Sarkan Yönetici Atama Süreçleri Eğitimi Felç Eder

Sarkan Yönetici Atama Süreçleri Eğitimi Felç Eder

Haziran'dan Aralık'a Sarkan Yönetici Atama Süreçleri Eğitimi Felç Eder

 Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Murat Bilgin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, dört mevsime yayılan atama yönetmeliği uygulamasıyla tarihe geçmek üzere olduğunu ifade ederek, “Haziran’dan Aralık’a sarkan yönetici atama süreçleri eğitimi felç eder” dedi.

 

Eğitim-Bir-Sen Kastamonu Taşköprü İlçe Temsilciliği’nin düzenlediği genişletilmiş işyeri temsilcileri toplantısına katılan Murat Bilgin, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.



 

Hiç Kimseyi Aldatmadık, Hiçbir Zaman da Aldatmayacağız

 

Kastamonu şubesini, ilçe teşkilatlarını ve tüm üyeleri tebrik ederek sözlerine başlayan Bilgin, şöyle devam etti: “Taşköprü’de yetkiyi alarak önemli bir zafere imza attınız. Kim ne derse desin, artık bu ülkede 100 yıllık ezilmişlik ve baskı dönemi son buluyor. Kendi istiklal şairinin oğlunu açlık ve sefalet içinde çöp bidonunda, sokaklarda ölüme terk eden bir devlet geleneğinden geliyoruz. Yıl 1965. Dönemin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın, ‘Sokaklardaki kapalı kadınların öncüleri cezalarını göreceklerdir’ beyanatı üzerine Şule Yüksel Şenler Yeni İstiklal Gazetesi’nde ‘Cumhurbaşkanı önce Allah’tan, sonra bu milletten özür dilemelidir’ diye bir yazı yayımlar. Bu yazısı dolayısıyla 9 ay hapisle cezalandırılır. Cevdet Sunay iki ay sonra cezasını kaldırır. Ancak Şule Yüksel Şenler bu affı kabul etmeyerek, ‘bu ceza benim için bir onurdur, şereftir’ der ve kalan 7 aylık hapis cezasını da çeker. Evet, çekilen onca acı ve eziyet, yüzyıllık bir zulmün-baskının bu topraklarda sona erişidir kamuda-üniversitelerde başörtüsüne özgürlük. Ama biz ne yaptık? 90 yıllık bir zulüm 6 ay evvel sona erdi bu ülkede ve ne oldu? ‘Söylesem faydası yok… Sussam gönül razı değil’ diyor şair. O durumdaydık. Ama susmadık. Doğrunun ve hakkın yanında yer aldık. Bizler hiç kimseyi aldatmadık, hiçbir zaman da aldatmayacağız. ‘Düşmanlık ancak zalimlere karşıdır’ buyuruyor Rabbim. Zalim olmayanlara düşmanlığımız asla söz konusu olamaz. Kor ateşlerden geçerek bugünlere geldik. Bunu kimse unutmasın. Hatırlayın 90’lı yıllar boyunca bu ülkede Müslümanların sokağa çıkamadığı, televizyonlardan, gazetelerden her gün aşağılandığı, bütün değerlerimizle her an, her saat alay edildiği zamanlardan bugünlere geldik. Bu ülkede nice İskilipli Atıf Hocalar katledildi. Yeniden saflar karılıyor bugün. Bizim safımız bellidir, bizim safımız bu milletin-bu ümmetin yanıdır! Hep de böyle kalacaktır! Son 6 ayda bu ülkede yeni bir 28 Şubat süreci yaşanmadıysa, bunda bu millet adına nöbet tutan sizlerin, Eğitim-Bir-Sen’in katkısı büyüktür.”

 

İslam ümmetine 200 yıldır kan kusturan büyük şeytan İsrail’e laf söylemeyen, eleştirmeyen herkesin sorgulanması gerektiğini belirten Bilgin, “Yüzyıldır bu topraklarda aşağılanan, yok sayılan, hakir görülen biziz. Türkiye düşerse İslam dünyası kan deryasında boğulur Onun için diyorum ki, herkes aklını başına alsın. Yoksa Üstat Necip Fazıl, Mehmet Akif Ersoy, İskilipli Atıf Hoca, Bediüzzaman yattığı yerden kalkar sizleri silkeler, boğazınıza sarılır. Hiçbir cemaatin, grubun çıkarı-ümmetin çıkarının üstünde değildir, olamaz! Böyle düşünmemek vebaldir, ah almaktır” şeklinde konuştu.

 

Bilgin, 28 Şubat postmodern darbesiyle en çok ezilen, hırpalanan kesimin mütedeyyin kadınlar olduğunu, okulun kapısından geri çevrilen, işten atılan ya da istifa etmek zorunda bırakılanların hep kadınlar olduğunu dile getirerek, gerçekleştirdikleri eylem ve etkinlikler sonucunda kamuda başörtüsü diye bir problemin kalmadığını, bu kazanımın elde edilmesinde, sivil itaatsizlik eylemi yapan, günlerce kar, yağmur ve soğuk demeden stantların başında imza toplayan kadınların payının büyük olduğunu kaydetti.

 


 

Türkiye Prangalarından Kurtulmalıdır

 

Türkiye’nin yıllardır etnik temel üzerinden ayrıştırılmaya ve kendi içerisinden yıkılmaya çalışıldığını ifade eden Bilgin, şunları söyledi: “Gerek dış uzantılar gerekse içimizdeki İrlandalılar vasıtasıyla asırlarca ümmet çatısı altında dil, din, ırk, renk ayrımı yapmaksızın yaşamış olan insanlar birbirlerine karşı kışkırtılmakta ve terör kıskacında ayrıştırılmaya çalışılmaktadır. Cihanşümul bir devlet anlayışından uzak ulusalcılık hastalığı gereği etnik ayrımcılık körüklenmektedir. Binlerce Mehmetçiğin şehit olmasına, on binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan terör dış mihraklarca beslenmekte, asırlarca et ve tırnak gibi yaşamış insanımızın arasına sokulan nifak tohumlarının yeşermesi için gayret gösterilmektedir. Ülke ekonomisinin, yatırımların ve büyümenin belini kıran, can yakan terörün bitmesi için başlatılan Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’nin sonuca ulaşmasını istiyoruz. Kandan ve gözyaşından beslenenlerin adının Türk ya da Kürt olması sonucu değiştirmemektedir. Sonucu değiştirecek olan, teröre son verdirilerek kardeşlik hukukunu yeniden tesis edip eşitlik, adalet ve özgürlüğün herkesin ortak malı olduğu bilinciyle, hiç kimsenin ötekileştirilmediği zemini yakalamaktır. Türkiye’nin ayak bağlarından kurtulmasını, prangalarını kırmasını arzu ediyor, Milli Birlik ve Kardeşlik projesi kapsamında ortaya konulan olumlu çabaları destekliyoruz.”

 

Programda, Eğitim-Bir-Sen Taşköprü İlçe Temsilcisi Abdullah Oğuz, Eğitim-Bir-Sen Kastamonu Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu ve Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan da birer konuşma yaptı.

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.