Eğitimde BİR Sen Değil, ÇOK Sen: BİR’e Dur De!

Eğitimde BİR Sen Değil, ÇOK Sen: BİR’e Dur De!

Sene 2013 idi sanırım.

Bir müdür yardımcısı arkadaşım, onunla ayaküstü konuşurken şu sözleri sarf etti: ‘‘Hocam, bizden öncekiler her tarafa yayıldı. Biz kadrolaşmada geri kaldık. Ama artık zamanı geldi.’’

Ben, bu sözler karşısında şoke olmuştum.

Çünkü memlekette devrisabık hiç bitmemiş o güne kadar.

Yoksa yine mi, diye arkadaşımın işitemeyeceği bir sesle mırıldandım.

Yaklaşık 1-2 yıl sonra o arkadaşımın bu sözleri karşılık bulacaktı zaten.

Hem de resmen gümbür gümbür...

Malum hatırlıyorsunuzdur o yılları, müdür kıyımlarını, hem de sağlı sollu kıyımlardı bunlar. Her tür sendikadan insanın ipi bir torbaya boca edilip topluca çekiliyordu.

Resmen TEK SENDİKA, BİR SENDİKA yollarına ‘ölürüm’ tutumu sergilenerek müdür kıyımları ile bu yollar iyiden iyiye açılıyordu. Öyle ki ne ölçü var ne sınır var ne de hak-hukuk-adalet bu açılan yollarda. İsteyen, bizdense, istediğini yapma özgürlüğünü haiz... Neyse devam edelim...

Bilahare o süreçte neredeyse idareciler, baştan aşağı yani tepeden tırnağa değişmişti. Özellikle il ve ilçe merkezlerinde... Hatta bazı yerlerde köylere varıncaya kadar... O denli yani... Dedik ya: sınır, ölçü, adalet yok o açılan yollarda. Öyle işte...

BİZ’den olanlar, BİZ’den olmayanlar... Keskin bir ayrım...

Bunu BİR’den olanlar, BİR’den olmayanlar diye de çevirebilirsiniz...

Bakmayın siz şimdilerde ÇOK BARO isteklerine, o zaman Eğitim Bir öte, Eğitim Bir beri, varsa yoksa o idi. Sendikal alanda BİR SENDİKA murat ediliyordu. VAY BE!

Camiada ‘BİR’iciğim’ muamelesi görsün diye yapıldı bunların hepsi tabii...

Herkesin gözdesi olsun da herkes ona üye olsun. Böylece sendikal alanda BİR SEN isminin hakkını da vermiş olsun değil mi? Ama unutulan şey, yok böyle bir dünya arkadaş. Dünya yani herkes senin etrafında fır dönmez, bugün döner, yarın dönmez, hadi bugün 95 kişi dönsün etrafında, yalnız bu geçici durumdur, yarın o 95’i mumla ararsın... Her neyse biz devam edelim.

O süreçte bu kıyımlara karşı en büyük tepkiyi eğitim sendikaları göstermişti

Hem de birlik içinde... Açılan o yolların önlerine taşlar koyarak...

Bir fotoğraf karesi var o günlerden kalma hafızamda...

Eğitim Sen, Eğitim İş, Türk Eğitim Sen ve irili ufaklı diğer sendika üyeleri yan yana bu kıyımlara rest çekiyorlardı. Vay be! Ülkemizde şimdilerde bu görüntüler ütopik... Hey gidi fi tarihinde hey! Neyse devam...

O süreçte tabii birÇOK sendika bu BİR sendikaya yapmayın etmeyin, bunun kötü sonuçları olur gibi sözler ile uyarıda bulundu. Ama ‘Güç bende artık!’ diyen duyarsız bir sendika var idi karşılarında. Kendini TEK SENDİKA olarak gören Eğitim Bir Sen yani... ÇOK sendikadan haz duymayan... Halbuki o zamanlar bu seslere kulak verilseydi, ilgili düzenlemeye karşı bir duruş olmuş olsaydı, bizler şu anda Eğitim Bir Sen’i güç elinde olmasına karşın hiç kadrolaşma vs. işlere girmedi diye anacaktık. Ama olmadı. Şimdilerde ise kimse kimseyi kandırmasın, eğitim camiasındaki her alana kolları uzanıyor ve istediklerini yaptırabiliyorlar. Diyeceksiniz ki Ziya Hoca izin vermez. Ziya Hoca’nın gücünün yettiği bir sınır var, o sınırdan sonrası Allah’a havale bizler için... Çünkü bazı insanlar, tüm Eğitim Bir Sen üyelerini ve yöneticilerini asla kastetmem, resmen devletin kurumlarını manipüle edebiliyorlar. Bu manipülasyon ile de devlet yetkililerini amaçladıkları yollara sokabiliyorlar. Bu yollara girenlerden bazıları bile bile yani göz göre göre yönlendirmelerin dümen suyundan gidiyor, ardından pişkince ‘Allah affetsin!’ deme cüretini gösteriyor. Bazıları da etliye sütlüye karışmadığından ötürü olup bitenlerden bihaber. Belki de o kimseler, bu kimselere rest çekecek bir gücü bulamıyorlar kendilerinde. Bundan dolayı öyleler. Bilemiyorum. Allah bilir. Ama yukarıda da söz ettiğim ‘Allah affetsin!’ diyen o pişkin arkadaşlara Recep İvedik edası ile bir çift sözüm var: ‘‘Yoooohhh, yoooooh arkadaşım! Allah affetmez!’

