Milletvekillerine Tepki YAZIKLAR OLSUN!!!

Milletvekillerine Tepki YAZIKLAR OLSUN!!!

Milletvekillerine "kıyak" yasaya tepkiler hızla artıyor.......

 Milletin vekilleri milletle alay etmeye devam ediyor. Yetmiş beş milyon nüfuslu ülkemizin, elli milyonu yoksulluk sınırının altında yaşarken, imtiyazlı sınıf, konforlarında ki eksiklikleri gidermede boşluk bırakmamak adına emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor.

Cumhuriyet, demokrasi, halkın egemenliği denilen şey; kararların meclis çatısı altında, sivil iradeyle alınması değildir. Cumhuriyet; cumhurun derdiyle dertlenmektir. Halkın önceliklerini kendi önceliklerinin önüne almaktır. Tebdil-i kıyafetle milletin serzenişini duymaktır. Garip-gurabanın sesi olmaktır. Çalışanın, işçinin, memurun, emeklinin haliyle hemhal olmaktır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını gözetmektir. Çaresizlerin derdine derman aramaktır. Seçilmişlerin hesap verebilir olmasıdır.

Şu fütursuzluğa, şu cesarete bakın; sivil anayasa hazırlanmasını yılan hikâyesine çeviren sayın vekillerimiz, kendilerine yeni imtiyazlar sağlayacak yasa teklifinde uzlaşmışlar. Hem de ne uzlaşma. Tüm partilerin ortak teklifi olarak. Bu kadarını dahi anlamaya ve sindirmeye çalıştığım sırada, Bülent Arınç beyefendi ekranda arz-ı endam ederek “Tabii ki vekiller kendilerine ayrıcalık tanınacak yasa çıkarmakta anlaşabilirler, bu gayet normal bir şey. Umarım Anayasa konusun da da uzlaşı sağlanır” anlamında sözler sarf etti. Hukukçu olduğunu her fırsatta ifade eden Sayın Arınç, Anayasa’nın 10. Maddesine rağmen nasıl böyle bir ifade kullanıyor, anlayamıyorum. Hemen aklıma Hz.Ömer’in o meşhur sözü geldi; “İnandığı gibi yaşamayan, yaşadığı gibi inanmaya mahkûmdur.”

Öyle ya; yıllarca lüks makam araçlarında, restoranlarda, villada, tatil köylerinde halktan kopuk yaşayanların hali bu olur. Onlar için asgari ücretle ne yapılabilir önemsizdir. Evsizlik, araçsızlık, ayakkabısızlık hatta ilaçsızlık. Bunu ancak yaşayanlar ve yaşayanlara şahit olanlar bilebilir. Vekiller ve iktidar sahiplerinin yaşamlarında “yok” yok. Öyle bir yaşamda böyle inanç değerleri oluşmaya başlıyor; “İmtiyazlı sınıf”.Sonrada yaşadığı gibi inanmaya başlıyor.

Memurun kıyafet yönetmeliğidir, öğretmenin ekonomik sefaleti, okulların birikmiş, patlamak üzere olan sorunları. Bütün bunlar kimin umurunda ki? Tabii, sayın vekillerin ayrıcalıkları olması doğal. Daha ne denilebilir? Nereye bu gidiş? Nereye kadar? Yazıklar olsun! Yazıklar olsun! Yazıklar olsun!

 

Emrullah AYDIN

Eğitim Bir Sen İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

3 Yorum