"MEB ANADOLU LİSELERİ İLE İLGİLİ GARABETİ DÜZELTMELİDİR"

"MEB ANADOLU LİSELERİ İLE İLGİLİ GARABETİ DÜZELTMELİDİR"

​MEB’in yeni Ortaöğretime Geçiş Sistemi kapsamında sınavla öğrenci alacak liseleri ve kontenjanları açıklamasıyla birlikte tartışmalar daha da alevlendi.

MEB’in yeni Ortaöğretime Geçiş Sistemi kapsamında sınavla öğrenci alacak liseleri ve kontenjanları açıklamasıyla birlikte tartışmalar daha da alevlendi. Millî Eğitim Bakanlığı Sınavla Öğrenci Alacak Ortaöğretim Kurumlarına İlişkin Merkezi Sınav Başvuru ve Uygulama Kılavuzunun ne kadar tartışmalı bir kılavuz olduğu görülmektedir.

Buradaki en büyük sorunların başında tam 33 ilde sınavla öğrenci alacak bir tane bile Anadolu lisesi bulunmaması geliyor. Kastamonu, Çorum, Yozgat, Amasya, Çankırı, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Kilis, Giresun, Gümüşhane, Iğdır, Isparta, Karabük, Karaman, Kütahya, Ordu, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bilecik, Bolu, Burdur, Çanakkale, Edirne, Erzincan, Rize, Sinop, Tokat, Trabzon, Tunceli, Uşak ve Yalova’da hiç Anadolu lisesi yok. Örneğin; Yalova’da 5 tane okul sınavla öğrenci alıyor. Bu okullardan bir tanesi fen lisesi, bir tanesi sosyal bilimler lisesi, bir tanesi Anadolu imam hatip lisesi, 2 tanesi de mesleki ve teknik Anadolu lisesidir. Sayın Bakan, “Eğer fen ve sosyal bilimler lisesi yüzde 10 kriterine yaklaşmışsa bir Anadolu lisesini daha eklemedik. Eğer bu oran yakalanmadıysa Anadolu liseleri de listeye dahil edildi” demiştir. Bu çok yanlış bir yaklaşımdır. Anadolu liseleri akademik eğitim açısından hayati öneme sahiptir. Dolayısıyla her ilde mutlaka Anadolu lisesi olmalıdır.

Öte yandan 48 ilde Anadolu lisesi var ama sayısı yeterli mi? Kesinlikle hayır. Anadolu liselerinin sayısı ihtiyacın çok altında kalmaktadır. Bu durum başarı düzeyi yüksek olan öğrencilerimizin akademik eğitiminin önünü tıkayacak, akademik eğitime darbe vuracaktır. Örneğin 170 bin nüfuslu Amasya il merkezinde 1 adet fen lisesi bulunmaktadır. Bu lisenin öğrenci kontenjanı 90 belirlenerek, bu ilimizdeki akademik eğitim potansiyeli olan yüzde 1’lik dilimdeki yaklaşık 300 öğrencinin yarıdan fazlası özel okullara gitmek zorunda bırakılacaktır. Fen Liselerinin kapasite sorunu nedeniyle karşılayamadığı ihtiyacı illerimizdeki akademik başarısı yüksek olan Anadolu Liseleri karşılamaktaydı. Üniversitelerimiz bilim üreten Tıp, Mühendislik, Bilgi Teknolojileri, Yazılım gibi hayati önem taşıyan bölümlerinin öğrenci ihtiyacını bu akademik liselerimiz karşılamaktaydı.

Bazı illerimizdeki kimi Anadolu liseleri önceki yıllarda yerleştirme puanı baz alındığında Fen liselerinden bile daha yüksek puanlı idi. Ancak listede gözde, başarılı, kendisini kanıtlamış bu okullara yer verilmediğini görüyoruz. Örneğin; 398.579 puanlı Amasya Merzifon Şehit Ahmet Özsoy Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi listeye alınırken, 461.151 puanlı Amasya Merkez Anadolu Lisesi sınav kapsamından çıkarılmıştır. 438.881 puanlı Kargı Fen Lisesi, 443.014 puanlı Çorum Alaca Şehit Mehmet Kocakaya Fen Lisesi, 344.157 puanlı Şehit Osman Arslan Anadolu İmam Hatip Lisesi listeye alınırken; 477.909 puanlı Çorum Şehit Abdullah Tayyip Olçok Anadolu Lisesi ve 471.152 puanlı Çorum Başöğretmen Anadolu Lisesi listeye alınmamıştır.

