
Milli Eğitim Bakanlığı “Kılık Kıyafet Serbestliği” Uygulaması İle Neyi Amaçlıyor?
Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu'nun “Milli Eğitim Bakanlığı ‘Kılık Kıyafet Serbestliği' Uygulaması İle Neyi Amaçlıyor?” başlıklı açıklamasıdır. 27.11.2012
AKP'nin en temel pedagojik itirazları bile görmezden gelerek yasalaştırdığı ve tüm itirazlara
rağmen uygulanmaya başlanan 4+4+4 dayatması olarak karşımıza çıkan “dindar ve kindar
nesil yetiştirme” projesinin gerçek amacı yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır.
Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik
Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel okul öncesi,
ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine dair usul ve esasları düzenleyen
yönetmeliğe göre, belirlenen sınırlamalar dışında okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde
kılık ve kıyafetin serbest olacağı belirtilmektedir. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer daha önce
bu konuda yaptığı açıklamalarda öğrencilere saygı duyulmasından ve yeni bir eğitim iklimi
yaratılmasından bahsettiği hatırlanacaktır. Eğitimde 4+4+4 dayatmasıyla okulları büyük bir
kaosun içine iten, okul öncesi çağdaki çocukları zorla ilkokula göndererek hem öğrencileri,
hem de öğretmenleri zor durumda bırakanların nasıl bir “eğitim iklimi” yarattıklarını
okullarda yaşanan kaos göstermektedir.
MEB'in yayınladığı yönetmeliğe göre; okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri, yaş
grubu özelliklerine uygun, temiz ve düzenli kıyafet giyeceği ve öğrenim gördükleri programın
özelliğine göre atölye, işlik ve laboratuarlarda önlük veya tulum, işyerlerinde ise yapılan işin
özelliğine uygun kıyafetlerin belirleneceği belirtilmektedir.
Yönetmeliğin en dikkat çekici bölümü kız öğrencilerin, imam-hatip ortaokul ve liseleri ile
çok programlı liselerin imam-hatip programlarında tüm derslerde, ortaokul ve liselerde ise
seçmeli Kur'an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebilecek olmasıdır. AKP döneminde eğitimde
yaşanan yoğun dinselleştirme uygulamaları dikkate alındığında “serbest kıyafet” gibi olumlu
sayılabilecek bir düzenlemenin iktidar partisi tarafından kendi siyasal-ideolojik yaklaşımı
üzerinden istismar edildiği çok açıktır.
Eğitim Sen'in ilke olarak kıyafet serbestliğine karşı çıkması mümkün değildir. Ancak 10
yıllık AKP iktidarında eğitimde yaşanan dinselleştirme uygulamaları bizleri ciddi anlamda
kaygılandırmaktadır. Bu uygulamanın, dinsel inançları dışa vuran giysileri kapsaması telafisi
güç sorunlar yaratacaktır. Örneği bu durum çocuklar arasında kamplaşma yaratacak, bazı
bölgelerde kız çocuklarına yönelik fiilen baskı oluşturacaktır. Okullarda dinsel kıyafetlerin
giyilmesini “kıyafet serbestliği” kapsamında değerlendirmek mümkün değildir.
AKP'nin 10 yıllık pratiği sorunun “serbest kıyafet” sorunu olmadığını, yıllardır laik eğitim
anlayışına karşı yürütülen amansız mücadelenin bir yansıması olduğunu göstermektedir.
Çocuklarımızın bu tür girişlerle karşı karşıya getirilmesi, toplumda yeni kamplaşmalar
yaratılması kaçınılmaz görünmektedir.
Çocukların anne ve babalarının ekonomik durumu ve sınıfsal aidiyetleri görünüş olarak
öncelikle giydikleri kıyafetlere yansımaktadır. Dolayısıyla ekonomik durumu iyi olmayan,
yoksul emekçi ailelerin çocukları, diğer çocukların giysileri karşısında birtakım çocukça
tepkiler göstermeleri engellenemez.
Yönetmeliğe göre, öğrencilerin yırtık veya delikli kıyafetler ile şeffaf kıyafetler giyemeyeceği
belirtilmektedir. Türkiye'de yaşayan herkes toplumdaki gelir adaletsizliği ve geçtiğimiz 10
yılda daha da derinleşen sınıfsal farklılıklar nedeniyle bu maddenin fiilen geçersiz olduğunu
kanıtlamaktadır. Eğitimi ve sağlığı paralı hale getiren, halkın büyük bir bölümünü açlığın
ve yoksulluğun kucağına itenlerin, yoksul halk çocuklarının delik ayakkabılar ve yırtık
elbiselerle okula gelmek zorunda bırakılmasını yasaklaması kadar anlamsız bir şey olamaz.
Dolayısıyla okullarda kıyafet serbestliği uygulaması, eğitimin yıllar içinde büyük ölçüde
paralı hale getirilmesi ve halkın cebinden yaptığı eğitim harcamalarının AKP döneminde 4,5
kat arttığı gerçeğinden bağımsız değerlendirilemez.
Yönetmelikte siyasi sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka,
çanta ve benzeri materyallerin kullanılmayacağı, kısa kollu gömlek ve tişört giymenin yasak
olduğu, etek boyunun diz altında olması gerektiği belirtilirken, dini simgeleyen kıyafetlerin
okullarda giyilecek olması büyük bir çelişkidir.
Kılık kıyafet yönetmeliğinde yapılan değişiklikler, eğitim sisteminde yaşanan yoğun
dinselleştirme uygulamalarının geldiği noktayı görmemiz açısından önemlidir. Hangi ad
altında olursa olsun, okullarda dini yaşam tarzını yaygınlaştıran, gelişme çağındaki çocukların
psikolojisini olumsuz etkileyecek dinsel simgeler kesinlikle kullanılmamalıdır.
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.