Sendikaların Şube Müdürlüğü ile İmtihanı

Sendikaların Şube Müdürlüğü ile İmtihanı

Milli Eğitim Bakanlığında kör düğüm haline gelen, hatta kendi sınırlarını da aşarak yargı kararlarının uygulanmaması nedeniyle adeta bir “Hukuk Devleti Sorunu” haline gelen Şube Müdürlüğü sorununda sendikaların tavrı eğitim camiası tarafından dikkatle takip edilmektedir. Nitekim Bakanlığın yargı kararlarını uygulamaması ve aynı hataları tekrar eden açıklamaları karşısında eğitim camiası tarafından başlatılan mektup kampanyasına Anadolu Eğitim Sendikası hariç henüz bir duyarlılık gösteren olmamıştır. Tam da atamaların iptal edilip yeniden yapılmasının beklendiği şu günlerde hem bakanlığın hem de sendikaların derin bir sessizliğe bürünmüş olması ise soru işaretlerine neden olmakta ve pek de hayra alamet görülmemektedir.

 Bilindiği üzere Milli Eğitim Bakanlığında Şube Müdürlüğü meselesi, yargı kararlarıyla mülakatların tamamının iptal edilmiş olması, TBMM'nin Torba Konun Tasarısından bu konuyu çıkarması, yeni Başbakan Sayın Davutoğlu'nun hukuk devletinden yana tavır almasının sonucu olarak Tunceli'den tüm Türkiye'ye bundan sonra kamuda atamaların liyakatle yapılacağına dair söz vermesi ve nihayet Türk Eğitim Sen'in tüm tartışmaları bitirici nitelikteki son kazandığı “zımnen ret davası” sonrası kaçınılmaz olarak şube müdürlüğü atamalarının iptali ve yeniden atama yapılması her anlamda hukuk devletinin gereği olarak kesinleşmişti.

 
Bunun üzerine Milli Eğitim Bakanı Sayın  Nabi AVCI hem TBMM bütçe komisyon görüşmelerinde hem de Mardin'de yaptığı bir basın toplantısında “Yargı kararları gereği Şube Müdürlüğü atamalarının % 50 yazılı % 50 sözlü sınav sonucuna göre yeniden yapılacağını açıklamış ve bu yönde çalışmaların devam ettiğini açıklamıştı.” Ancak Sayın bakan ne yazık ki % 50'sini kullanmayı düşündüğü sözlü sınavlarının tamamının farklı Bölge İdare Mahkemeleri tarafından iptal edildiğini ya göz ardı etmişti ya da yanlış bilgilendirilmişti.
 
İşte tam da bu noktada eğitim sendikalarına önemli bir görev düşmektedir. Zira hem hukuk devleti adına hem de şube müdürlüğü mağdurları adına Türkiye Cumhuriyetinin Bakanı'nın doğru bilgilendirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Nitekim sorumlu sendikacılık adına yargı kararlarının uygulanması gerektiğine inanan ve nihayet hukuk devletine önem veren tüm sendikalarımız için adeta bir sınavdır aynı zamandı.
 
Aksi halde Bakanlığın aynı konudaki ikinci hatası ile yargı kararları uygulanmayarak hukuk devleti sorgulanmaya devam edecek, yapılan atamalar için sendikalar tekrar benzer iptal davaları açacak, mahkemeler benzer yürütmeyi durdurma kararları verecek ve nihayet kısır döngü devam ederek mağdur eğitimci sayısı daha da artmış olacaktır. Tüm bu hatalar göz göre göre yaşanırken doğal olarak sendikaların da varlık sebebi üyeleri ve kamuoyu tarafından sorgulanacaktır.
 
İşte tüm bu nedenlerle bütün sendikaların bu konuda aynı tepki ve çabayı göstermesinin gerekli ve önemli olduğuna inanarak sendikalara yönelik başlatılmış olan mektup kampanyasında eğitim camiası ve Şube Müdürlüğü mağdurları sendikaların Milli Eğitim Bakanı ile bizzat görüşmelerini, bu konuda resmi yazı yazmalarını, mülakatların tamamını iptal eden yargı kararlarını kendisine göndererek ya da elden teslim ederek hatırlatmalarını, mevcut mülakatlarla yapılacak tüm atamaların hukuksuz olacağını ve aynı hukuk süreçlerinin yeniden yaşanarak kısır döngüden öte bir anlam ifade etmeyeceğini, mağdurların sayısını daha da artıracağını, sorunu daha da derinleştireceğini ve nihayet yargı kararlarının uygulanmamasının hukuk devletinde söz konusu bile olamayacağını kendilerine bizzat hatırlatmalarını talep etmişti.
 
Ne yazık ki eğitim camiasının ve şube müdürlüğü mağdurlarının bu haklı taleplerine Anadolu Eğitim Sendikası hariç diğer sendikalardan bir ses seda çıkmadı. Nitekim Anadolu Eğitim Sendikası bu konuyla ilgilenenlere e- mail yoluyla bilgi vererek mektup kampanyasında belirtilen konulara duyarsız kalmadığını, eğitim camiasının sesi olduğunu göstermiştir. Zira göndermiş olduğu mailde aynen “Sayın Öğretmenimiz; mailinizde özetlenen mağduriyete ilişkin bakanlıkla yürüttüğümüz iletişim ve yazılı-sözlü  taleplerimiz birbiriyle uyumludur. Mücadelemizi gücümüz oranında sürdüreceğiz. Saygılar... AES Sekretarya”  şeklinde açıklamada bulunmuştur. Bu vesileyle Anadolu Eğitim Sendikasını sorumlu sendikacılık anlayışı ve duyarlılığından dolayı tebrik ediyoruz.
 
 
Bu konuya duyarsız kalan diğer sendikaların bu derin sessizliğini ise anlamakta zorlanıyoruz. Dahası bu sessizliği pek de hayra alamet görmüyoruz. Hem Bakanlıkta hem de sendikalarda derin bir sessizlik hakim olduğuna göre acaba kapalı kapılar ardında çetin bir pazarlık mı sürüyor şeklinde soru işaretlerini düşünmeden edemiyoruz.  Atalarımız “İki kişinin bildiği sır değildir.” Dediğine göre bekleyip göreceğiz…

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.