Uzaktan eğitimde eşitlik sağlanmalı

Uzaktan eğitimde eşitlik sağlanmalı

Eğitim Sen, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile görüşerek eğitimde çözüm bekleyen sorunları ve çözüm önerilerini görüştü.

Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul ve Genel Sekreter İkram Atabay ve Genel Örgütlenme Sekreteri Ramazan Gürbüz, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u ziyaret ederek çözüm bekleyen sorunlara ilişkin görüşlerini aktardı. Eğitim alanında yıllardır yaşanan ve Kovid-19 salgını birlikte daha da ağırlaşan sorunlar, eğitim ve bilim emekçilerinin yaşadığı sorunlara kalıcı çözümler üretmek için ivedi adımlar atılması yönünde çözüm önerilerini de içeren dosya Bakan Selçuk’a iletildi.

Pandemi sürecinde hâlihazırda var olan eşitsizliklerin daha da arttığı, sosyoekonomik durumu iyi olmayan düşük gelirli velilerin çocuklarının, kız çocuklarının, tarım işçisi çocukların, anadili farklı olan çocukların, engelli çocukların ve dezavantajlı grupların, internet erişimi, akıllı telefon, tablet ve bilgisayarı olmayan öğrencilerin uzaktan eğitime dâhil olamadığını belirten Eğitim Sen, uzaktan eğitimde "not verme" çalışmasının adil bir uygulama olmadığını ve bu uygulamadan vazgeçilmesini istedi. 

“UZAKTAN EĞİTİMDE EŞİTLİK SAĞLANMALIDIR”
Bakan Selçuk'a iletilen çözüm önerileri şöyle oldu:

Kovid-19 salgınına dair gelişmeler dikkate alınmakla birlikte gerekli önlemler alınarak başlangıçta ana sınıflarının, ilkokulların, köy okullarının açılması için çalışmalar başlatılmalıdır. Küçük yaş gruplarının az öğrencili ortamlarda ders yapabilmesi için yani derslik başına öğrenci sayısının düşürülmesi için ortaokul mekânlarından yararlanılması sağlanmalı, öğrencilerin okula girişlerinde, hastanelerde alınan önlemler alınmalıdır. Bu öğrencilerin okulda bir öğün beslenmeleri ve belediyelere ait toplu taşıma araçlarından özel olarak yararlanmaları sağlanmalıdır. Küçük yaş grupları öğretmenlerine aşılama sürecinde öncelik verilmelidir.

Ortaokul, lise ve üniversiteler için yine Kovid-19 salgınının izlediği seyir dikkate alınarak bu okulların açılmaları için önlemler ivedilikle alınmalıdır. Bu önlemler okul inşaları ile derslik sayısını artırma ve böylece derslik başına düşen öğrenci sayısını azaltma, yeni öğretmen ve destek personel istihdamı olarak sıralanabilir.

“LAİKLİK İLKESİNİ İHLAL EDEN UYGULAMALAR ORTADAN KALDIRILMALIDIR”

Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün, il ve ilçe milli eğitim yöneticileri ile okul yöneticilerini öğrencilerin dini içerikli dersleri seçmeleri konusunda yönlendirdiği şikâyetleri sendikamıza sıklıkla iletilmektedir. Seçmeli derslerin ilgi, yetenek ve merakları doğrultusunda öğrenciler tarafından seçilmesi için gerekli özen gösterilmelidir. Öğrencileri dini içerikli dersleri seçmeye yönlendiren eğitim yöneticileri ve okul yöneticileri uyarılmalıdır. Bilimsel ve laik eğitim ilkesinden vazgeçilmemelidir.

“EĞİTİMDE GÜVENCELİ İSTİHDAM SAĞLANMALIDIR”

Öğretmenler arasında kadrolu, sözleşmeli ya da ücretli öğretmen ayrımı yapılması ve bir hiyerarşinin oluşturulması çalışma barışını bozan bir etkiye sahiptir. Eğitimin vazgeçilmez bileşeni öğretmendir ve eğitimin niteliği, öğretmenin niteliği ile doğru orantılıdır. Güvencesizliğin ve düşük ücretlerin yarattığı kaygı, eğitim ve öğretim uğraşını olumsuz biçimde etkilemektedir. Eğitimin niteliği düşünülüyorsa sözleşmeli, ücretli ya da başka bir ad altında yapılan öğretmenlik uygulamalarının tamamına son verilmelidir.
Kamu hizmetlerinin sürekliliği, düzenliliği ve halka daha nitelikli olarak sunulması için eğitimde her türlü güvencesiz istihdam uygulamasından derhal vazgeçilmeli, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu kalıcı olarak çözülerek herkese kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
Eğitimde Genel İdari Hizmetler, Teknik Hizmetler ve Yardımcı Hizmetler ve 4/B Kapsamında çalışan eğitim ve bilim emekçilerinin sorunları çözülmelidir.
Eğitim öğretim sınıfı dışında bulunan tüm personel eğitim öğretim sınıfına tabi tutulmalı, ekonomik, sosyal ve özlük haklarında iyileştirme yapılmalıdır.

