bir zemini ise altın tepsi içerisinde sunmakla kalmayacak Silivri’ye de bayram müjdesi olabilecektir. Böyle bir durumda aynı sosyal zeminde “kimin daha başarılı olacağı” sorusu da doğal olarak anlamını da yitirecektir. 
 
Yeni sendika başarılı olur mu olmaz mı bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki o da; “Sende mi Brütüs” sözünün önümüzdeki günlerde çokça tekrarlanacağıdır.
 
Ahmet Yıldırım

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.