REMZİ ÖZMEN, ARNAVUTKÖY İLÇESİNDE YAŞANAN BIÇAKLI SALDIRIYA TEPKİ GÖSTERDİ

REMZİ ÖZMEN, ARNAVUTKÖY İLÇESİNDE YAŞANAN BIÇAKLI SALDIRIYA TEPKİ GÖSTERDİ

İSTANBUL KAMU-SEN İL BAŞKANI REMZİ ÖZMEN, ARNAVUTKÖY İLÇESİNDE YAŞANAN BIÇAKLI SALDIRIYA TEPKİ GÖSTERDİ

Öğretmenler Şiddet Azalmıyor...

  Bugün Arnavutköy İlcemizde bir bıçaklı saldırı haberi daha aldık. Ne yazık bıçaklı saldırı dışında birçok darp olayına şahit oluyoruz. Önümüzdeki hafta sonu öğretmenler günü kutlanacak ve yine ağdalı sözler duyacağız.
Ey yetkililer; bize masal anlatmayı bırakın, gurur okşamak için süslenmiş sözlerinize öğretmenin karnı toktur. Öğretmen bir gün değil hergün sizlerden saygı ve sevgi beklemektedir. Ancak siz ne yapıyorsunuz? Kiminiz kararlarınızla, kiminiz bakışınızla, kiminiz icraatınızla ve kiminiz de ne yazık ki fiziki temasınızla hepiniz el birliği yapmış öğretmeni dövüyorsunuz!..

Sayın dün ve bugünün bakanları;  Öğretmeni Eminönü Meydanında yem bekleyen güvercine benzeteceksin, üç ay yan gelip yatıyor maaşını alıyor diyeceksin, basında olmadık hakaretler yapılacak seyirci kalacaksın, öğretmeni sürekli dersten alıp kurslara çağıracaksın,başarıyı yok sayıp başarı belgelerini  yandaşa vereceksin, kadrosunu elinde alıp sözleşmeli yapacaksın, öğretmen şiddetin her türlüsünü görecek seyirci kalacaksın, öğrenci disiplin suçlarını zorlaştıracak öğretmen için disiplini en hızlı şekilde çalıştıracaksın, öğretmene uygulanan yönetici mobingine seyirci kalacaksın bunun gibi yüzlerce fiilinle öğretmeni ezeceksin, sonra canım cicim öğretmenim diyeceksin!.. Öğretmeni yılda bir gün öveceksin. Sonra da öğretmenin size inanmasını bekleyeceksiniz!..

Ey devlet; bir vatandaşın iş yerini basıp kendisini tartaklayan kişi meskene tecavüz suçunda içeri alıyor musun? Peki öğretmeni çalıştığı kurumda darp etmek neden aynı cezayı gerektirmiyor. Neden bugüne kadar bir tek saldırgan veliye veya öğrenciye aynı işlem yapmıyorsunuz? Hadi diyeceksiniz ki burası devlet kurumudur, öğretmenin iş yeri değildir. O zaman öğretmenin iş yeri neresidir diye size sorulmaz mı? Ayrıca Devlet in kurumuna saldırmanın bir cezası yok mudur? Peki neden bu kapsamda değerlendirmiyorsunuz? Öğretmen devlet memuru değil midir? O zaman devlet memuruna görevi başında saldırmak suç teşkil etmiyor mu? Yoksa bu diğer memurlar için geçerli de öğretmen için geçerli değil midir? Siz de bu bakış açınızla öğretmeni dövüyorsunuz!..

“Sayın devlet yetkililer birinci önceliğiniz öğretmeni şiddet sarmalından kurtarmak olmalıdır. Bunun için acil bir takım yasalar devreye sokmalısınız. Öğretmen veliyi şikayet etme cesaretini kendisinde bulamıyor. Şikayet edenler Adliye koridorlarında yeniden sözlü veya fiziki tacize maruz kalıyorlar.“

Sayın Hakimler darp edilmiş öğretmenin davasını sokakta kavga etmiş gibi değerlendiriyorsunuz ve davaları uzattıkça uzatıyorsunuz. Yapmayın sayın hakimim sizleri yetiştiren de bir öğretmendir. Düşünün sizlerin gözleri önünde o çok değer verdiğiniz öğretmeniniz derste hakarete uğradı saldırıya uğradı hiç canınız acımaz mı, hiç vicdanen rahatsız olmaz mısınız. Siz mezun oldunuz görevinizin başındasınız, ancak bu ülkeye sizden sonra da hakimlere ihtiyaç vardır. İşte o geleceğin hakimlerini okutan bu insanlara saldırıyı nasıl cezasız bırakırsınız? Olmaz Sayın Hakim Bey; siz de bu adil olmayan kararlarınızla öğretmeni dövüyorsunuz.

Sayın Müdürüm unutma sen de bir öğretmensin. Yarın belki tekrar öğretmenler odasına geri döneceksin. Öğretmenle arkadaş olduğunu unutma, onları kurum dışı kişilere ezdirme, söylecek bir şey varsa sen söyle başkasına söyletme, despotça yaklaşma, yumuşak söz söyle. Birlikte bir şeyler paylaşarak yönet, unutma öğretmen orada olmazsa sen de olmazsın. Emir verme, itici olma moral ve motivasyon bozma sen de sözlerinle davranışınla öğretmeni dövmeye kalkma!..Ne yazık ki birçok okulda müdürler de yaklaşımlarıyla öğretmeni dövüyor.

Sen ey veli; sana demeli!. Çocuğum okusun önemli yerlere gelsin diye okula gönderiyorsun. Onu eğiten öğretmen hakarete uğrarken şiddet görürken neden seyirci oluyorsun? Hakları gasp edilirken neden sesin çıkmıyor? Öğretmenin moralini bozanların çocuğuna neler kaybettirdiğini neden fark etmiyorsun? Çocuğunun geleceğini neden kendini bilmez birkaç velinin eliyle harap ettiriyorsun. Sen de ya olup bitenlere seyirci kalarak ya da aymazlığınla öğretmeni dövmüş olmuyor musun?

Sonuç olarak; öğrencisinden velisine, bakanından her kademesine müdürüne, hükümetten adliyesine toplumun her basamağında öğretmen bir şekilde hak ettiği itibarı görmüyor. Unutmayalım bir toplum Öğretmenine verdiği değer ölçüsü kadardır. Artık Üç yüz atmış gün dövüp bir gün övmekten vazgeçelim ve sözde kalmasın, öğretmene hak ettiği değeri verelim!.. Günlerini de o zaman huzurla kutlayalım!..

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.