“ATAMALAR LİYAKAT İLKESİ ESAS ALINARAK YAPILMALIDIR”

Danıştay Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 17.02.2020 tarihli ve E: 2020/4, K: 2020/14 sayılı kararından sonra, Milli Eğitim Bakanlığı bir an önce 2014 yılında yaptığı 1709 şube müdürlüğü atamasını iptal etmelidir.
Sözlü sınavlar ayrımcı uygulamalar için kullanıldığından bu yöntemden vazgeçilmelidir.

“ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE VE HUKUKA UYGUN ÇALIŞMA SÜRECİNDEN UZAKLAŞILMAMALIDIR”

Kovid-19 salgını ile birlikte öğretmenlere yönelik sekiz saatin üzerinde çalıştırma uygulamalarına yenileri eklenmiştir. Öğretmenlerin ‘geçici görevlendirme’ adı altında filyasyon ekiplerinde ve çağrı merkezlerinde görevlendirilmek istenmesi anayasaya ve yasalarımıza aykırıdır; bu nedenle bu uygulamalardan vazgeçilmelidir.
KHK ek listelerine konularak işlerine son verilen eğitim ve bilim emekçilerinin görevlerine dönüşü sağlanmalıdır.
Haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen kamu görevlilerinin bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmeleri gerekmektedir. Halen OHAL Komisyonu’nun inceleme aşamasında bulunan yaklaşık 16 bin dosyanın yaklaşık bin 200’ü sendikamız üyelerine aittir. OHAL Komisyonu tarafından karara bağlanan dosyaların oranı %87 iken ihraç üyelerimizin karara bağlanan dosya oranı %21’dir. Bu olgu, üyelerimizin dosyalarının bilinçli biçimde karara bağlanmadığını göstermektedir. Kamu emekçilerinin işlerine dönüşü konusunda Milli Eğitim Bakanlığı daha etkin olmalıdır.

“SENDİKAL EYLEMLER NEDENİYLE AÇIĞA ALINMA VE SÜRGÜN EDİLMEYE  SON VERİLMELİ”

2017/18 eğitim öğretim yılı başında daha önce katıldıkları sendikal eylemler nedeniyle açığa alınan üyelerimize yönelik olarak MEB tarafından büyük bir sürgün furyası başlatılmış, tamamen idari ve siyasi tasarruflarla 1190 Eğitim Sen üyesi hukuksuz bir şekilde sürgün edilmiştir. Sürgünlerle sadece üyelerimiz değil, aynı zamanda öğrenciler de mağdur edilmiş, üyelerimizin çocuklarının eğitim hakları bizzat Bakanlık eliyle kesintiye uğratılmıştır.
İsteğe bağlı iller arası yer değişikliği ve il içi yer değişikliği eşitlik, adalet ve yasalara uygun biçimde yapılmalıdır.
Tayinler konusunda mağdur edilen on binlerce öğretmen aylardır sosyal medya etkinlikleri ile seslerini duyurmaya çalışmaktadır. Atama mevzuatına aykırı biçimde ilk atanan öğretmenlerin, zorunlu hizmetin söz konusu illere değil, isteğe bağlı yer değişikliği isteyen öğretmenlerin istediği illere atandığına dair iddialar bulunmaktadır. Uzun yıllardır aynı ilde ve köyde kalan bu öğretmenlerin yer değişikliği çalışmaları ivedi biçimde yapılmalıdır.

“EK DERS ÜCRETLERİ ÖDENMELİDİR”

Artan hayat pahalılığı ve son yapılan memur zammının düşük oranı da dikkate alındığında öğretmenlerin ek ders ücretlerinin zamanında ve hakkaniyete uygun biçimde yapılması gerekmektedir.

“3600 EK GÖSTERGE DÜZENLEMESİ YAPILMALIDIR”

Yıllardır talebimiz olan öğretmenlere 3600 ek gösterge, 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde iktidarın seçim vaatleri arasında yer almıştır. Aradan iki yıldan fazla süre geçmiş olmasına rağmen söz konusu vaat gerçekleştirilmemiştir. 3600 ek gösterge öğretmenlerin sosyal ve ekonomik yaşamını iyileştirmesinin yanı sıra, atamalarda, özlük hakların iyileşmesinde ve emeklilik açısından önemlidir. Öğretmenlere 3600 ek gösterge uygulaması bütün öğretmenleri olumlu etkileyecek ve mesleklerine daha çok yoğunlaşmalarını sağlayacak sonuçlar ortaya çıkaracaktır.

“KREŞ HAKKI SAĞLANMALI, DOĞUM İZNİ VE EBEVEYN İZNİ ARTTIRILMALIDIR”

Çalışan kadınlara doğum öncesi 8, doğum sonrası 16 hafta olmak üzere toplam 24 hafta ücretli doğum izni verilmelidir. Doğumdan sonra babaya 10 iş günü ücretli izin verilmeli, sezaryenle veya erken doğum halinde bu izin ücretli olarak 15 güne çıkarılmalıdır. Bunun için; 0-6 yaş grubu çocuklar için, 50 ve üzerinde çalışanı olan bütün iş yerlerinde kreş açılmalıdır. 50’den az çalışanın bulunduğu iş yerlerinde ise çalışma alanlarına yakın ortak bakım üniteleri ve kreşler açılmalıdır. 

Eğitim Sen

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.