Neyse bugünlere gelelim artık. Özellikle son aylarda artık yönetici tayinleri geldiği için midir, nedir, bilemiyorum. Türk Eğitim Senli bazı yetkililer, bunlar genel merkez yöneticileri başta olmak üzere şube başkanları vs., taşrada hüküm süren ‘‘çetevari’’ yapılardan bahsediyorlar. Hem de çok sertçe... Demek ki 2013 yılında kadrolaşma ile çıkılan kötü yolda işler iyice daha alengirli, daha berbat, daha kirli işlere evrilmiş durumda. Tuz kokuyor mu diyorlar acaba? Ben, bilemem. Fakat Türk Eğitim Senli yetkililer, olaylara daha hakim insanlar diye düşünüyorum ve bu yapıların araştırılmasını kamuoyu adına talep ediyorum. Savcılık mı olur, valilikler mi olur yoksa bakanlık mı el atar bu işe, onu bilemem. Bildiğim tek gerçek, bu yapıların herkese zararlarının dokunduğudur. Adamlar, düzenlerini kurmuşlar, bir kısım yetkilileri de ele almışlar, bir lafları ile çok rahat top çevirebiliyorlar. Bu duruma isyan bayrağını açan Türk Eğitim Sen teşkilatlarının ve Eğitim Bir Sen içindeki samimi insanların artık hukuk yoluyla ‘Dur! Yeter!’ demesi gerekir. Diğer sendikaların da taşradaki ‘‘çetevari’’ yapılara karşı gösterilen bu isyana katılması gerekir.

Bak, Eğitim Bir Sen’de bulunup samimi olan arkadaşım, yarınlarda bir başkaları bu kötü işleri çevirirken çocuğuna ya da torununa zarar veriyorsa veyahut onların hakları üzerinde tepiniyorsa hangi yüzle, nasıl onların hakkını savunacaksın? Yarınlarda hak, adalet, özgürlük diyebilmek için önce yüzümüz olmalı değil mi? Şimdi HAK YE ya da hak yiyenlere karşı suspus ol veya gözlerini yum; yarınlarda da HAKKIMI YİYORLAR diyerek derdini anlat dur. Kim dinler seni? Hiç kimse... İyi düşün taşın...

TAŞRADA ‘‘ÇETEVARİ’’ BİR ŞEKİLDE AT KOŞTURUP CİRİT ATANLARIN İPLİĞİNİ PAZARA ÇIKARARAK ONLARA GÜNLERİNİ GÖSTERMEYE VAR MISIN?

BUNCA HAKSIZLIĞA, BUNCA DÖNEN DOLABA, BUNCA KATAKULLİYE ÇOCUKLARININ YARINLARDA HAKKINI ARAYABİLMESİ İÇİN VAR MISIN?

İRADEN, SENİN...

TERCİH DE SENİN...

AMA UNUTMA BUGÜNÜN YARINI DA VAR...

BUGÜN BU YAPILANLAR, YARIN BAŞKALARININ SENİN ÇOCUKLARINA KARŞI YAPABİLECEĞİ HAKSIZLIĞI MEŞRU GÖSTERMEK İÇİN ELLERİNDE BÜYÜK BİR KOZ OLACAK. O DA ŞUNU YAPMIŞTI, DİYE DİYE... AĞRINA GİTMEZ Mİ ARKADAŞ?

AMA BEN O GÜN SENİN ÇOCUKLARINI SAVUNACAĞIM. YALNIZ İSTERİM Kİ SEN DE BENİMLE SAVUNABİL BUGÜN HAKSIZLIKLARA GÖSTERECEĞİN DURUŞUNLA...

Saygılarımla...

Yusuf SEVİNGEN

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.