İstanbul’da 500 binin üzerinde bulunan Maltepe ilçesinde sadece bir Anadolu Lisesi listeye alınmıştır. 482.8970 puanlı Kadir Has Anadolu Lisesi listeye alınırken, 484.7872 puanlı Maltepe Anadolu Lisesi listeye alınmamıştır.

435.676 puana sahip Şebinkarahisar Fen Lisesi listeye alınırken; Giresun Mimar Sinan Anadolu Lisesi 458.490 puana sahip olmasına rağmen sınavla alınan okullar listesinden çıkarılmıştır. 426.248 puanlı Şiran Fen Lisesi sınav kapsamına alınan okullar listesinde yer alırken; 434.372 puana sahip Gümüşhane Ali Fuat Kadirbeyoğlu Anadolu Lisesi sınavla alınan okullar kapsamından çıkarılmıştır.

Başarılı kimi okullara listede yer verilmezken, proje okullarının dışında, proje müfredatı uygulayan okulların da listede olması kafalarda ciddi soru işaretleri yaratmaktadır.

MEB’in meslek liselerini teşvik etmek, meslek liselerindeki kaliteyi ve standardı yükseltmek için sınavla öğrenci alacak liseler arasında meslek liselerinin sayısını artırmasını olumlu buluyoruz. Ancak burada da ciddi handikaplar bulunmaktadır. Meslek liselerine verilen kontenjanlar kapasitelerinin çok altındadır. Örnek vermek gerekirse, Çorum Şehit Emin Güner Mesleki ve teknik Anadolu Lisesi’nin 9. Sınıf öğrenci kapasitesi 300 iken, sınav kontenjanı sadece 30 olarak belirlenmiştir. Bu durumda okula sınavla giren öğrenciler ile sınavsız giren öğrenciler bir arada okuyacaktır. O halde öğrencilerin sınavla bu liselere girmesinin ne anlamı kalacaktır? Bu örnek bile meslek liselerinin listeye sadece göstermelik olarak alındığını ortaya koymaktadır. Bakanlığın amacı gerçekten meslek liselerinin önünü açmak olsa idi, kontenjan oranlarını öğrenci kapasitesine uygun hale getirirdi.

Bakan İsmet Yılmaz’ın, sınavla öğrenci alan okul listeleri belirlenirken alınan kriterler hakkındaki açıklaması sendikamızı hiçbir şekilde tatmin etmedi. Merkezi Sınavla öğrenci alacak okulların belirlenme sürecinde mahalli kaynaklardan görüş alınmış mıdır? Yerleşim bölgelerinin sosyal durumları, nüfusu, iş kollarının çeşitliliği ve niteliği ve yüzölçümü gibi konularda ARGE birimleri bir araştırma yapmış mıdır? Önceki yıllarda sınavla öğrenci alan ve başarı düzeyi yüksek olan birçok Anadolu Lisesinin merkezi sınavla öğrenci alacak okullar arasına girememesinin gerekçeleri nelerdir? Bu sorulara cevap alınmadığı sürece bu sistemin uygulanabilirliği tartışmalıdır.

33 ilde hiç Anadolu lisesi olmaması, diğer illerde eğitim kalitesi yüksek olan okulların listede yer bulamaması, Anadolu liselerinin sayısının ihtiyacı karşılamaması, sınavla öğrenci alan meslek liselerinin, kapasitesinin fazla olmasına rağmen sınav kontenjanının az olmasının GERÇEK NEDENLERİNİ MİLLİ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ İVEDİLİKLE AÇIKLAMALIDIR.

