
Yönetici Atamada Yeni Tezgâh!
Yıllardır yılan hikâyesine dönen ve türlü türlü entrikalara, desiselere ve akla hayale gelmedik torpil yöntemlerine konu olan yönetici atama konusu, sınavlı yönetmelikle tam da selamete erdi derken bu defa yeni bir tezgâh çıktı ortaya. Bu tezgah öyle bir tezgah ki hem işin ucunda para olduğu için gerçek anlamıyla pazar tezgahını anımsatmakta hem de bir çeşit torpil ve entrika arayışı hastalığının sinsice nüksetmesi olduğu için mecazi anlamıyla da 'Tezgah' kelimesini anımsatmaktadır. Söz konusu bu sinsi tezgâh, sırf Ek-2'deki 8 puanı kapmak için sendikalar aracılığı ile özel üniversitelerden para karşılığı alınan Eğitim Yönetimi ve Teftişi Tezsiz Yüksek Lisans Diplomasıdır.
Nitekim eğitim camiasında kulaktan kulağa söylendiği üzere, sendikalar birbirleri ile yarış ederek bazı özel üniversitelerle anlaşmak suretiyle üyelerine para karşılığı Eğitim Yönetimi ve Teftişi Tezsiz Yüksek Lisans diploması almaktalarmış. Devlet üniversiteleri böyle bir tezgâha alet olmadıkları için de genellikle adı sanı duyulmadık özel üniversitelerle anlaşılmaktaymış. Yaklaşık 3 ile 5 bin lirayı bulan bu diploma konusunda sendikalar aracı oldukları için hem fiyatta biraz düşme oluyormuş, hem de kredi kartına 12 taksite kadar bölüyorlarmış. Normal Devlet Üniversitelerinde Tezsiz Yüksek Lisanslarda tezden hiçbir farkı olmayan Proje yazıldığı halde, sendikalar sıkı pazarlıkla projeyi de ortadan kaldırmışlarmış. Dersten kalma konusu haliyle pazarlık esnasında garanti edilmiş olacağı için geriye kayıt yaptırıp para konusunu halletmek kalıyor. Lafı dolandırmadan işin özünü söylemek gerekirse yönetici atamada 3 ile 5 bin liraya 8 (Sekiz) puan satılıyormuş vesselam. İşte bahsettiğim tezgâhın adı budur.
Hatta aklı evvel sendikanın biri işi iyice abartarak 81 Vilayettin tamamında tezgahlar zinciri açmayı kafaya koymuş olmalı ki, YÖK’e yazı yazmış ve eğitim fakültesi ya da eğitim yönetimi bölümü olmayan illerde de herhangi bir üniversitede bu programın Tezsiz Yüksek Lisansının açılmasını talep etmiş pes yani… Edep yahu! Bereket ki YÖK bu tezgâha alet olmamış ve red cevabı vermiştir.
Aslında lisans diplomasının anlamını yitirdiği günümüzde tüm öğretmenlerin yüksek lisans yapması arzu edilen bir durumdur. Ancak eğitime katkı sağlamak adına yapılacak bir yüksek lisansın öğretmenin kendi branşında olması daha anlamlı olacaktır. Ayrıca Yüksek Lisans yapmak için dünya kadar bölüm varken özellikle ve yalnızca Eğitim Yönetimi ve Teftişi bölümünde yapılması, eğitim ve kalitenin kimsenin umurunda olmadığının ve tek hedefin Ek-2’deki 8 puanı kapmak olduğunun çok açık göstergesidir.
Keza devlet üniversiteleri değil de özel üniversitelerle anlaşma yapılması, sendikaların bu konuda yarışa girmiş olması ve nihayet bu işin ucunda yüklü miktardaki paranın söz konusu olması haliyle pis kokulara ve kafalarda soru işaretlerine neden olmaktadır.
Böylesi bir tezgâhın ve oyunun parçası olmak, tüm taraflara itibar kaybettirmekten ve aslında boşa kürek çekmekten başka bir işe yaramayacaktır. Zira bu durum her şeyden önce yoğun bir emek gerektiren ve insanların gözünde saygınlığı olan yüksek lisansın ayağa düşürülmesi, itibarının iki paralık edilmesidir. Ayrıca üç beş kuruş için bu işe alet olan özel üniversitelerin ise bilim ahlakından uzak ve tek amaçlarının para olduğu tezini güçlendireceği için onlar da büyük bir itibar kaybına uğrayıp kendilerine zarar vermektedirler. Sendikalara gelince öğretmenlerin % 60’nın neden hala bir sendikaya üye olmadığını anlayamadıklarını söyleyip duruyorlar ya işte sebep: Siz “Herkesi kör alemi sersem mi sanıyorsunuz.” Gerçek yüzünüz işte bu bazı öğretmenler de gerçek yüzünüzü ve işlevinizi bildikleri için üye olmuyorlar işte. Artık bu rezillikten sonra sanırım üye öğretmenler de üyeliklerini gözden geçireceklerdir. Bu tezgâhın gafil avları olan öğretmenlere gelince söylenecek söz bulamıyorum ama şu kadarıyla yetineyim ki: Bu diplomayı almak için çalıştığınız kadar sınava çalışsaydınız 8 puana da ihtiyacınız kalmazdı, paranız da cebinizde kalırdı. Ayrıca “Hedefe ulaşmak için her yol mubah değildir” ve sizler bu ahlak ilkesini öğrencilere öğretmek için maaş alıyorsunuz, varlık sebebiniz budur. Kaldı ki öğretmenin toplumdaki itibar kaybının sebeplerini biraz da buralarda aramak gerekiyormuş demek ki…
Bu satırların yazarı, yönetici atama konusunda ta başından beri daima sınavlı yönetmeliği savunmuş ve yalnızca sınav puanının esas alınması gerektiğini ısrarla yazmıştır. Çünkü Ek-2 demek torpil kapısını aralıklı bırakmak demektir, entrikaya zemin hazırlamak demektir, bizim insanımızın torpil hastalığının bir gün bir şekilde nüksetmesi demektir ve nihayet geminin su alması demektir. Bu tezgâhı gördükten sonra keşke ben yanılsaydım diyorum ama ne yazık ki haklı çıkmış olmanın üzüntüsünü yaşamaktım.
Sonuç itibariyle bu tezgahı bozmak ve bu bataklığı kurutmak yine Milli Eğitim Bakanlığının hem görevidir hem de şeref borcudur. Zira hem bilimin, hem özel üniversitelerin, hem yüksek lisansın, hem öğretmenlerin hem de yönetici atamanın bu tezgâhla ayaklar altına alınmış olan itibarını yeniden ayağa kaldırmak yalnızca bakanlığın elindedir. Hem de küçücük bir hamle ile nasıl mı? Yönetici atama yönetmeliğinin ekinde yer alan Ek-2’nin mümkünse tamamı, mümkün değilse en azından yönetim alanında yapılan yüksek lisans diplomasına verilen 8 puan kaldırılsın olsun bitsin. Zira bugün Ek-2’den bu 8 puan çıkarılsın para verip bu programlara kayıt olanların tamamına yakınının yüksek lisansı yarıda bırakacaklarını, hatta ilgili sendika ve kurumlara paralarını geri almak için belki de dava açacaklarını öngörmek kehanet olmasa gerek.
Bu küçük değişiklik ile sorun kökünden çözülecek, bu tezgah bozulacak ve bataklık kurutulacaktır. Ve bu değişiklik mutlaka yapılmalıdır, hem de o diplomaya sahip olan birisi olarak çok rica ediyorum, lütfen Ek-2’den bu 8 sekiz puanı kaldırın, hem de hemen…
10.08.2012
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.