Merkezi sınavın uygulanma ve değerlendirme süreci dikkate alındığında; toplumu tümüyle ilgilendiren bu sistemin uygulanabilirliği görülmemektedir. Sınava girecek öğrencilerde herhangi bir şart aranmadığı ve sınavla öğrenci alacak okulların kontenjanının az olduğu düşünüldüğünde birçok öğrenci istemediği liselere gitmek zorunda kalacaktır. Bu da toplumda rahatsızlıklara yol açacaktır. Örneğin, Ankara ilinde yaklaşık 70.000 öğrencinin sınava girebileceği düşünüldüğünde, merkezi sınavla öğrenci alan Anadolu ve Fen Liseleri kontenjanının 5.000 olduğu düşünüldüğünde öğrencilerin yaklaşık yüzde 93’ü diğer okullara yerleşmek zorunda kalacaktır.

Sınavla okullara yerleşecek öğrencilerin yanı sıra sınavsız okullara yerleşecek öğrenciler de mağduriyet yaşayacaktır. Hatırlarsanız bu sistem ilk gündeme geldiğinde her öğrencinin evine yakın okula gideceği, öğrencilerin istemediği okula gitmeyeceği söylenmişti. Türk Eğitim-Sen olarak bu sistem ile bunun mümkün olamayacağını defalarca tekrarlamıştık. Nitekim Şubat ayında MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde değişiklik yapıldı. Buna göre liseler öğrencileri Ortaöğretim Başarı Puanına göre alacak. Dolayısıyla kontenjan dolduğu zaman öğrencilerin istediği okula gitme şansı olmayacak. Okul ve kontenjan sayısının sınırlı olması ‘öğrenciler istemediği okula gitmeyecek’ sözünü çürütmektedir.

Yerleştirme sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte itirazların yükseleceğini, birçok öğrencinin istemediği okula gitmek zorunda kalacağını, yüzbinlerce öğrencinin mağdur olacağını hep birlikte göreceğiz. Adrese dayalı kayıtta çember denilen nasıl olacağı belirsiz bir sistem ile karşı karşıya kalacak öğrencilerimize 5 tercih dayatması yapılmaktadır. 3 okul türünden 3’er tane olmak üzere toplam 9 okul tercihi sunulacaktır. Ama öğrencilere 5 tercih hakkı verildiği için her halükarda öğrenciler 2 tercihini istemediği okul türünden yapmak zorunda kalacaktır.

Sınavla öğrenci alan okulların listesinin açıklanmasının ardından veliler kendince tedbir geliştirmeye başlayacaktır. Çocuklarını istedikleri okula yazdırmak için semt değişikliğine gitmeye hazırlanan, kiralık ev arayan velilerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Bazı okullar için ciddi yığılmalar söz konusu olacaktır. Bu sistem sahte adres beyanına da zemin hazırlamıştır.

MEB, yeni ortaöğretime geçiş sistemi ile adeta özel okulların önünü açmıştır. Daha önceleri ekonomik teşvik paketleri ile öğrencileri velileri özel okullara yönlendiren Bakanlık, bu kez de puan oyunuyla öğrencileri özel okullara yönlendirmektedir. Resmen devlet eliyle özel okul dayatması yapılmaktadır. Buradan soruyoruz: EKONOMİK TEŞVİK İLE ÖZEL OKULLARI BESLEYEN MEB, YENİ SINAV SİSTEMİ İLE ÖZEL OKULLARA YENİ BİR TEŞVİK Mİ GETİRİYOR?

Bu liste, anne-babaların dişinden tırnağından artırarak çocuğunu özel okula göndermesine zemin hazırlamaktadır. Peki dişinden, tırnağından bile artıramayan, parası olmayanlar ne yapacak? Fırsat eşitsizliğinin tavan yaptığı ülkemizde, bu durum daha fazla eşitsizliğe pirim vermeyecek mi? Türkiye’deki bölgeler, iller hatta mahalleler arasındaki uçurum ortadan kaldırılmadıkça, tüm çocuklar aynı imkanlara sahip olmadıkça, hangi sistemi getirirseniz getirin eğitimde ne başarı sağlayabilirsiniz, ne de uluslararası alanda rekabet edebilirsiniz. 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.


Dr. Öğr. Üyesi M. Hanefi Bostan

Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.